Sayfa Yükleniyor...
Milli Eğitim Bakanlığı’nın hayata geçirmeyi planladığı Teknofest proje yarışması, Eğitim-İş’in gündeminde: “Ne yazık ki bu süreç, öğretmenlere ve öğrencilere gereksiz bir yük oluşturarak, eğitimde verimliliği düşürmektedir.”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın, tüm okullarda Teknofest proje yarışması düzenleyeceğini öne süren Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), “Teknofest dayatmalarına son verilmeli!” dedi.
Yapılan açıklamada, “Bazı il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin, okul idarelerine ‘boş PDF bile olsa giriş yapılsın, içerik önemli değil’ şeklinde talimatlar verdiği, hatta sınıf başına 50 proje yapmaları konusunda baskı uygulandığı bilgileri gelmektedir. Bu yaklaşım, eğitimde niteliği artırmak yerine, yalnızca istatistiki verileri şişirmeye yönelik göstermelik bir çaba haline gelmiştir. Ne yazık ki bu süreç, öğretmenlere ve öğrencilere gereksiz bir yük oluşturarak, eğitimde verimliliği düşürmektedir” denildi.
“Projeler, öğrencilerin bilimsel ve teknolojik gelişime katkı sağlaması, yaratıcı düşünmelerine destek olması için teşvik edilmelidir” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, “Ancak bunun gönüllülük esasına dayanması gerektiği unutulmamalıdır. İstanbul başta olmak üzere bazı bölgelerde, proje yapılmazsa soruşturma açılacağı yönünde tehditlerin bile dile getirildiği ifade edilmektedir. Bu tür baskılar, öğretmenlerin asli görevlerinden uzaklaşmasına, öğrencilerin ise projelerden soğumasına yol açmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın asli görevi, öğretmenlere angarya görevler yüklemek değil, eğitim ortamlarını iyileştirmek ve öğrencilerin temel ihtiyaçlarını karşılamaktır. Okullarımızda hala açlıkla ve susuzlukla eğitim gören öğrenciler varken, fiziki ve teknolojik altyapı eksiklikleri had safhadayken, okullar arasındaki imkan farklılıkları derinleşirken, proje zorlamalarıyla istatistik peşinde koşmak kabul edilemez bir durumdur. Öğretmenlerin asli görevleri ders anlatmak ve öğrencilerine rehberlik etmektir. Ancak günümüzde öğretmenler, eğitimle ilgisi olmayan birçok angarya işin içinde boğulmaktadır” eleştirisi yapıldı.
Son olarak ise, “Yardımcı personel eksikliği, belirsiz görev tanımları, artan bürokratik yükler ve öğretmenlerin mesleki itibarına yönelik saldırılar giderek artmaktadır. Bakanlık, eğitim çalışanlarının haklı taleplerine kulak vermeli ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemelidir. MEB'e çağrımızdır; Öğrencilere ve öğretmenlere yönelik zorunlu proje dayatmalarına son verilmeli, proje çalışmaları gönüllülük esasına göre yürütülmelidir. Öğretmenlerin asli görevleri dışında zorla angarya işlere sürüklenmesine son verilmeli, mesleki saygınlık korunmalıdır. Eğitim çalışanlarının haklı talepleri dikkate alınmalı, yardımcı personel eksikliği ve görev tanımları netleştirilmelidir. Eğitim, istatistiklerle değil, nitelikli ve bilimsel yöntemlerle geliştirilmelidir. Bilimsel projeler desteklenmeli, ancak eğitim emekçilerine bir zorunluluk gibi sunulmamalıdır. Eğitim, baskıyla değil, özgür düşünceyle yükselir!” çağrısı yapıldı.
SULTAN GÜMÜŞ KAYA