Sayfa Yükleniyor...
Eğitim-İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Adem Yıldırım, geçtiğimiz hafta sonu yapılan LGS sınavı için açık çağrıda bulundu: “LGS’deki matematik sorularını MEB yöneticileri çözsün”
Eğitimdeki eşitsizliklerin, ne yazık ki pandeminin damga vurduğu böylesi bir dönemde daha da derinleştiğini kaydeden Eğitim-İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Adem Yıldırım, geçtiğimiz pazar günü gerçekleşen Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavında yaşanan sorunları gündeme getirdi. Gazetemize konuşan Başkan Yıldırım, salgında eğitimi öncelemeyen, eksikleri kabul etmeyen ve giderme konusunda basiretsiz davranan bir anlayışın, eğitim sistemimizde zaten iyice azaltılmış olan fırsat eşitliğini bu dönemde adeta rafa kaldırdığını belirtti. “1 milyonu aşkın öğrencinin girdiği LGS’nin zorluğu tepkilerin odağında” diyen Yıldırım, şunları ekledi: “Okulların ne zaman açılacağı, nasıl açılacağı, açılmayacaksa eğitimin online olarak ne koşullarda devam edeceği, homojen olup olmayacağı gibi birçok soru cevapsız bırakılmış, veliler ve öğretmenler eğitime ilişkin kararları bu dönemde hep son dakika öğrenebilmiştir. Eğitimin yüz yüze sürdürüldüğü safhalarda çocukların virüsten korkmadan derslere odaklanması sağlanamamış, uzaktan sürdürüldüğü safhada ise öğrencilerin tümü sisteme dahil edilememiştir.”
EN ZOR SINAVLARDAN BİRİ
Ailesi varlıklı öğrencilerin özel ders alma imkanı, özel okulların ‘etüt’ adı altında işlediği derslere katılma olanağı bulmuşken, ailesi yoksul öğrencilerin bu imkanların yanından bile geçemediğini söyleyen Yıldırım, “Teknolojik imkansızlıklar nedeniyle uzaktan eğitime katılamayan yavrularımıza bilgisayar/tablet ve internet sağlama sözünü bile yerine getiremeyen eğitimden sorumlu kişiler, Anayasal bir hak olduğu halde aynı eğitimi alamayan çocuklarımızı aynı sınava tabi tutup adil olmayan bir sonuçla liselere yerleştirecek olmasının vicdanla ve bilimsellikle yan yana gelebilir bir tarafı yoktur. Böylesi kötü, beceriksizlikle yönetilen bir eğitim döneminin sonunda sınava giren 1 milyonu aşkın öğrencimiz, son yılların en zor sınavlarından biriyle karşı karşıya gelme şoku yaşamıştır” dedi.
ABARTI DERECEDEKİ ZOR SORULAR
Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti: “Özellikle matematik sorularının, sanki çocuklar eğitim dönemi boyunca sorunsuz ders işleyebilmişçesine ve süre hesabı yapılmadan hazırlandığı görülmektedir. Öyle ki soru başına yaklaşık 2 dakika düşen sınavda 10’dan fazla işlem gerektiren ya da uzun uzun grafik okumaya mecbur bırakan çok sayıda soru mevcuttur. Sorular adeta liselere değil üniversitelere yerleştirmek için hazırlanmış kıvamdadır. Ayrıca altını çizmek isteriz ki gerçeklere aykırı bir şekilde hazırlanan bu sınavla, Bakanlığın çözmediği sorunlara kendi çarelerini yaratmaya çalışarak fedakarca öğrencilerini hazırlayan eğitimcilere ve çocukları iyi okullarda okuyabilsin diye çabalayan velilere de haksızlık yapılmıştır. Sendikamız başta olmak üzere eğitim camiasından yükselen ‘Sınavda çıkacak konular daraltılmalı, örgün eğitim yapılabilmiş gibi davranılmamalıdır’ uyarısına kulak tıkayanlar, abartı derecedeki bu zor sorularla eğitimde zincirleme bir reaksiyona kapı aralamıştır.”
‘SORUP GEÇME’ MANTIĞIYLA HAZIRLANMIŞ
Zorluğu bilimsel ve pedagojik ölçütlerle belirlenmemiş bu sınav dolayısıyla; birçok öğrencinin istemediği okullarda okumak zorunda kalacağını belirten Yıldırım, “Diğer okulların kontenjanlarının yükseltilmeye uygun olmasına rağmen düşük bırakılması da imam hatip liselerine mecbur kalacak öğrenci sayısını artıracaktır. Bu sınavdaki matematik sorularını gören 8.sınıflarda geçen senelere göre sözel dersleri seçme oranının daha yüksek olması muhtemeldir. Sayısal derslere ilgi ve yeteneği olan çocukların da birçoğunun sözel derslere yönelmesi, bu soruların ardından kaçınılmazdır. Birçok öğrencinin özgüveni kırılmış, üzerlerinde hissettikleri baskı artmış ve hatta sınava dezavantajlı olarak giren yoksul öğrencilerimizin eğitimden soğumasına yol açılmıştır. Sendika olarak iddia ediyoruz ki ‘Ölçme-Değerlendirme’ değil ‘sorup geçme’ mantığıyla hazırlanan bu yılki LGS sorularını MEB’in üst yöneticileri dahi eksiksiz yapamaz!” çıkışında bulundu.
SESSİZ KALMAYACAĞIZ…
“Bir eğitim sisteminde başarı ölçmenin tek metodunun sınav olmadığı kabul edilmeli” diyen Yıldırım, şu adımların atılması gerektiğini savundu: “Proje okulları kaldırılmalı. Eğitimde biraz olsun fırsat eşitliğini tahsis etmenin en önemli yolu, her mahallede nitelikli, donanımlı devlet okulları oluşturmaktır. ‘Eve yakın okul, en iyi okuldur’ denebilen bir sistem kurulduğunda yoksul öğrenciyle zengin öğrenci arasındaki makas, hatırı sayılır biçimde kapanacaktır. Eğitim-İş olarak LGS sorularını incelemeye aldığımızı, müfredat dışında soruların çıktığı, sorularda kolay-zor dengesi ve süre kısıtı gözetilmediği, soruların bazı özel okulların test kitaplarındaki sorularla bire bir uyuştuğu gibi iddiaların tümünü masaya yatırdığımızı ilan ediyoruz. Her bulguyu kamuoyuyla paylaşacağımızın, yaratılan hiçbir mağduriyete sessiz kalmayacağımızın altını çiziyoruz” çağrısını yaptı.
Haber Merkezi