- Ekonomi
- 26.03.2025 12:00
İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi toplantısında konuşan Mihri Çelik, Aliağa’daki Nemport Limanı'nda altyapı eksiklikleri nedeniyle büyük bir facianın kaçınılmaz olduğunu belirterek acil önlem çağrısı yaptı.
KEMAL ÖZKURT / İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Mart ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı Argun Gündüç idaresinde gerçekleşti. Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk toplantıya katılım göstermezken toplantıda gündeme ilişkin değerlendirmeleri Başkan Yardımcısı Mihri Çelik yaptı. Aliağa Nemport Limanı'nın da ciddi altyapı eksikliklerinin olduğuna dikkat çekerek yaşanabilecek olası facia hakkında uyarılarda bulunan Çelik, "Şu an orada 2 milyon konteyner yığılmış durumda. Gerçekten, bu kadar büyük sermaye, bu kadar büyük trafik, bu kadar çok yatırımcı varken, bu kadar el yordamıyla kurulmuş ve önü arkası düşünülmeden yapılan bir sistem görmedim. Şu an Nemrut bölgesi, uykusuzluk nedeniyle kaotik bir hâlde. Yol yok, ışık yok, kenar çizgileri belli değil. Bu iş böyle devam ederse, çok büyük bir faciayla karşılaşabiliriz" dedi.
Aliağa'ya gerçekleştirdiği ziyaret sonrasında Nemport Limanı'nda ciddi eksikliklerin olduğunu fark ettiğini belirten Çelik, "Normalde istişare toplantılarına katılarak, bilgi toplamam; ben sahada olurum. Merak ettiğim bir konu olduğunda doğrudan yerinde inceleme yaparım. Yine böyle bir sürece dahil oldum ve tam 3- 4 gün boyunca Aliağa'da vakit geçirdim. Nemrut Bölgesi ve Aliağa iskeleler bölgesiydi. Nemrut'un 1980’lerde burası 'iskeleler bölgesi' olarak adlandırılıyordu. Ancak bir bölgenin ismini değiştirince, o bölgenin tamamının limanlar bölgesi olduğunu zannediyoruz. Oysa iskeleler bölgesi ile liman bölgesinin gereksinimleri ve altyapıları farklıdır. Biz, bu altyapıyı gerçekten düzeltemedik. Ben bazı arkadaşlarımla konuştum. Burdan 1 milyon konteyner Aliağa'ya gitti, ne değişti?” diye sordum. “Hizmet alıyoruz, kalite geldi.” dediler. Liman içindeki hizmet kalitesini bilemem ama limanın kapısına kadar olan süreçte hiçbir iyileştirme yapılmadığı açık. Şu an orada 2 milyon konteyner yığılmış durumda. İzmir boşalmış ama burası hâlâ dolu. Yol yok, ışıklandırma yok, park alanı yok. Kim, ne yapıyor belli değil. 6 konteyneri doldurmak için 2 gün bekledik, geri götürüp teslim etmek için bir gün daha belirlenmesi gerekti. Peki nasıl bir sistem kurduk ki bu kadar büyük hacme rağmen hâlâ bu sıkıntıları yaşıyoruz? Altyapı yetersizliği artık büyük bir sorun hâline geldi. Bir limanın kapısından arabayla geçmek neden 45 dakika sürer? Bu keşmekeşin bir anlamı var mı?" diye konuştu.
Limanın aralıksız olarak çalışmasının enerji verimliliğini de olumsuz yönde etkilediğini söyleyen Çelik, "3 bin kamyon ve iş makinesi, gece gündüz, 7/24 çalışıyor. Günün her saatinde trafik var. Kimsenin enerji verimliliği hakkında bir derdi yok mu? Dış ticaret açığını kapatmak istiyorsak, bazı şeyleri planlamamız gerekiyor. Ben büyük bir oyuncu değilim, kamyonum da yok. Ama bu konuda bir aktör olamamak, bu gerçeği değiştirmiyor. Bunun zaman, karbon ve yakıt bedeli konusunda hepimiz oturup düşünmeliyiz" dedi.
Limanda işleyişini bilinçsizce yapıldığını belirterek olası bir facianın kaçınılmaz olduğunu söyleyen Çelik, "Kimseyi suçlamıyorum. Herkes kendi şartlarına göre en iyi yatırımı, en iyi organizasyonu yapmaya çalışıyor. Ancak bu sistem nasıl kurulmuşsa, sonuç ortada. Şoförler ayakta uyuyor. Günde 18 saat araba kullanan, kamyonun içinde yatan biri sağlıklı bir uyku uyuyamaz. Liman içindekiler belirli bir vardiya sistemiyle çalışıyor ama liman kapısından çıkınca işler değişiyor. Operatörler günlerce uyumadan çalışıyor. Forklift operatörleri, ekskavatör operatörleri, kantarcılar, gözetim şirketleri... Adamı bir bırakıyorlar, üç gün sonra geri alıyorlar. Sıfır uyku. Sıfır uyku ile nasıl iş yapılır? Gerçekten, bu kadar büyük sermaye, bu kadar büyük trafik, bu kadar çok yatırımcı varken, bu kadar el yordamıyla kurulmuş ve önü arkası düşünülmeden yapılan bir sistem görmedim. Bu iş böyle devam ederse, çok büyük bir faciayla karşılaşabiliriz. Şu an Nemrut bölgesi, uykusuzluk nedeniyle kaotik bir hâlde. Yol yok, ışık yok, kenar çizgileri belli değil. Belediye yol yapmıyor deniyor ama kamyonlar 40-74 ton taşıyor! Yani sadece "düzelsin" demek yeterli değil, sorunun köküne inmek gerek. Kamyonlardan, iş makinelerinden, operatörlerden ne kadar verim bekliyoruz? İnsanüstü bir güçle mi çalışacaklar? Bunları düzeltmeden, "Altyapı sorunu var." demek yetersiz kalıyor" diye belirtti.
Yaşanan sorunların çözümü konusunda Sivil Toplum Örgütlerine çağrıda bulunan Çelik, "Eğer sermayedarlar bu sorunu çözmüyorsa, sivil toplum örgütlerinden rica ediyorum; lütfen artık sadece pasta paylaşımı ile ilgilenmeyin. Pastanın nasıl verimli kullanılacağını ve nasıl etik kurallar çerçevesinde paylaşılacağını da konuşun. Aksi hâlde bu pasta hepimizin başına bela olacak. Bizim bu konuda oda olarak girişimlerimiz var ama görüyorum ki son bir buçuk yıldır her sivil toplum örgütü veya dernek başkanı, kendisini en yetkin ve en bilgili kişi olarak göstermek için münferit faaliyetlerde bulunuyor. Nakliyeciye sorarsanız haklı, limancıya sorarsanız haklı, gümrükçüye sorarsanız haklı. Ama herkes aynı anda haklı olamaz. Hepimizin oturup ortak bir noktada buluşması gerekiyor. Liman performansından herkes şikâyetçi. Armatörler memnun değil, nakliyeciler memnun değil, ihracatçılar memnun değil. O hâlde biz niye bir araya gelip bunu çözüyoruz? Devlet yerinde duruyor. Ama herkes sadece kendi derdini anlatırsa, hiçbir yere varamayız. O zaman gelin, limanlarla ilgili istişare toplantıları yapıyorsanız, sadece üyelere bilgi vermek yerine, toplantıdan önce gündemi paylaşın. Hep birlikte sorunlarımızı konuşalım, yaşadıklarımızı birbirimize aktaralım ve ortaya somut bir çözüm koyalım" dedi.