Eğitim İş’ten MEB’in proje okullarındaki atamalarına sert tepki

Eğitim İş İzmir tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı’nın proje okullarındaki atama ve yönetici görevlendirme uygulamalarını protesto etmek amacıyla İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenlendi


  • Oluşturulma Tarihi : 10.04.2025 17:00
  • Güncelleme Tarihi : 10.04.2025 17:00
  • Kaynak : MERVE AĞRIÇ
Eğitim İş’ten MEB’in proje okullarındaki atamalarına sert tepki

Eğitim-İş İzmir 1 No’lu Şube, Milli Eğitim Bakanlığı’nın proje okullarındaki atama ve yönetici görevlendirme uygulamalarını protesto etmek amacıyla İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada konuşan Eğitim İş İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Özgür Şen, liyakatin göz ardı edildiğini, atamalarda keyfilik ve kayırmacılığın hakim olduğunu belirterek, “MEB sorunları çözmek yerine bilinçli olarak yenilerini yaratıyor” dedi.

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI YENİ SORUNLAR YARATMAYA DEVAM EDİYOR

Liyakati öncelemenin ve sağlamanın Milli Eğitim Bakanlığı’nın görevi olduğunu vurgulayan Şen, “Okulları, öğretmen ve öğrencileri proje, nitelikli, niteliksiz adıyla ayırmaktan derhal vazgeçin! Okulların sahibi değilsiniz, buralar sizin şirketleriniz değil, eğitimde eşitliği, adaleti, hakkı ve liyakati öncelemek, sağlamak MEB’in asli görevidir. Proje okulları MEB’in istediğini atama projesidir, keyfiliğin, kayırmanın adresi haline geldiğini herkes biliyor! Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimdeki sorunları çözmek yerine bilinçli olarak yeni sorunlar yaratmaya devam etmektedir. Atamaya dair objektif hiçbir kriteri bulunmayan proje okulları, siyasetin ve yandaş sendikaların keyfi şekilde makam, koltuk dağıtmak için kullandığı bir garabete dönüşmüştür” ifadelerini kullandı.

SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ

Atamaların hangi ölçütlere göre yapıldığına dair somut kanıtların olmadığını ifade eden Şen, “Bu okullara yapılan son atamalar MEB’in kayırmacılığını ve keyfiliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Proje okullarındaki binlerce öğretmenin görev süresinin neden uzatılmadığına, yeni atamaların hangi ölçütlere göre yapıldığına dair somut hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Görünen o ki okullarımızı protokollerle cemaat ve tarikatlara teslim eden Milli Eğitim Bakanlığı, kendini tüm okulların sahibi olarak görmekte liyakati, hakkı, hukuku yok saymakta adaletsizliğin odağı olmaktadır. MEB’in verilerine göre şu an 2153 okulun adı proje okulu, proje okullarında 79 bin 286 öğretmen, 5 bin 318 yönetici görev yapmakta, yaklaşık 500 bin öğretmen de proje okullarına atama için başvuru yapma kriterlerini taşımaktadır. Bir proje okulunda 3 kadro varken, 4 kişinin başvurusu olmasına rağmen her nedense hiçbir atama yapılmamıştır! Neden? Kendinize uygun kişiyi bulamadınız mı? Çarpık sisteminiz mi yeteriz kaldı? Kıdemli birçok öğretmen, doktorası olan, yüksek lisansı olan, başarı ve üstün başarı belgeleri, maaşla ödüllendirilmesi olan, soruşturması, cezası olmayan, yıllardır aynı okulda görev yapan öğretmen atanmıyor. Neden? Ne olursa atanabilir, atanması için size tam olarak ne lazım, dürüst olun, buyurun açıklayın! Daha ne olması, ne yapması, ne tür başarıları göstermesi lazım öğretmenlerin? Eğitimdeki çağ dışı, bilim dışı, gerici politikalarınıza, aydın, başarılı eğitimcilerin hakkını yemenize, öğrencilerimizi ve eğitim çalışanlarını ayrıştırmanıza seyirci kalmayacağız. Hem örgütlü hem de hukuki olarak yaptığınız tüm haksızlıkların tüm kötülüklerin hesabını soracağız!” diye aktardı.

OKULLARIMIZ YANDAŞLARIN YUVASI HALİNE GETİRİLEMEZ

Ataması yapılmayan her üyelerinin haklarını savunacaklarını aktaran Şen, “Açtığımız ve kazandığımız birçok dava oldu, mahkemeler ne dedi? ‘Bakanlığın atama ve yer değiştirme yetkisi var ama bu yetkiler keyfi şekilde kullanılamaz’, ‘somut, objektif kriterler olmalı, atamaların mutlaka gerekçelendirilmesi gerekiyor’ diyor. Cumhuriyet değerleriyle, laiklikle, halkın aydınlanmacı, ilerici öğretmenleriyle kavga eden bir iktidarın başarılı olması mümkün değildir. Nitelikli eğitim ancak kendini bu halkın çocuklarına adamış, idealist, Cumhuriyetçi öğretmenlerle sağlanır. Okullarımız eğitim yuvasıdır, liyakatı yok sayan, kayırmacılığa dayanan, okullarımızı tarikatların, cemaatlerin, yandaşların yuvası haline getirilemez. Eğitim-İş olarak hiçbir öğretmenimizin mağdur edilmesine, MEB’in öğretmen kıyımı yapmasına, kendisince makbul olmayan öğretmenleri niteliklerine bakmaksızın tasfiye etmesine izin vermeyeceğiz.  Bu konuda mağdur olan, ataması yapılmayan her bir üyemizin hakkını sonuna kadar arayacak, tüm eğitim çalışanlarının haklı mücadelesinin yanında olacağız, her türlü yasal hakkımızı kullanacağız” dedi.

 
AYRIMA SON VERİN

Sözlerinin devamında ise Şen, şu ifadelere yer verdi: “MEB’e açık çağrımızdır: Okullar arasında ‘özel program ve proje uygulama okulu’ ayrımına son veriniz! Öğretmen atama ve yönetici görevlendirme süreçlerini; tüm eğitim kurumlarını kapsayacak şekilde tek bir yönetmelikle yasallık, belirlilik, objektiflik ve sürdürülebilirlik ilkelerine uygun hale getiriniz! Liyakati ve şeffaflığı esas alan bir sistem oluşturunuz! Yönetmelikte yer almayan yöntemler hakkında öğretmenleri zamanında ve açık şekilde bilgilendiriniz! Proje okullarına öğretmen atamalarında torpilin, cemaatvari yaklaşımların değil; adaletin ve hakkaniyetin geçerli olmasını sağlayınız! Bugün eğitimi gerçek amacından uzaklaştırdınız. Sınav odaklı sisteminiz başarısız oldu. Öğrencileri ‘nitelikli’ ve ‘niteliksiz’ diye ayırırken; öğretmenleri ve yöneticileri keyfi şekilde atamak isteğiniz artık gizlenemez hale geldi. MEB, proje okulu atamalarındaki objektif kritere dayalı olmayan keyfi atamaları derhal iptal etmeli, kayırmacılığa son vermelidir! Yönetici görevlendirme ve öğretmen atamalarında şeffaf bir sistem oluşturulmalıdır. Mevzuatlarda hukuk devletinin temel ilkelerinden yasallık, belirlilik, objektiflik ve sürdürülebilirlik ilkelerine bağlı kalınarak, liyakatı esas alan ölçütlerle atamalar yeniden yapılmalıdır.  Eğitim-İş hem toplumsal hem de mesleki sorunlarda mücadelenin öncüsüdür, öncüsü olmaya devam edecektir!”

Yazarımız Kim ?

MERVE AĞRIÇ