Sayfa Yükleniyor...
Okulların tekrar açılması kararını ve telafi eğitimlerinin getirdiği tartışmaları değerlendiren Psikolog Nurcihan Körpe, bu durumun öğrencilere düzgün bir şekilde aktarılabildiğinde sürecin daha olumlu aşılabileceğini söyledi
YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER
Geçtiğimiz günlerde açıklanan Haziran Ayı Normalleşme Genelgesi kapsamında ilkokul öğrencileri için yüz yüze eğitim başlarken, ortaokul ve lise öğrencileri için yüz yüze eğitim ise 7 Haziran Pazartesi günü başlayacak. Yüz yüze eğitimlerin haftada iki gün şeklinde devam edeceği bildirilirken, pandemi gölgesinde geçen eğitim öğretim yılında okulların haziran ayında tekrar açılması kararı birçok eleştiriyi de beraberinde getirdi. Konuyu değerlendiren Psikolog Nurcihan Körpe, “Haziran gibi bir süreçte okulların tekrar açılmış olmasını eskiye dönüş için adaptasyon süreci olarak değerlendirirsek ve bunu öğrencilere düzgün bir şekilde aktarabilirsek süreci daha olumlu aşabileceğimizi düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
BAŞARISIZ OLMA İHTİMALİ YÜKSEK
Pandemi gölgesinde geçen eğitim öğretim döneminde okulların bir açılıp bir kapanmasının yarattığı belirsizlik durumunun hem ebeveynleri hem de çocukları olumsuz etkilediğini söyleyen Nurcihan Körpe, fiziksel ve psikolojik olarak gelişim döneminde olan öğrencilerin belirsiz bir durumda olması akran ilişkileri, okula bağlılık, öğretmen kontrolüne olan bağlılıklarında zedelenmeye yol açtığını ifade etti. Körpe, “Gelişim kuramlarına göre çocuklar bilgileri sadece ebeveynlerden ve kitaplardan değil aynı zamanda akranlarından da öğrenmektedir. Metropollerde yaşayan çocuklar için akran öğrenmesinin en iyi yolu maalesef sadece okullardır. Bunun yanı sıra okul bağı zayıf olan veya ebeveynine bağımlı olan çocuk için okuldan uzaklaşmak zayıf olan bağın daha da zayıflamasına neden olmaktadır. Özellikle okula yeni başlayan ilkokul 1 ve lise 1. sınıf öğrencileriyle az süre geçiren öğretmenlerin sınıf yönetimlerinin başarısız olma ihtimali yüksek” dedi.
KAYGI DÜZEYLERİ ARTTI
Haziran ayında okulların açılma kararına ilişkin görüşlerini aktaran Körpe, “Öğrencilerimizin pandemi öncesinde alışmış oldukları belli bir rutin vardı. Pandemi süreciyle beraber bu alışılmış rutinlerin dışına çıkmak zorunda kaldılar. Rutinlerin dışına çıkmanın her zaman zorlayıcı bir etkisi olmuştur. Pandeminin ne zaman biteceği, eski hayatlarına ne zaman dönebilecekleri, sevdiklerine veya kendilerine bir şey olacak mı düşünceleri, arkadaş ilişkileri, okulların bir açılıp bir kapanması gibi durumlar pandemi sürecinin belirsizlikleri arasında sayılabilir. Bu belirsizlikler ise çocuklarda kaygı düzeyinin artmasına yol açtı. Daha önce hiç yaşamadıkları bir durum ile karşı karşıya kalan çocuklar bununla baş etmekte zorlandılar. Gerek arkadaş ve aile ilişkilerini canlı tutabilmek adına gerekse içinde bulundukları durumla baş etmek istercesine sosyal platformlarda daha fazla vakit geçirmeye başladılar. Sosyal platformlarda geçirdikleri fazla saatlerin dikkat ve odaklanma gibi problemlere yol açtığını gözlemledik diyebiliriz. Öğrencilerin bu problemlerinin önüne geçebilmek için yavaş yavaş eski rutinlerine dönmeleri gerek. (Fakat pandeminin hala devam ettiğinin bilincinde olarak tabii ki) Haziran gibi bir süreçte okulların tekrar açılmış olmasını eskiye dönüş için adaptasyon süreci olarak değerlendirirsek ve bunu öğrencilere düzgün bir şekilde aktarabilirsek süreci daha olumlu aşabileceğimizi düşünüyorum” şeklinde konuştu.
ELZEM BİR DURUM
Milli Eğitim Bakanlığının aldığı bir diğer karar ise; okulların 2 Temmuz tarihinden itibaren yeni eğitim öğretim dönemine kadar isteğe bağlı telafi eğitimleri yapacağı oldu. Telafi eğitimlerin öğrencilere getirebileceği etkileri değerlendiren Körpe, “Öğrencilerimiz isteğe göre telafi eğitimlerine katılabilmesi, bunun isteğe bağlı olması çocukların geri kaldığı eğitim açığını kapatması adına elzem bir durum. Yapılan bir araştırmaya göre on günlük ekstra eğitim bilgi kullanım testlerinde (kristalize zeka) test puanlarını standart sapmanın yüzde 1’i kadar arttırmıştır (Balcı, 2020). Az görünebilir ancak bu önemli bir artış miktarıdır. Çocuklar hem uzun süre ayrı kaldıkları eğitim hayatına hem de sosyal çevrelerine kavuşmuş olmanın motivasyonu ile eğitim faaliyetlerine karşı azalan ilgilerinin bu sayede artış göstermesi beklenmekte” ifadelerini kullandı.
ÇOCUKLARI SIKMAMAK GEREK
Son olarak yaz dönemi için ebeveynlere tavsiyeler veren Körpe, “Çocukların pandemi başladığından beri gördükleri konuları pekiştirebilecekleri kaynak edinmeleri, tatili boş geçirmeden düzenli olarak tekrar yapmaları okul açıldığında derslerden geri kalmamaları, eksikliklerini gidermeleri adına önemli. Bunun dışında ailece aktivite yapmaya, çocukların duygularını görebilmeye özen gösterilmeli, bu süreçte odaklanma becerilerini geliştirebilmeleri için yaşlarına uygun kitaplar okumalı, hatta bunu ailece düzenli bir aktivite haline getirebilmeleri, çocuğa uygun hobi edinimini tavsiyelerim arasında sayabilirim. Yine ebeveynler ders çalışma konusunda çocuğu sıkmayacak düzeyde teşvikte bulunmalılar. Son olarak çocuğun enerjilerini boşaltmaları adına parkta oynamak, bisiklet sürmek gibi yardımcı aktivitelerde de bulunabilirler” dedi.
Haber Merkezi