- Ekonomi
- 15.05.2025 16:54
Gayrimenkul fiyatlarının düşeceği ve araba fiyatlarının yükseleceğine dair açıklamaları değerlendiren Ekonomist Prof. Dr. Acar, “Bu iki sektörde arz artmadığı sürece fiyatlar düşüşe geçmez” dedi
KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER
Türkiye ekonomisinin geleceğine ilişkin belirsizlik her geçen gün artarak devam ediyor. Yeni atılan ekonomi politik adımlarla birlikte, gayrimenkul ve otomobil sektörü başta olmak üzere altın, döviz ve borsaya yatırım yapmayı düşünen vatandaşlar bu süreci yakından takip ederken, son günlerde gündemi meşgul eden konulardan biri olan ev fiyatlarının düşeceği ve araç fiyatlarının yükseleceği yönündeki söylemleri, Ekonomist Prof. Dr. İbrahim Attila Acar değerlendirdi. Türkiye’de gayrimenkul ve otomobile olan talebin yüksek olduğunu belirten Acar, fiyatların aşağıya çekilmesi için doğru ekonomi politikaları izlendiği takdirde ancak 2 – 3 yıl içinde mümkün olacağını belirtti.
Türkiye’de gayrimenkule ciddi bir talebin olduğunu ve piyasadaki ev sayısının artmadığı sürece fiyatların aşağı doğru seyretmeyeceğini belirten Acar, “Fiyatların düşüşe geçmemesindeki en büyük etken gayrimenkule ve otomobile olan talebin fazlalığıdır. Türkiye’de şu anda bu sektörlere talebin düşmesi çok mümkün değil çünkü dış göçlerle birlikte piyasada çok fazla talep oluştu. Öte yandan, TOKİ gibi projeleri baz alarak bir düşüşün yaşanacağını söylemek de doğru olmaz çünkü bir projenin tamamlanması en az 2 yıl sürüyor. Bu da zaman maliyeti demek. Projenin tamamlanacağı süre zarfında mecburen yeni talepler ortaya çıkacak ve yine bir talep fazlasıyla karşı karşıya kalacağımız için fiyatlar yüksek seyretmeye devam edecek” diye konuştu.
Tüm sektörlerde yükselen fiyatların en kötü yanının da yapışkan olduğunu gayrimenkul ve ev fiyatlarının da yapışkan fiyat bataklığına saplandığını belirten Acar, “Ekonomiye ve serbest piyasaya göre yükselen fiyatlar en zirveye yapışıp kalır. Bunu bir düzene sokmak ve aşağıya çekmek oldukça zordur. Fiyatların düşebilmesi için öncelikle payda eşitliğinin sağlanması gerekiyor. Yüksek değerde piyasaların sabit tutulması ve yeni taleplerin ortaya çıkmaması için çalışmalar yapılmalıdır. Bu süre zarfında da vatandaşın geliri artırılarak talep ve arzın eşit orana getirilmesi gerekiyor. Bu da doğru ekonomi politikaları izlendiği zaman 2-3 yıla ancak mümkün olur” diye belirtti.
Türkiye ve dünya genelinde borsaya olan ilgi günden güne artarken borsaya yatırım yapmayı düşünen vatandaşlara uyarılarda bulunarak seçimlerden önce düşüşe geçen borsanın tekrardan yükseliş ivmesini yakaladığını ve bu yükselişin devam edeceğini belirten Acar, “Borsanın yükselişi, talebi ve insanların borsaya ümit bağlaması iyidir. Fakat vatandaşların borsa haricinde hangi yatırım aracı olursa olsun güvenli bir şekilde kendilerini garantiye alarak yola devam etmeleri gerekir” dedi.