Sayfa Yükleniyor...
Mehmet Emin Yurdakul Ortaokulu Müdürü Yaşar Polat, teknolojinin hızla artırdığı çağımızda insanların belirli bir uyum ve ahenk içinde yaşamasını sağlayan değerlerin kaybolmaya yüz tuttuğunu belirterek İyilikten İyilik Doğar projesini hazırladıklarını söyledi
NİLGÜN TAZE
4+4+4 sistemine geçilmesi ve ilkokulların ayrılması nedeniyle öğrenci sayısında düşüş yaşayan Mehmet Emin Yurdakul Ortaokulunda şu an 580 öğrenci eğitim görüyor. 54 öğretmenin 20-25 kişilik sınıflarda eğitim vermesi ise öğrenciler için büyük avantaj oluşturmuş durumda. Milli Eğitim Bakanlığı içinde öğrenci sayısı yönüyle ideal bir okul olan Mehmet Emin Yurdakul Ortaokulunda 3 hizmetli ile bir güvenlik görevlisi bulunması okulun tercih edilmesine neden oluyor.
Sosyal yaşamın olmazsa olmaz, kaybolan değerlerini tekrar hatırlatmak amacıyla İyilikten İyilik Doğar projesini hazırladıklarını söyleyen Mehmet Emin Yurdakul Ortaokulu Müdürü Yaşar Polat, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile bir protokol hazırladıklarını söyledi. Polat, şubat ayında başlayan projenin özetini şöyle açıkladı: Öğrencilerimize bu yaşlarda hiçbir beklenti içine girmeden karşılıksız iyilik yapmanın ne olduğunu hissettirmeye çalışıyoruz. Okulumuzda daha önceleri kaybolan para ve cüzdanlar gelmiyordu. Bu projeden sonra ise çocuklarımız bir cetvel bulsalar bile idareye getirip teslim edebiliyorlar. Bu tür davranışlarda bulunan çocuklarımızı gösterdikleri olumlu davranıştan ötürü diğer arkadaşlarının da örnek alması için ödüllendiriyoruz.
HUZUREVİ ZİYARTETLERİ
İyilikten İyilik Doğar Projesi kapsamında huzurevlerine belirli aralıklarla ziyarette bulunarak büyüklerin edindiği deneyimleri almaya çalıştıklarını ifade eden Polat, Çocuklarımıza gelecekte ne hale geleceklerini göstererek büyüklerine karşı sevgi ve saygıyla davranmaları gerektiği hakkında bir farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Huzurevinde gördük ki çocuklar artık çekirdek ailede yaşadıkları için büyük anne ve babalarına hasretler. Kendi aileleri içinde birtakım sorunlar yaşayan çocuklarımız büyükleri ile yaptıkları sohbetler sonrasında kendilerinden bir takım değişiklikler olduğunu söylüyorlar. Anneler Günü vesilesi ile bir kahvaltı hazırlayarak huzurevinde yaşayan bir grup yaşlımızı okulumuza davet ettik. Bu organizasyonun tamamını aile birliğimiz ile çocuklarımız yapıyor. Hedefimiz bu projemizin bütün Bucaya yayılması dedi.
AKRAN ZORBALIĞI
Ege Üniversitesi öğretim görevlilerden destek alarak yürüttükleri İyilikten İyilik Doğar Projesinin beş aydır devam ettirildiğini belirten Polat, bu kısa zaman dilimi içerisinde çok olumlu geri dönüşler aldıklarını söyledi. Polat, haziran ayında bir anket yaparak nereden nereye geldiklerini daha detaylı bir biçimde ortaya çıkaracaklarını ifade ederek, Hazırladığımız bilinçlendirme projeleri arasında Akran Zorbalığı Projesi de yer alıyor. Çocuklarımız şiddeti ya kendi ailelerinden ya da okuldan öğreniyorlar. Maalesef çocuklarımız arasında bir şiddet gören ve bir de şiddet uygulayanlar var. Buradaki amacımız çocuklarımızın neden şiddet uygulama ihtiyacı hissettiklerini ortaya çıkararak bu ihtiyacı ortadan kaldırmak. Bir çocuğumuza neden arkadaşında vurduğunu sorduğumda cevabı Öğretmenim bana da vuruyorlar oldu. 10-12 yaşındaki bu çocuklarımızın bu tür davranışları sergilemesi biz büyüklerin nerede hata yaptığını sorgulatmalı açıklamasını yaptı.
VELİLERDEN YETERSİZ İLGİ
Problemin kökenine inerek akran zorbalığı seminerlerini velilere de vermek istediklerini ancak başarısız olduklarını ifade eden Polat, şöyle konuştu: Seminere katılan veli sayımız çok az oldu. Bunun üzerine ısrarcı bir çağrı yaparak genel bir veli semineri düzenledim. Sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki bölümde yaptığım görüşmelere yaklaşık 300 veli katıldı. Bu seminerde sadece okula gelmelerinin çocukları ve eğitimciler için ne kadar önemli olduğunu anlattım. Seminerde velilerin sadece çocuklarının ders başarısından değil davranışlarından da sorumlu olduğu dile getirildi. Velilerde okulları ile işbirliği yapmalarının ve verilen eğitim seminerlerine katılmaları gerektiğinin altı çizildikten sonra bir değişim meydana geldi. Şu an seminerlerimize daha çok veli katılıyor ve bu bizim için olumlu bir sonuç.
VELİLERDEN AİDAT ALINMIYOR
Velilerin okula çağrıldıklarında ya aidat isteneceği ya da çocukları hakkında şikayette bulunulacağı korkusunu yaşadıklarını belirten Polat, bu korkuları kırdıklarını dile getirerek, Yaptığımız görüşmelerde ebeveynlere kendilerinden para istemeyeceğimizi de hatırlattık. Kantin gelirlerimiz ve gönüllük esasına dayalı olarak velilerimizin kendi istekleri ile yaptıkları katkılar okulumuza yetiyor. Bunun yanı sıra Buca Belediyesinden de destek alıyoruz. Verilen bu bilgilerden sonra toplantılara 30-40 kişi gelirken bu sayı yüze çıktı. İyi davranış sergileyen çocuklarımızın velilerine de çocuklarına iyi örnek oldukları için teşekkür belgeleri düzenliyoruz. Bu onları daha çok motive ederek çocukları ile daha yakından ilgilenmelerini sağlıyor ifadelerini kullandı.
EBEVEYN YÖNLENDİRMESİ
Uzun yıllar liselerde çalıştığını ve o dönemlerde velileri okula getiremediği için çocukların cep telefonlarını alarak velileri okula getirme yolunu bulduğunu belirten Polat, Çok ilginçtir ki günlerce çağırmama rağmen okula gelmeyen veli çocuğunun cep telefonunu aldığımda 10 dakika içinde okulun kapısında oluyordu. Çocuk velisine Git telefonumu al diye öyle bir baskı yapıyor ki veli gelmeye mecbur kalıyordu. Velilerin liselerde okula gelememesinin altında da çocuklar yatıyor. Ergenliğe giren gençler anne babalarına okula gelememeleri için baskı yapıyorlar. Ortaokullarda çocuklar henüz küçük olduğu için ebeveynlerini yönlendirme gibi bir lüksleri yok şeklinde konuştu.
CİNSEL İSTİSMARA DUR DE
Son yıllarda cinsel istismar ve şiddetin artmasına rağmen insanların korkuyla davranarak kendilerini koruyacak gerekli tedbirleri almadıklarının altını çizen Polat, şöyle dedi: Bize durumunu anlatan veli ve öğrencilerimize kendilerini koruyacak gerekli makamlara resmi bir dilekçe yazmaları tavsiyesinde bulunuyoruz. Ancak öylesine korku dolular ki işin resmiyete döküleceğini duyar duymaz vazgeçiyor ve aynı şekilde yaşamaya devam ediyorlar. Kadınlara, çocuklara, erkeklere yapılan cinsel istismarlara kızmamıza rağmen bu istismarların önünü tıkayacak gerekli mücadele verilemediği için devam ediyor. Bu sorunu çözmenin tek yolu toplumdaki her ferdin bu konuda duyarlılık göstererek cinsel istismara dur demesinden geçiyor.
OKUL TARİHÇESİ
Okul 1988-1989 öğretim yılında eğitim ve öğretime açılarak adı Milli Şairlerden Mehmet Emin Yurdakulun adını ve anısını yaşatmak üzere İlköğretim Genel Müdürlüğünce 1988 yılında verilmiştir. Ek binası 1994 yılında hizmete açılmış olan okulun kurucu müdürü uzun yıllar Buca Milli Eğitim Müdürlüğünü yürüten Celal Yıldız oldu. Okul 3 katlı iki bina ve 6 bin 820 metre karelik bir bahçeye sahip olup, ikili öğretime devam etmektedir. Okul bünyesinde İkinci kademe sınıflarımız 29 şube, birinci Kademe sınıflarımız 1 şubede eğitimlerini sürdürmektedirler. Ortalama sınıf mevcutlarımız 25 ile 30 olup birinci kademe sınıflarımızda bilgisayar, projeksiyon cihazı ve ilgili eğitim ekipmanları bulunmaktadır. Okulumuz da okul müdürü, iki müdür yardımcısı, 53 öğretmen, bir memuru, iki 4/Cli personel ile bir de hizmetliden oluşan personel kadrosu mevcuttur. Ayrıca okulda 100 kişilik ses sitemli bilgisayar ve projeksiyon ekipmanlarının bulunduğu çok amaçlı salon, iki ana sınıfı (sabah 1 şube öğlen 1 şube), 20+1 bilgisayar ve diğer ekipmanlardan oluşan bir Bilişim Teknolojisi Sınıfı, Fen ve Teknoloji Laboratuvarı, kütüphane, öğretmenler odası, rehberlik servisi, bir spor odası ve iki soyunma odası ile kantin bulunmaktadır. Okulumuzdaki her türlü sportif aktiviteler okul bahçesinde gerçekleştirilmektedir.
MEHMET EMİN YURDAKUL KİMDİR?
13 Mayıs 1869 yılında İstanbulda doğan Şair Mehmet Emin Yurdakul, hukuk eğitiminden sonra, memurluk ve Hicaz, Sivas, Erzurum valiliği görevlerinde bulundu. Son Osmanlı Meclisinde ve TBMMde milletvekilliği yaptı. Milli Edebiyat akımına bağlı olarak hece vezniyle ve sade bir dille yazdığı şiirlerinde milli ülkü, Türklük gibi konuları işledi. Bu çalışmaları nedeniyle Milli Şair olarak adlandırıldı. Şair, 14 Ocak 1944te İstanbulda vefat etmiştir.
ŞİİR KİTAPLARI: Türkçe Şiirler (1898), Türk Sazı (1914), Ey Türk Uyan! (1914), Tan Sesleri (1915), Ordunun Destanı (1915), Dicle Önünde (1916), Hastabakıcı Hanımlar (1917), Turana Doğru (1918), Zafer Yolunda (1918), İsyan ve Dua (1919), Aydın Kızları (1919), Ankara (1939), Şiirler (Tüm şiirleri, Ankara 1969)
Haber Merkezi