- Ekonomi
- 21.10.2025 12:19
Dar gelirlinin kış ile imtihanı: Ya ısınacak ya beslenecek
TÜKODER Genel Başkanı Aziz Koçal, fahiş zamlarla birlikte ısınmanın artık erişilemeyen bir temel ihtiyaç haline geldiğini belirterek, milyonlarca hanenin “ya ısınacağım ya besleneceğim” ikilemiyle kışı karşılayacağını söyledi
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : HABER MERKEZİ

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER - Yaklaşan kış mevsimiyle birlikte, milyonlarca hane için artan ısınma maliyetleri önemli bir endişe kaynağı haline geldi. 2020’den 2025’e uzanan süreçte doğal gaz, kömür ve odun gibi temel ısınma kalemlerinde yaşanan fahiş artışlar, özellikle dar ve sabit gelirliler için ısınmayı lüks haline getirdi. Son 5 yıllık sürede konutlarda kullanılan doğal gazın metreküp fiyatı yaklaşık yüzde 456 artarak faturaları beş kattan fazlasına çıkardı. Dar gelirlinin alternatifi olarak görülen yerli kömürün ton fiyatındaki artış ise yüzde 837’yi bularak dokuz katı aştı. En temel yakacak olan odun bile son dört yılda yüzde 500’ün üzerinde zamlandı. Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal, bu durumu değerlendirerek, temel ihtiyaçlar arasında bulunan ısınmanın vatandaş için erişilemeyen temel bir ihtiyaç haline geldiğini vurguladı. Koçal, artan maliyetler nedeniyle hanelerin “Ya ısınacağım ya besleneceğim” ikilemiyle karşı karşıya kaldığına dikkat çekerek, birçok vatandaşın kışı kombiyi kapatıp elektrikli ısıtıcı veya battaniye ile geçirmek zorunda kaldığını belirtti. Yüksek faturaların tüketicileri borç sarmalına sürüklediğini ve bu durumun dönemsel değil, yapısal bir “enerji yoksulluğu” krizi olduğunu ifade eden Koçal, enerjiye erişimin bir insan hakkı olarak güvence altına alınması için acil yapısal önlemler alınması çağrısında bulundu.
TEMEL İHTİYAÇLAR LÜKS OLDU
Asgari ücretle veya tek bir emekli maaşıyla geçinmeye çalışan hanelerin ısınma ve beslenme gibi iki temel ihtiyaç arasında bir tercih yapmak zorunda kaldıklarına özellikle son yıllarda çokça rastladıklarını söyleyen Koçal, “Ne yazık ki bu tabloyu çok sık görüyoruz. Buna barınmayı da eklememiz gerekir. Artık binlerce hane ‘Ya ısınacağım ya besleneceğim ya da barınma kiramı ödeyeceğim’ ikilemiyle karşı karşıya. Emekli maaşıyla geçinmeye çalışanlar veya asgari ücretliler arasında kombiyi kış boyunca kapalı tutan, sadece bir odayı elektrikli ısıtıcıyla ısıtan veya battaniye ile idare eden çok sayıda vatandaş var. Bu durum yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda halk sağlığı sorunu haline geldi. Soğukta yaşamak solunum yolu hastalıklarını ve kronik rahatsızlıkları artırıyor” ifadelerini kullandı.
TASARRUF SAĞLIK SORUNLARINI TETİKLİYOR
Vatandaş için temel ihtiyaçlar arasında bulunan ısınmanın “Erişilemeyen temel bir ihtiyaç” olduğunu belirten Koçal, “Son yıllarda özellikle doğal gaz, kömür ve odun fiyatlarındaki olağanüstü artışlar nedeniyle ısınma maliyetleri vatandaşın bütçesini aşan bir yük haline geldi. Faturaların ödenememesi, ısınmadan tasarruf etmek zorunda kalındığı için sağlık sorunlarının artması ve özellikle emekli, dar gelirli kesimlerin kış aylarında evlerini yeterince ısıtamaması gözlemlenmektedir. Tüketicinin temel ihtiyaçları arasında yer alan ısınma ‘erişilemeyen temel bir ihtiyaç’ haline gelmiştir” diye konuştu.
VATANDAŞLAR KIŞA HAZIR DEĞİL
Yaklaşan kış öncesinde vatandaşların büyük çoğunluğu hazırlık yapamadığına da dikkat çeken Koçal, “Hangi alım gücü ile hazırlık yapabilsin alınan maaş asgari ücretin altında vatandaş günü kurtarma derdinde. Çünkü hane gelirleri enerji maliyetlerini karşılamaya yetmiyor. Yakacak stoklamak bir yana, faturaları ödemek bile ciddi bir sorun. Bu nedenle kaçak elektrik veya doğalgaz kullanımı, tehlikeli sobalar, uygun olmayan ısıtıcılar gibi geçici ama riskli çözümler artıyor. Bu da hem güvenlik hem sağlık açısından yeni sorunlar doğuruyor. Elektrikli ısıtıcılar ile bir odayı ısıtmaya kalksalar dahi 2026’da uygulamayan geçilmesi düşünülen 3 bin saat kilovat üzeri farklı fiyat uygulamasına takılacak olan tüketici şaşırmış durumda” ifadelerini kullandı.
FATURALAR BORÇ SARMALINA SÜRÜKLÜYOR
Yüksek faturalar nedeniyle tüketicilerin borçlanma oranlarında ciddi bir artış olduğunu da vurgulayan Koçal, “Elektrik ve doğalgaz borçlarını ödeyemeyen yüzbinlerce tüketici bulunuyor. Birçok aile, faturaları öteleyebilmek için kredi kartlarına yükleniyor veya borç döngüsüne giriyor. Enerji kesintileri yalnızca karanlıkta kalmak değil, yaşam kalitesinin düşmesi anlamına geliyor. Özellikle çocuklu ve yaşlı bireylerin yaşadığı hanelerde bu durum psikolojik travmaya kadar uzanabiliyor. Kredi kartlarına veya kredilere yönelmek ise geçici bir çözüm olup vatandaşı borç sarmalının içine sürüklemektedir. Geçmiş yıllarda gördüğümüz sokakta yaşayanların sayısı bu dönem daha da artış göstereceği kaçınılmazdır” dedi.
YAPISAL BİR ENERJİ YOKSULLUĞU
Devletin ve belediyelerin sunduğu mevcut ısınma desteklerinin yetersiz ve hedefine ulaşmaktan uzak olduğunu belirten Koçal, sosyal yardım programlarının sınırlı kaldığını, yardım miktarlarının ise gerçek enerji maliyetlerini karşılayamadığını vurguladı. Belediyelerin kömür ve doğal gaz yardımlarının geçici nitelikte kaldığını ifade eden Koçal, ısınmanın bir sosyal hak olarak görülmesi ve desteklerin sistematik hale getirilerek enerjiye erişimin gelirden bağımsız güvence altına alınması gerektiğini söyledi. Bu durumu dönemsel değil, yapısal bir “enerji yoksulluğu” krizi olarak değerlendiren Koçal, krizin ısınma, sağlık ve barınma sorunlarını beraberinde getirdiğini kaydetti. Enerjiye erişimin bir insan hakkı olduğunu vurgulayan Koçal, çözümün geçici yardımlar yerine yapısal önlemlerden geçtiğini belirtti. Acil çözüm önerilerinde bulunan Koçal, “Enerji yoksulluğu tanımlanmalı ve buna özel sosyal politika geliştirilmeli. Düşük gelirli hanelere enerji sübvansiyonu uygulanmalı. Enerji kooperatifleri desteklenmeli, yerel üretim özendirilmeli. Kademeli tarife adil hale getirilmeli. Kamu denetimi artırılarak özel şirketlerin keyfi zamları önlenmeli. Tüketicinin, özellikle emekli ve asgari ücretlinin alım gücü artırılmalıdır. Enerjiye erişim lüks değil, yaşam hakkıdır. TÜKODER olarak hedefimiz, bu hakkın herkes için güvence altına alınmasıdır” diye konuştu.
ISINMA MALİYETLERİ REKOR KIRDI
Büyük şehirlerde en yaygın ısınma yöntemi olan doğal gazın 2020 yılı başında konutlar için metreküp fiyatı yaklaşık 1,25 TL idi. Özellikle 2024 ve 2025 yıllarında yapılan yüksek oranlı zamlar, yükü zirveye taşıdı. 1 Ağustos 2024’te yüzde 38,2 Temmuz 2025’te ise yüzde 24,6 oranında zam yapıldı. Bu artışlarla 2025 Temmuz zammı sonrası metreküp fiyatı tahmini olarak 6,95 TL seviyelerine ulaştı. Bu, beş yıllık süreçte yaklaşık yüzde 456’lık devasa bir artış anlamına geliyor. Doğalgaza alternatif olarak görülen kömürde de durum farklı değil. 2020 yılında İzmir’de 1 ton yerli Soma kömürünün fiyatı yaklaşık 960 TL’ydi. 2024-2025 kış sezonuna gelindiğinde ise aynı kömürün tonu 9 bin TL’ye ulaştı. Bu, beş yıllık süreçte yaklaşık yüzde 837’lik fahiş bir artışı ifade ediyor. Odunda ise 2021 sonbaharında 1 ton sobalık meşe odununun fiyatı 1.200-1.400 TL bandındaydı. 2024-2025 kış sezonu için güncel fiyatlar ise 1 ton meşe odununun 8 bin TL ile 9 bin 400 TL arasında satıldığını gösteriyor. Bu durum, sadece son dört yılda odun fiyatlarında yüzde 500’ü aşan bir artış yaşandığı anlamına geliyor.
Kaynak : HABER MERKEZİ