EKMİB’nin 2024 hedefi 1,8 Milyar Dolar

EKMİB’nin 2023 yılı değerlendirme toplantısında konuşan Başkan Işık 2024 yılının devreden stoklarla güvende olduğunu belirterek Türk kuru meyve sektörü 2024 yılı ihracat hedefinin 1,8 milyar dolar olduğunu söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 26.01.2024 12:20
  • Güncelleme Tarihi : 26.01.2024 09:20
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
EKMİB’nin 2024 hedefi 1,8 Milyar Dolar

KEMAL ÖZKURT - Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, kuru meyve sektörünün 2023 yılı değerlendirmesi ve 2024 yılında planlanan projeler hakkında bilgi vermek için basın mensuplarıyla bir araya geldi. Türkiye; 2023 yılında 1 milyar 610 milyon dolarlık kuru meyve ihracatına imza atarken, bu ihracatın yüzde 60’ını Egeli kuru meyve ihracatçıları gerçekleştirdi. Türkiye’yi ihracatla tanıştıran, çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incirde üretim ve ihracatta dünya lideri olan kuru meyve sektörü 2023 yılında 1,6 milyar dolarlık ihracat performansı ortaya koydu. Türk kuru meyve sektörü 2024 yılı için 1,8 milyar dolar ihracat hedefi belirledi. 2022 yılında doğru birikim ve doğru satın alma politikaları ile 2023 yılında rekolte düşse bile yaklaşık 100 bin ton kuru meyve devrin sayesinde 2024 yılının da güvenli geçeceğini belirten Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Işık, “2023 yılında pazarı ve ülkemizi ürünsüz bırakmadık. Arz olayını sağlıklı bir şekilde çözdük. 2024 yılında birinci politikamız ürünümüzü sağlıklı bir şekilde yetiştirilmesi. İlk çalıştayı Şubat ayının 8’inde yapacağız. Yol haritamızı sektör olarak çıkaracağız. 2024 mahsulü hazırlıklarını ve ondan sonra da oluşturduğumuz kurullar vasıtasıyla yol haritamızı belirleyeceğiz. Türk kuru meyve sektörü 2024 yılı için hedefimiz 1,8 milyar dolar” dedi.

2024 STOKLARLA GÜVENDE

Bizler kuru meyvede dünyanın ambarıyız. İncir, kayısı ve üzümü üretimi ve ihracatıyla lider bir konuma getirdik. Bu bir ulusun başarısıdır. Bugün yaklaşık 500 bin ton civarında kuru meyvemizi, 1 milyar 610 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirerek sorumluluğumuz yerine yeterdik. 2023 yılı kendi içinde çok farklılıklar gösterdi. Depremler, iklim krizi gibi. Yağışlardan dolayı çiftçi arazisine giremedi. 2023 yılında yüzde 30 gibi mahsulde noksanlık oldu. Üzüm, kayısı ve incirde aynı şeyi yaşadık. O kadar dinamik bir sektörüz ki bu yetiştirdiğimiz ürünlerin yüzde 75’i ihracata gidiyor. Miktarda kaybettiğimizi değerde tutturarak yine 1 milyar 610 milyon rakamını yakaladık. Satın alma kendi içinde bir politika. Stoklama ve satış aynı şekilde. Biz piyasaya 250 bin ton civarında ürün göndereceğiz. Peki bunu nasıl sağladık? Devletle birlikte yaptığımız satın alma politikamızla. TMO devreye girdi yaklaşık 80 bin ton 2022 mahsulü aldı 2021’den de devir vardı 100 bin ton ürünü devrettik. Bizim rekoltemiz 200 bin tonda düştü ama elimizde 100 bin ton 2022’den gelen mahsulümüz var. Bu rakamlar üzümle ilgili. İhracatımız geri çekmedi bu bizim doğru politika doğru stratejiler. TMO bunu biriktirmeseydi ve doğru satın alma politikası yapmasaydı biz bu süreci yönetemezdik. Siz pazardaki rafları dolduramıyorsanız başka biri alıyor. Türkiye’nin tarım ürünlerindeki en büyük ihtiyacı budur. TMO birçok üründe regülasyon görevi görüyor ama Türkiye kendi sistemini kurmak zorundadır. İhtisas borsacılarının ilerletilmesi, lisanslı depoların yapılması ve finansmanın desteklenmesi lazım. Biz bunları yaparsak bu regülasyon kendi içinde gerçekleşmiş olur zaten” diye konuştu.

2024 YILININ BİRİNCİ POLİTİKASI SAĞLIKLI ÜRÜN

2023 yılının kendileri açısından başarılı geçtiğini ve 1 milyar 610 milyon dolarlık kuru ihracat hedefini tutturduklarını belirterek 2024 hedeflerinden bahseden Işık, “2023 yılında pazarı ve ülkemizi ürünsüz bırakmadık. Arz olayını sağlıklı bir şekilde çözdük. Şimdi 2024 yılına geldiğinizde ne yapacağız? Birinci politikamız ürünümüzü sağlıklı bir şekilde yetiştirilmesi. İlk çalıştayı Şubat ayının 8’inde yapacağız. Yol haritamızı sektör olarak çıkaracağız. 2024 mahsulü hazırlıklarını ve ondan sonra da oluşturduğumuz kurullar vasıtasıyla yol haritamızı belirleyeceğiz. Üzüm, kayısı ve incir için ayrı kurullar kurulacak. Bunların toplantılarını yapıp burada ilgili politikaları belirleyeceğiz. Sağlıklı bir şekilde 2024 mahsulün yılın iklim şartlarının müsaade ettiği ölçüde standartlara uygun ürünlerin yetiştirilmesini sağlamaya çalışacağız. Eylül ayına kadar bizi yoğun bir çalışma bekliyor. Birde bu yetiştirdiğimiz ürünün pazara sunulması var. Burada da EİB olarak yaptığımız. Programlarımız var ve fuarlarımız var. 2024 yılının en verimli şekilde geçebilmesi için var gücümüzle çalışacağız” dedi.

TEFECİ VE KOMİSYONCU ORTADAN KALKACAK

Lisanlı depoculuk ve ihtisas borsasının önemine dikkat çeken Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Bu 2 konu çok önemli. Bizim senelerdir, üzerinde durduğumuz konularının başında geliyor. Çünkü lisanslı depoculuk bizim müstahsillimizin malını değerli olarak satabilmesi ve ürettiği ürünün teslim ettiğinde paraya çevirmesini sağlayan bir oluşum. Yani arada tefecileri ve komisyoncuları ortadan kaldıran bir sistem. Eğer biz bunu geliştirebilirsin ülkemizde buraya teslim edilen mal bir senetle bankadan kredi haline gelebiliyor ve üreticimiz ürettiği malı paraya çevirme şansını bulabiliyor. Üreticiler için çok önemli olan bu iki konuyu sağlıklı yürüttüğümüz zaman aracıları ortadan kaldırıp hem ihracatçıları hem de üreticileri, mallarını değerinde satmalarını sağlamış olup riskleri ortadan kaldırmış olacağız” şeklinde konuştu.

ÜRETİCİNİN MUTLU OLMADIĞINI GÖRÜYORUM

Toplantıda yaptığı konuşmada pazarlama ve satışın birbirinden ayrılması gerektiğini ifade ederek pazarlamanın bu ihracattaki önemini belirten TİM Yönetim Kurulu Üyesi ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Birol Celep, “Biz pazarlamayla satışı bilemiyoruz. Günün sonunda rakamsal değerleri ulaşıyoruz fakat bunun ekonomik getirileri olmuyor, olamıyor, insanlar mutlu olamıyor, üretici mutlu olamıyor. Ben ciddi bir tarımcıyım. Yani tarladan son nihai tüketiciye kadar olan olayların her sürecinde varım ama tarım sektörü maalesef 1.6 milyar doları yakalamanıza rağmen ben mutlu olmadıklarından eminim.  Bunu en güzel Ankara ve Külliye ’de duyuyor biliyor. Bunları yönetmek için katma değerli ürün ve bu katma değerli ürünlerin de çıktısını almamız lazım. Bunun da açılımı pazarlama. Tabii ki bunları yaparken Japonya, Asya, Asya pasifik ve okyanus aşırı ülkelerde olmamız hepimizi mutlu edecektir” diye belirtti.

HABER MERKEZİ

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ