- Eğitim
- 18.04.2025 14:06
‘Proje Okulları’na tepki gösteren Eğitim-İş Sendikası, Bergama’da basın açıklaması yaparak “Proje okullarındaki keyfi atamalar derhal iptal edilmeli, MEB kayırmacılığa son vermelidir” dedi
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) İzmir Şubeleri, ‘proje okullarına’ tepki göstermek amacıyla Bergama Yusuf Kemalettin Perin Fen Lisesi’nde toplandı.
Eğitim-İş İzmir 7 No’lu Şube Bergama Temsilcilik Başkanı Sezin Serter’in okuduğu basın açıklamasında, “Proje okullarındaki keyfi atamalar derhal iptal edilmeli, MEB kayırmacılığa son vermelidir” dedi.
Basın açıklamasında yer alan ifadeler şöyle: “Bugün burada, Bergama’dan, Cumhuriyet değerlerine, laik ve bilimsel eğitime gönülden bağlı eğitim emekçileri olarak sesleniyoruz: Millî Eğitim Bakanlığı eliyle yürütülen proje okulu uygulaması; bir kadrolaşma operasyonudur. Eğitim sistemine, öğretmene, öğrenciye ve topluma yönelik sistematik bir darbedir! Hiçbir objektif kriter gözetilmeden, liyakat ilkesinin yerle bir edildiği, gece yarısı operasyonlarıyla 20 binden fazla öğretmen yerinden edilmiştir. Öğrencilerine yürekten bağlı birçok meslektaşımız bu kıyımdan nasibini almıştır! Öğretmenler tek bir gerekçe dahi gösterilmeden kapı önüne konulmuş, hukuksuzca ve gerekçesiz bir şekilde kadro dışı bırakılmış, yerlerine hangi kriterlere göre seçildiği açıklanmayan atamalar yapılmıştır. Bu sadece bir görev yeri değişikliği değil, bir aklın, bir sistemin çökertilme hamlesi ve hiçbir kriteri dikkate almayan bir kadrolaşma projesidir! Ayrıca YKP fen lisesine yapılan müdür atamasında kriterlere uygun meslektaşlarımızın başvuruları olmasına rağmen aynı kişinin hala görevine devam ettirilmesi açıkça hukukun hiçe sayılmasıdır.”
Yetkililere sorularını da yönlendiren sendika, “Bu koltuk liyakate değil belli odakların keyfi tasarruflarına mı, tahsis edilmiştir? Liyakatsizliği tescillenen kurum müdürünün meslektaşlarımızın atamalarında etkinliği mi, söz konusudur? Atamalar eğitim camiasına yakışmayan şark kurnazlığı ile değil; liyakat ve hakkaniyet esasına göre yapılmalıdır. MEB, öğretmenleri siyasi görüşlerine, sendikal tercihlerine göre ayırmak, fişlemek, susturmak gibi bir hakkı kendinde nasıl görebiliyor? Millî Eğitim Bakanlığının görevi, hakkaniyetli ve liyakate dayalı atama sistemleri oluşturmaktır. Anayasa'yı, yasaları, mahkeme kararlarını hiçe sayan bu uygulamalar, açıkça suça davetiye çıkarmaktadır. Danıştay kararları ortadayken, hala keyfi atamalarda ısrar eden MEB'e sesleniyoruz: Kamu yönetimi sizin ideolojik oyuncağınız değildir. Eğitim-İş olarak çok açık söylüyoruz: Bugün burada bir kez daha ilan ediyoruz: Bu hukuksuzluğa, bu kıyıma, bu kadrolaşma düzenine boyun eğmeyeceğiz. Öğrencilerimizi nitelikli eğitimden mahrum bırakma pahasına yapılan bu uygulamalara karşı Eğitimde liyakat sağlanana kadar, bu keyfiyet sona erene kadar Bergama’daki her okulda, her öğretmen odasında, her sınıfta bu hukuksuzluğu anlatacağız. Sessiz kalmayacağız, susmayacağız, biat etmeyeceğiz!” eleştirisinde bulundu.
Eğitim-İş son olarak ise, “Mağdur edilen her bir öğretmenimizin yanında yer alarak, gerekli tüm hukuki süreçleri başlatacağız. Velilerimize, öğrencilerimize ve tüm halkımıza çağrımızdır: Eğitimde adalet için, liyakat için, laik ve çağdaş eğitim için, çocuklarımızın geleceği için sesimizi yükseltmeye, mücadelemize omuz vermeye çağırıyoruz. Bu mücadele sadece öğretmenlerin değil, bu ülkenin aydınlık yarınları içindir. Okullarımız; bilim yuvası ve öğretmenlerimiz, geleceği inşa eden aydınlık meşalelerdir. Unutulmasın: Okullar tarikatların arka bahçesi, öğretmenler iktidarın memuru, çocuklarımız siyasi projelerin piyonu değildir. Bu ülkenin hâlâ mücadele eden, direnen, örgütlü, Cumhuriyetçi öğretmenleri vardır. Ve biz buradayız!” mesajı iletildi.