Çiğ süt fiyatı üreticileri hayal kırıklığına uğrattı

USK tarafından açıklanan çiğ süt tavsiye fiyatının düşük olmasının yanı sıra geç açıklanmasının üreticiye ciddi zarar verdiğini belirten Öztürk, “Bütün zamları yağmur gibi yedikten sonra 13,5 gibi bir rakam tabi ki de yeterli değil” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 22.01.2024 08:32
  • Güncelleme Tarihi : 22.01.2024 05:58
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çiğ süt fiyatı üreticileri hayal kırıklığına uğrattı haberinin görseli

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER - Ulusal Süt Konseyi (USK), geçtiğimiz günlerde bugünden itibaren geçerli olacak şekilde yüzde 3,6 yağ ve yüzde 3,2 protein içeriğine sahip çiğ inek sütü tavsiye satış fiyatını, üreticinin eline litre başına net geçecek şekilde (çiğ süt desteği hariç) 13,5 lira olarak belirledi. Üreticiler ve sanayiciler tarafından beklenenin altında kalan bu rakamın yanı sıra fiyatın geç açıklanması da üreticiyi bir hayli zora soktu. Her yıl geç açıklanan fiyatlar sebebiyle sektörde bir istikrar tutturamadıklarını ve bunun da ilerleyen süreçte sektöre ciddi zararlar vereceğini belirten Tire Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öztürk, “Süt fiyatının en başta üreticiye yetecek şekilde ayarlanıp açıklanması gerekiyor. Çünkü süt burada ana üründür. Süt fiyatı açıklandıktan sonra diğer unsurlar bu fiyata göre kendilerini ayarlamalıdır. Sütün fiyatı şu anda belirlendi ama sanayiciler olarak ne zaman bu zammı yansıtacağımız henüz belli değil ama aralık ayının başından beridir bütün zamları yedik yağmur gibi süt fiyatı şimdi açıklanıyor. Bu zamları yedikten sonra da 13,5 gibi bir rakamda tabi ki de yeterli değil” dedi.

BÜTÜN ZAMLARI YEDİKTEN SONRA

Üreticilerin tek sıkıntısının açıklanan süt fiyatının düşük olmasından kaynaklanmadığını aynı zamanda geç açıklanmasının da üreticiye ciddi zarar verdiğini vurgulayan Öztürk, “Bütün zamlar açıklanıyor ondan sonra süt fiyatı açıklanıyor. Normalde süt fiyatının en son açıklandığı tarihten itibaren uzun bir zaman geçti. Kasım veya aralık ayının başında süt fiyatının açıklanması gerekiyordu. Bu rakam 14 veya 15 olurdu önemli değil. Ama bütün yem fiyatları bir ayda 5 kere zamlanmışken, akaryakıtta vergiyle beraber artış yaşanırken neden süt fiyatını en sona bırakıyoruz? En sona kaldığı zaman diğerlerine göre ayarlama yapmak için mi? Bunların hiçbiri beklenmeden süt fiyatının en başta üreticiye yetecek şekilde ayarlanıp açıklanması gerekiyor. Çünkü süt burada ana üründür. Süt fiyatı açıklandıktan sonra diğer unsurlar bu fiyata göre kendilerini ayarlamalıdır. Sütün fiyatı şu anda belirlendi ama sanayiciler olarak ne zaman bu zammı yansıtacağımız henüz belli değil ama aralık ayının başından beridir bütün zamları yedik yağmur gibi süt fiyatı şimdi açıklanıyor. Bu zamları yedikten sonra da 13,5 gibi bir rakamda tabi ki de yeterli değil. Bu rakamı üretici hiç zam görmeden Aralık’ın başında açıklamış olsalardı, bunun üstüne soğutma primi ve nakliyesiyle birlikte 15 lira civarında satışı olabilir diye üretici fiyatı uygun bulabilirdi. Şu anda üzerine 1 lira değil 2 lira bile ekleseler bizim istediğimiz rakamlara gelmesi mümkün bile değil” diye konuştu.

ÜRETİCİNİN CEBİ PARA GÖRMEYECEK Mİ?

Piyasada artan maliyetler karşısında süt fiyatlarının da aynı dengede artmamasından kaynaklı bir istikrarsızlığın yaşandığını ifade eden Öztürk, “Özellikle son 3 senedir fiyatlarda bu kadar hızlı artışların ve değişkenlerin olduğu dönemde istikrarın olamayacağını söylüyoruz. Öncelikle piyasada istikrar olması lazım. Yıl içerisinde fiyat değişiklileri çok az olması gerekiyor. Süt fiyatlarına zam yapıldı önümüzdeki günlerde göreceksiniz yem fiyatlarına tekrar zam yapacaklar. Böyle bir döngü yaşandığı zaman ne anlamı kaldı süt fiyatına zam yapmanın. Üretici acaba bugün hangi ürünü zamlı olarak alacağım diye düşünmek zorunda mı? Benim üreticimin cebi para görmeyecek mi? Artık insanlar öyle bir seviyeye geldi ki aylık sütten parayı almayı bıraktı sadece aylık sütünün giderlerine yetmesini planlamaya başladı. Önceden insanlar girdi maliyetlerini ödedikten sonra ceplerine biraz para kalıyordu. Şimdi o para kalmadığı sürece biz bu işi onlara nasıl yaptıracağız? Az hayvanı olan üretici kar edemediği için hayvanlarını kesime gönderip bu işi bırakmayı düşünecek” diye belirtti.

KÜÇÜK İŞLETME SAYISI AZALIYOR

Öztürk, “Bizde en kolay yol ithalat. Böyle bir sıkıntıya düştüğümüz zaman hem ette hem de süt hayvanını ithal etmek en kolay çözüm gözüküyor. Geçen sene özellikle büyük işletmeler yurt dışındaki hayvan fiyatlarına göre bir ithalat gerçekleştirdi. Kilo anlamında veya süt anlamında şu anda çok büyük bir daralma olmayabilir ama hayvan sayısının azalmasından çok işletme sayısında bir daralma var. Küçük işletmelerin çoğu bırakmaya başladı hayvancılığı. Bizi ayakta tutan aslında bu küçük işletmelerdi. Çünkü ülkenin arazi yapısında göre özellikle yüksek kesimdeki köylerimizde küçük aile işletmelerine bağlı bizim işletmeciliğimiz. Küçük işletmeler hayvancılığı bırakırsa bu önce bizi sonra da sektörü ciddi anlamda etkileyecektir” dedi.

ÖNCE SÜT FİYATI

Çözüm için istikrarın ve kalıcı çözümlerin uygulanması gerektiğini söyleyen Öztürk, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: “Sektörde başlıca istikrarın yakalanması girdi maliyetlerine yapılan zamların dengelemesi ve süt fiyatlarının her şeyden önce açıklanması gerekiyor. Öte yandan Bizler için küçük aile işletmeleri daha önemli. Biz bunları ayakta tutabilmek için gerekli çabayı sarf ediyoruz ama bu da belli bir yere kadar olabiliyor. Devletin bizi ve küçük üreticiyi desteklemesi için verdiği rakamı üreticiye yetecek seviyelere getirmesi lazım. Özellikle uzun süredir 50 kuruş olarak devam eden desteklemenin her şeyin fiyatı artarken devlet desteği ve süt desteği priminin arttırılması ve zamanında ödenmesi gerekiyor. Ayrıca kooperatiflerin de desteklenmesi gerekiyor. Birçok bölgede 2-3 ton süt toplayan kooperatiflerimiz var. Bunların bu şartlarda yaşaması mümkün değil. Bizim bile büyük kooperatif olmamıza rağmen desteğe ihtiyacımız var. Devletin bunu da gözden geçirmesi lazım.”

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ