- Ekonomi
- 11.06.2025 17:05
Üretimde satışlar kriterine göre belirlenen 100 büyük firmanın açıklandığı toplantıda konuşan Yorgancılar, sanayiciyi ciddi biçimde zorladığını belirterek, 2025’in de kayıp yıl olmaması için üretim ve ihracat odaklı yeni bir ekonomik programın hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi
KEMAL ÖZKURT/ Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), üretimde satışlar kriterine göre belirlenen 100 büyük firmayı düzenlediği toplantıyla kamuoyuna açıkladı.
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, toplantıda yaptığı değerlendirmede 2024 yılını sanayi sektörü açısından “Kayıp yıl” olarak nitelendirdi. Yorgancılar, artan maliyetler, ihracatta yaşanan daralma ve iç piyasadaki yavaşlamanın sanayiciyi zorladığını vurgularken, 2025’in de aynı akıbete uğramaması için üretim odaklı, ortak akılla hazırlanmış yeni bir ekonomik programa ihtiyaç olduğunu söyledi.
2024 yılının Sanayici açısından kayıp bir yıl olduğunu ifade eden Yorgancılar, "Küresel ekonomide büyümenin yavaş seyretmesi, Türkiye'nin geleneksel pazarlarındaki durgunluk, reel olarak değerlenen TL'nin de etkisiyle, ihracat olumsuz etkilenmiştir. 2024 yılı ihracatçılarımızın içeride mevzuat bariyerlerine ve kur baskısına takıldığı, dışarıda vize almada sorunlar yaşadığı bir yıl olmuştur. Dezenflasyonist sürece yönelik parasal sıkılaşma politikalarına odaklanılması, ekonominin yavaşlaması, özellikle sanayi üretim endeksi ve PMI verilerine son yılların en zayıf performansı olarak yansımıştır. Yüksek oranlarda artan işgücü ve finansman maliyetleri, yavaşlayan iç ve dış talep sanayi sektörünün 2 boyuttan da baskılanmasına neden olmuştur. Bu baskı karşısında; nakit akışı bozulan, kredi kullanımı zorlaşan sanayicinin, küresel pazarlarda rekabet gücü de zayıflamıştır. Sanayicinin katlandığı ağır tüm maliyetlere ve fedakarlığa karşılık, 2024 yılında enflasyonla mücadelede sınırlı bir başarı elde edilmiştir. Dolayısıyla, 2024 yılı sadece üretim ve talep gibi teknik açıdan değil, motivasyon açısından da zorlu geçmiştir" diye belirtti.
2025 yılının kayıp yılı olmaması için sanayi ve tarımı odağına alan üretim bazlı, yeni bir ekonomik programın ortak akılla hazırlanarak uygulamaya konulması gerektiğini vurgulayan Yorgancılar, "Küresel ekonomi; jeopolitik riskler, ekonomik belirsizlikler, Trump politikalarının yaratacağı risklerle belirsizliğin ötesine geçmiş, öngörülemez bir sürece dönüşmüştür. Tüm bu risklere rağmen; düzenli istihdam sağlamaya, üretmeye, döviz açığını kapatmaya devam eden üreten kesim, yani sanayicilerimiz bugün: Heyecanını, motivasyonunu kaybetme noktasındadır. Artan maliyetler, Avrupa pazarında düşük fiyat ve iç piyasada yavaşlayan talep karşısında; tamam mı? Devam mı? çıkmazındalar. Müşteri kaybetmemek için zararına satışa razı durumdalar. Dinamik üretkenliklerini kaybetme riski ile karşı karşıyalar. Faiz-kur-enflasyon uğruna adeta feda ediliyorlar. Her sektör, nakit akış sorununu yoğun şekilde hissediyor. O nedenle, sürdürülebilir büyüme için sanayileşmeyi yeniden ekonominin hem çekici, hem itici gücü haline getirmekten başka çaremiz kalmamıştır. Böylesi zor koşullarda; İçeride reel sektörün rekabet gücünü destekleyen, Üretimi caydıran değil cazip kılan, mevduatı değil yatırımı teşvik eden, 2025'in de kayıp yıl olmaması için sanayi ve tarımı odağına alan üretim bazlı, yeni bir ekonomik programın ortak akılla hazırlanarak uygulamaya konulması şarttır" diye konuştu.
Geleneksel pazarlarda yaşanan durgunluktan İhracatın olumsuz etkilendiğini belirten Yorgancılar, "Avrupa Birliği ülkelerinde artık büyük bir talep yok. Rusya pazarı kapandı, ABD pazarına da seçimlerden dolayı erişim zorlaştı. Almanya, İtalya gibi büyük ekonomilerde de tüketici harcamalarında ciddi düşüş var. Avrupa’da yaşanan bu talep daralması, Türkiye ihracatının yüzde 45-50’sini etkiledi. Özellikle otomotiv ve tekstil sektörleri bu durumdan en çok etkilenenler arasında yer aldı" dedi. Faizlerin düşmesi için önce enflasyonun düşmesi gerektiğini söyleyen Yorgancılar, "Bugün hiçbir iş yapmadan bankaya para koyduğunuzda yüzde 42-43 net kazanç sağlayabiliyorsunuz. Kredi çekmek istediğinizde ise faiz oranı yüzde 55’in altına düşmüyor. Faizlerin düşmesi için önce enflasyonun düşmesi gerekiyor" diye konuştu.
Maliyet artışları nedeniyle sanayicinin fiyat tutturamadığını ve pazar kaybettiğine dikkat çeken Yorgancılar, "Çoğu sanayici bugün maliyetinin altında ihracat yapıyor, sadece sistemin içinde kalabilmek için çaba sarf ediyor. Çünkü neden? Bir pazardan çıktığınızda, tekrar o pazara girebilmek için harcayacağınız para çok daha fazla oluyor. Yani bir markadan çıktınız, dışarıda bir markayla iş yaptığınız sürece o marka size "fiyatların tutmuyor, malları almıyorum" dediği anda tabii ki çıkabilirsiniz. Ama oradaki alıcı ne yapıyor? Kendisine yeni bir tedarikçi buluyor. Ve o yeni tedarikçiyle yaptığı anlaşmalar en az 2-3 yıllık anlaşmalar olduğu için, yarın burada işler olumlu hale geldiğinde o pazara tekrar girmek istediğinizde, sizden 'Bana mal sattınız ama ben artık sıfır yetmiş, sıfır seksen almak istiyorum' diyor. O açıdan sanayici bugün belki para kazanmıyor. Özellikle tekstil ve otomotiv sektöründe bu konuda çok fazla şikayet var. Bu sadece bizde değil, dünyadaki tüm ülkelerde yaşanıyor" dedi.
İzmir'in ihracatının ithalatında fazla olduğunu söyleyen Yorgancılar, "Ülkenin bütün şehirleri İzmir gibi olsa Türkiye’nin cari açık sorunu olmaz. Kişi başına gelir 20-25 bin dolarlara çıkar. Önemli olan, 85 milyonun zengin olması. Sadece İzmir’in bunu başarmış olması yetmez. Ülke olarak başarmak zorundayız" dedi.
Üretimden satışlar kriterine göre belirlenen 100 büyük firma arasındaki ilk 10 firma şu şekilde;
STAR Rafineri A.Ş. Aliağa Şubesi, TÜPRAŞ, Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. İzmir Raf. Müd., PETKİM Petrokimya Holding A.Ş., İzmir Demir Çelik Sanayi AŞ., Philip Morris Tütün Mamülleri San. ve Tic. AŞ., JTI Tütün Ürünleri Sanayi A.Ş., Abalıoğlu Yağ San. ve Tic. AŞ, Abalıoğlu Lezita Gıda Sanayi AŞ. Entegre Tesisi, Karedemir Çelik Sanayi AŞ. ve RAVAGO Petrokimya Üretim AŞ.
Güney Afrika'nın doğa turizmi merkezi: Karoo
Rus Dans öğretmeni İslam ile tanıştı