- Ekonomi
- 31.12.2025 11:25
Büyüme sürdü, geçim zorlaştı
Büyüme rakamlarının korunduğu 2025 yılında Türkiye ekonomisi; düşen enflasyon, gevşeyen para politikası, değer kaybeden TL ve daralan alım gücüyle birlikte çok yönlü bir sınavdan geçti
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : YAREN ELMAS GÜZELKAN
Türkiye ekonomisi, 2025 yılında iç ve dış dinamiklerin eşzamanlı etkisiyle çok boyutlu bir sınavdan geçti. Yıl boyunca ekonomi yönetiminin attığı para ve maliye politikası adımları, büyümenin sürdürülmesi ile enflasyonla mücadele arasındaki hassas dengeyi belirledi. Küresel belirsizliklerin, jeopolitik risklerin ve sıkılaşan finansal koşulların gölgesinde Türkiye ekonomisi büyüme ivmesini korurken, fiyat istikrarı ve gelir dağılımı tartışmaları gündemin üst sıralarında yer aldı. Merkez Bankası’nın yıl içinde yaptığı faiz indirimleri, finans piyasalarında yön arayışını hızlandırırken; Türk Lirası’nın döviz karşısındaki değer kaybı, hanehalkı ve şirket bilançoları üzerindeki baskıyı artırdı. Enflasyonda kademeli bir gerileme yaşanmasına karşın, ücret ve maaş artışlarının sınırlı kalması alım gücünde belirgin bir erimeye yol açtı. Tasarruf tercihlerinde altın ve döviz ön plana çıkardı. Dış ticaret açığındaki gerileme ve turizm gelirlerinde ulaşılan tarihî seviyeler, makro dengelere olumlu katkı sağladı. Buna karşın tarım sektörü iklim koşullarının etkisiyle daralırken, sanayi üretimi yılın ikinci yarısından itibaren toparlanma sinyalleri verdi. Tüm bu gelişmelerle 2025, Türkiye ekonomisinde büyüme ile refah arasındaki makasın daha görünür hâle geldiği, kazanımların ve risklerin aynı anda yaşandığı bir yılı olarak kayıtlara geçti.

İSTİKRARLI BÜYÜME
Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) zincirlenmiş hacim endeksine göre yüzde 2,3’lük revize edilmiş bir artış yaşandı. İkinci çeyrekte büyüme ivme kazanarak yüzde 4,8’e çıktı, üçüncü çeyrekte ise yıllık bazda yüzde 3,7’lik büyüme kaydedildi. Böylece ilk dokuz ay sonunda ekonomide yıllıklandırılmış büyüme oranı yaklaşık %3,7 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye ekonomisi böylece arka arkaya 21 çeyrektir kesintisiz büyümeyi başardı. Orta Vadeli Program’da 2025 yılı büyüme hedefi yüzde 4 olarak belirlenmişti ve gerçekleşme bu hedefe yakın seyretti.

ENFLASYONDA GERİLEME SÜRECİ
2025 yılı, enflasyon cephesinde kademeli bir düşüş eğilimi yaşandı. Yıla yüzde 42 seviyesindeki yıllık tüketici enflasyonuyla başlayan Türkiye, sıkı para politikası ve baz etkisiyle yıl içinde fiyat artışlarını yavaşlattı. Özellikle ikinci yarıdan itibaren enflasyonda belirgin gerileme gözlendi. Kasım 2025 itibarıyla Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık artış oranı yüzde 31,07’ye kadar geriledi. Bu oran, Ekim ayındaki yüzde 32,87’lik yıllık enflasyondan 1,8 puan daha düşüktür ve enflasyon Eylül ayındaki yüzde 33 seviyesindeki zirvesinden sonra düşüş trendine girdi.

FAİZ ORANI BİR YILDA 950 PUAN İNDİRİLDİ
2025 yılında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), enflasyonla mücadele ve finansal istikrar hedefleri doğrultusunda para politikasında dalgalı fakat yön olarak gevşeme ağırlıklı bir seyir izledi. Yılın başına yüzde 47,5 seviyesinde giren politika faizi, Ocak 2025’te ilk adım olarak 250 baz puan indirilerek yüzde 45’e çekildi. Mart ayında yapılan toplantıda TCMB, faizi yüzde 42,5’e indiren bir başka kesinti gerçekleştirdi. Yaz aylarından itibaren dezenflasyon sürecinin belirginleşmesiyle TCMB yeniden faiz indirimlerine başladı. Haziran toplantısında politika faizi yüzde 46’da sabit tutulurken, 24 Temmuz 2025’te faiz 300 baz puan indirilerek yüzde 43’e düşürüldü. Sonbahar aylarında da kademeli indirimler sürdü: Yılın son Para Politikası Kurulu toplantısında Aralık 2025’te Merkez Bankası politika faizini 150 baz puan daha düşürerek yüzde 38,0 seviyesine indirdi. Böylece TCMB yıl genelinde toplam 950 baz puanlık faiz indirimi yapmış oldu ve politika faizi Ocak ayındaki yüzde 47,5 düzeyinden yıl sonunda yüzde 38’e geriledi.

2025’TE ALIM GÜCÜ GERİLEDİ
2025 yılına girerken net asgari ücret 1 Ocak itibarıyla 22 bin 104 TL olarak belirlendi. Bu artış, 2024 yılına kıyasla yüzde 30 zam anlamına gelmesine karşın yıl boyunca yeni bir düzenleme yapılmadı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın açıklamalarına göre 2025’te asgari ücrete ikinci bir ara zam gündeme gelmedi. Böylece Aralık 2025’e gelindiğinde net asgari ücret yılın başındaki seviyesinde kaldı. Emekli maaşlarında ise yıl içinde iki ayrı artış yapıldı. Ocak 2025’te, 2024’ün ikinci yarısına ait enflasyon verileri doğrultusunda SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yüzde 15,75 zam uygulandı. Bu artışla en düşük emekli aylığı 14 bin 469 TL’ye yükseldi. Temmuz ayında TÜİK’in açıkladığı altı aylık TÜFE oranına göre yüzde 16,67’lik ikinci zam yapıldı ve en düşük SSK–Bağ-Kur emekli aylığı 16 bin 880 TL oldu. Memur emeklileri ise toplu sözleşme kapsamında Ocak ayında yüzde 6, Temmuz ayında yüzde 15,57 oranında zam aldı. 2025 yılının sonunda en düşük memur emekli aylığı ek ödemeler hariç yaklaşık 26 bin 654 TL seviyesine ulaştı. Ancak yıl boyunca yaşanan yüksek enflasyon, ücret ve maaş artışlarının alım gücüne etkisini sınırlı bıraktı.

TASARRUFUN YÖNÜ DEĞİŞTİ
2025 yılı, altın fiyatlarında hem küresel hem de yurtiçi piyasalarda tarihi seviyelerin görüldüğü bir yıl oldu. Yılın ilk gününde gram altın yaklaşık 2 bin 966 TL, çeyrek altın 4 bin 850 TL, ons altın ise 2 bin 624 dolar seviyesinde işlem görüyordu. Yıl içinde küresel ekonomik belirsizlikler, jeopolitik riskler ve faiz indirimi beklentileri altına olan talebi artırdı. Bu süreçte ons altın tarihinde ilk kez 4 bin 500 dolar seviyesinin üzerine çıkarak yaklaşık 4 bin 552 dolara kadar yükseldi. Küresel piyasalardaki bu sert hareket, iç piyasaya da güçlü şekilde yansıdı. Gram altın yıl içinde neredeyse iki katına yakın artış göstererek 6 bin 235 TL seviyesini gördü. Aralık 2025 itibarıyla gram altın yaklaşık 6 bin 187 TL, çeyrek altın 9 bin 956 TL ve ons altın 4 bin 491 dolar seviyesinde kapanış yaptı. Böylece yılın başında 2 bin 966 TL olan gram altın, yıl sonunda iki kattan fazla artış kaydetmiş oldu.

TL DEĞER KAYBETMEYE DEVAM ETTİ
Türk Lirası, 2025 yılında da ABD Doları ve diğer yabancı para birimleri karşısında değer kaybetmeye devam etti. Yıla 35,5 TL seviyesinden başlayan dolar kuru, yıl boyunca kademeli bir yükselişle Aralık ayında 42 TL’nin üzerine çıktı. 2025 boyunca dolar/TL kuru yaklaşık yüzde 21 oranında artış kaydederek TL, dolar karşısında bir yılda beşte bir oranında değer yitirmiş oldu. 7 Ocak 2025’te 1 dolar 35,34 TL ile yılın en düşük kurunu görürken, 30 Aralık 2025’te dolar kuru 42,94 TL seviyesine ulaşarak yılın en yüksek değerine çıktı. Türk Lirası’nın euro karşısındaki değeri de benzer bir seyir izledi; Euro kuru yıl sonunda 50 TL eşiğini zorladı. Yıl sonunda ise Euro 50 TL bandını geçmiş oldu.

DIŞ TİCARET VE CARİ DENGE
2025 yılında dış ticaret performansı, ihracattaki ılımlı artışa karşılık ithalattaki görece daha hızlı artış nedeniyle sınırlı bir dış ticaret açığı iyileşmesiyle karakterize oldu. Yılın ilk 11 ayında ihracat, bir önceki yıla göre yüzde 3,7 artarak 247,2 milyar dolar seviyesine ulaştı. Aynı dönemde ithalat yüzde 5,7 artışla 329,7 milyar dolar oldu. Bu verilere göre Ocak-Kasım döneminde dış ticaret hacmi 577 milyar doları bulurken, dış ticaret açığı yaklaşık 82,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. İhracatın ithalatı karşılama oranı yıl genelinde yüzde 75 düzeyinde kalarak, bir önceki yıla kıyasla hafif bir gerileme gösterdi. Özellikle 2025’in ilk yarısında dünya emtia fiyatlarındaki yükseliş ve iç talebin görece canlı kalması ithalat faturasını artırdı.

TARIM DARALDI, SANAYİ YÜKSELDİ
2025 yılı tarım sektörü için zorlu bir yıl oldu. İklim koşullarındaki olumsuzluklar özellikle uzun süren kuraklık dönemleri tarımsal üretimde ciddi verim kayıplarına yol açtı. Başta tahıl üretimi olmak üzere birçok üründe rekolte düşüşleri yaşandı; buğday veriminin kuraklık nedeniyle bazı bölgelerde yüzde 20-30 azaldığı rapor edildi. Ayrıca 2025 başında meydana gelen zirai don olayı meyve üretimini olumsuz etkiledi. Tüm bu nedenlerle tarım sektörü yılın ilk üç çeyreğinde küçüldü. Tarım katma değeri birinci çeyrekte yüzde 2 civarı daralırke, üçüncü çeyrekte daralma yüzde 12,7 gibi sert bir seviyeye ulaştı. Sanayi sektörü 2025’te ılımlı bir büyüme sergiledi. Özellikle imalat sanayiinde iç talebin ve ihracatın durumu sektörü şekillendirdi. Yılın ilk çeyreğinde sanayi üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre hafif daralma gösterse de, ikinci çeyrekten itibaren yeniden büyüme alanına geçti. Sanayi sektörü üçüncü çeyrekte yıllık yüzde 6,5 büyüyerek ekonomiye önemli katkı sağladı.

ULUSLARARASI DEĞERLENDİRMELER YÜKSELDİ
2025 yılı, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye bakışında nispeten olumlu revizyonların yaşandığı bir yıl oldu. Özellikle Moody’s ve Fitch Ratings gibi kuruluşlar, Türkiye’nin yeni ekonomi politikalarının etkilerini yakından izleyerek not ve görünüm güncellemelerine gittiler. Moody’s, Temmuz 2025’te Türkiye’nin kredi notunu iki kademe birden yükseltti; uzun vadeli yabancı para cinsinden kredi notu B1den Ba3 seviyesine çıkarıldı ve not görünümü durağan olarak belirlendi Fitch, 2025 yılı içerisindeki değerlendirmelerinde Ocak ve Temmuz aylarında Türkiye’nin notunu BB durağan görünüm olarak teyit etti; herhangi bir not değişikliğine gitmedi.

TURİZMDE TARİHİ REKORLAR
2025, Türk turizm sektörü için adeta altın bir yıl oldu. Pandemi sonrası toparlanmanın etkisiyle turist sayıları ve turizm gelirleri rekor seviyelere ulaştı. Yılın ilk altı ayında Türkiye, 26 milyon 389 bin ziyaretçi ağırladı ve bu dönemde elde edilen turizm geliri 25,8 milyar dolara çıkarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek 6 aylık gelir rekorunu kırdı. Bu gelir, bir önceki yılın ilk yarısındaki 24 milyar dolarlık gelirin de üzerine çıktı ve yüzde 7,6’lık artış yakalandı. Nitekim 2024’te 61,1 milyar dolar olan yıllık turizm geliri, 2025 yılı sonunda 64 milyar dolar civarında bekleniyor
Kaynak : YAREN ELMAS GÜZELKAN