- Eğitim
- 16.04.2025 14:34
Türkiye’nin önde gelen liselerinde gerçekleştirilen şüpheli atamalar tartışmalara sebep oldu. Atamaların liyakatsiz bir şekilde yapıldığını iddia eden Başkan Şen, “MEB, bir an önce yaptığı yanlıştan geri dönmeli” dedi
AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER/ Hükümetin hayata geçirdiği “Proje Okulları” uygulamasının atamalarının gerçekleşmesinin ardından ülke genelinde 20 binden fazla öğretmen kadro dışı bırakılırken, birçok öğretmenin de görev yaptıkları liselerden alınarak farklı liselere tayin edildiği öğrenildi. Tepki çeken atamaların özellikle Türkiye’de ileri gelen liselerden olan; Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi, Küçükçekmece Gazi Anadolu Lisesi, Florya Tevfik Ercan Anadolu Lisesi, Eyüp Anadolu Lisesi, Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi, Süleyman Nazif Anadolu Lisesi ve İzmir Atatürk Lisesi gibi eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlere yapıldığı aktarıldı. Bu öğretmenlerden biri olan Hamdi Çalık, “Kadroları boşaltıp, kendilerine biat etmeyen öğretmenleri gönderip bu okullara kendi kadrolarını doldurma gayretindeler” diyerek yaşadıkları durumu anlattı.
Eğitim-İş 1 Nolu Şube Başkanı Özgür Şen, Proje Okullarına yapılan atamalarda kriterler gözetilmediğine ve atamaların adil bir ortamda yapılmadığına dikkat çektiği konuşmasında, “Proje Okulları uygulaması 2015 yılında 150 okul ile başladı. 2024 yılına geldiğimizde ise bu sayı 2 bin 153 okula kadar ulaşmıştı. Ancak proje uygulanmaya başlandığı ilk günden itibaren Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bu okullarda atanmaya yönelik kriterler ortaya koyamadı ya da koymak istemedi. Bugün yaşanılan en temel sorun Proje Okulları’na atama kriteri olmaması, liyakattan uzak olunması ve torpil düzeninin ortaya çıkmasıdır. Mevcut durumda okullarda çalışır iken yeniden atanmayan ya da tercih yaptıkları halde atanmayan binlerce öğretmenimizin bu durum ile neden karşı karşıya kaldıklarını bilmiyorlar. Dahası bunu bizler de bilmiyoruz. MEB, bir an önce yaptığı yanlıştan geri dönmeli ve bu atamayı iptal etmelidir. Okulları nitelikli ve niteliksiz diye ayırmaktan vazgeçmelidir. Tüm eğitim kurumlarında öğretmen atama ve yönetici görevlendirme süreçlerini liyakat ve şeffaflığı esas alarak tek bir yönetmelik ile hakkı, adaleti, eşitliği, objektifliği, sürdürülebilirliği sağlamalıdır” ifadelerini kullandı.
Başkan Şen, yaşanan kaotik durumun ve liselerde değişen düzeninin öğrencileri olumsuz etkileyeceğini belirterek, “Öğrenciyi geleceğe dönük etkileyen ve güdüleyen etkenlerden biri de okul kültürüdür. Okul kültürü bozulduğu zaman geriye doğru başarıda da gerileme görülür. Bugün üniversitelerde bizler tam olarak bunu yaşıyoruz. Önceden Dünyada ilk 500 üniversitede 3 ya da 4 üniversitemiz yer alırken artık bir tane bile yer almıyor. Nedeni ise çok basit; liyakatsiz, hiç bir kritere dayanmadan yapılan kayırmacı atamalar sonrası bozulan idari yapı ve öğretim kadrosu. Şimdi bunu ülkemizin önde gelen liselerinde görüyoruz. Biz eğitimciler, okul kültürünün bozulmaması ve okullardaki eğitim kalitesinin düşmemesi için yasal yollardan mücadele etmeye devam edeceğiz. Öğrencilerimize laik, bilimsel ve çağdaş eğitim vermeye de devam edeceğiz. Cumhuriyetçi, idealist, kendini öğrencilerine adamış, birçok başarı belgesi almış, birçok projede yer almış, doktorası, yüksek lisansı olan öğretmenlerimizin atamasının yapılmadığını görmekteyiz. Peki bakanlık, bu öğretmenlerimizin atamak için daha ne yapmasını beklemektedir. Tamamen keyfi, kayırmacı, objektif hiçbir kriter dayanmayan bir atama yapılmıştır. Çoğunluğunun bana yakın olanın, yandaş sendikaya üye olanın atandığı bir atama ile karşı karşıyayız. MEB, Proje Okulu atamalarındaki objektif olmayan keyfi atamaları derhal iptal etmeli, kayırmacılığa son vermelidir! Yönetici görevlendirme ve öğretmen atamalarında şeffaf bir sistem oluşturulmalıdır. Mevzuatlarda hukuk devletinin temel ilkelerinden yasallık, belirlilik, objektiflik ve sürdürülebilirlik ilkelerine bağlı kalınarak, liyakati esas alan ölçütlerle atamalar yeniden yapılmalıdır” dedi.
Atatürk Lisesi’nde uzun yılladır Coğrafya Öğretmenliği yapan ve isteği dışında atanan öğretmenlerin arasında yer alan Hamdi Çalık, “Bu proje okulları uygulaması daha önce de vardı. Fakat ertelemişlerdi. Hatta belirtilen süre 2024 yılında tamamlanmıştı. Ancak bu sene bir uyandık ‘4 yılınız dolduğu için tayin isteyeceksiniz’ dediler. Peki, neden bu sene yapıldı? Bu sadece öğretmen değişimi meselesi ya da rotasyon melesi değil. Bu iktidarın bahsettiği zihinsel dönüşümü gerçekleştirememesi sebebiyle kültürel ve zihinsel anlamada dönüşüm yapmayı hızlandırma isteği. Peki niye bu okullardan başlıyorlar? Bu kadroları boşaltıp, kendilerine biat etmeyen öğretmenleri gönderip bu okullara kendi kadrolarını doldurma gayretindeler. Çünkü bu okullarda okuyan çocuklar sınavlardan yüksek puanlar almış çocuklar. İyi eğitim alıp, geleceği parlak olan çocuklar. Bu okullardaki çocuklar üniversite sınavlarına girdiğinde en az fireyi veriyor. Türkiye’nin sayılı üniversitelerine yerleşiyorlar ve Türkiye’nin geleceğini elde ediyorlar. Hal böyle olunca, bu nitelikli çocuklar kendilerine biat etsinler, kendi kadrolarını yaratmak istiyorlar” açıklamasında bulundu.