- Ekonomi
- 05.10.2025 14:52
Mobilya sektöründe sürdürülebilir üretim anlayışını yaygınlaştırmak amacıyla sanayiciler ve tasarımcılar İzmir’de bir araya geldi. Çalıştayda geliştirilen eko-tasarım fikirleriyle, Türk mobilya sektörünün Avrupa pazarına yeşil ürün pasaportuyla hazırlanması hedefleniyor
KEMAL ÖZKURT / Mobilya sektöründe çevre dostu, sürdürülebilir ve yenilikçi tasarımların geliştirilmesi amacıyla sanayiciler ve tasarımcılar İzmir’de buluştu. Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ile Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu (ETMK) İzmir Şubesi iş birliğinde düzenlenen “Design2Prototype: Mobilya Eko-Tasarım Çalıştayı”, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Akdeniz Akademisi’nin desteğiyle Tarihi Bıçakçı Han’da gerçekleştirildi. Çalıştay kapsamında 5 mobilya imalatçısı ve ihracatçısı, 5 profesyonel tasarımcı ve 5 endüstriyel tasarım öğrencisi bir araya gelerek üretime uygun eko-tasarım fikirleri geliştirdi. Ekipler, her biri en fazla iki tasarım ortaya koyarken, bu projelerden en az birinin prototip ya da numune olarak üretilmesi planlandı. Etkinlikle birlikte mobilya sektöründe sürdürülebilir üretim kültürünün gelişmesi ve tasarımın sanayiyle daha güçlü bir iş birliği içinde konumlanması hedefleniyor.
Tasarım ve inovasyonun en önemli ihtiyaç duyduğu sektörlerin başında mobilya sektörünün geldiğine dikkat çeken Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Mobilya Çalışma Komitesi Başkanı A. Müjdat Kemer, “Mobilya; estetiğin yanında duygusallık, onunla bütünleşme gibi birçok faktörün de anlam kazandığı bir sektör. Teknik bir üretim değil. Her şeyden evvel ortopedik ve uzun ömürlü olması gerekiyor ama en önemlisi estetik olması gerekiyor. Estetik olmayan bir ürünün kullanılması mümkün değil. Ayrıca Eko-Tasarım Regülasyonu Tüzüğü Avrupa’da uygulanmaya başlandı. Üç yıllık bir geçiş dönemi var. Bu geçiş döneminin sonunda eko-tasarım mobilyanın doğrudan ilgili olduğu Avrupa’ya ihracatlarımızda ‘yeşil ürün pasaportu’ dediğimiz bir belgeyle gitmesi gerekiyor. Bizim sektörümüz henüz buna hazır değil. En büyük sıkıntılarımızdan biri bu. Avrupa da tam hazır değil. Başka bir sorun da her ürünün ayrı pasaportu olması. Yani siz 18 sandalye üretiyorsanız, 18 ayrı pasaport çıkartmanız gerekiyor. Bu, ürünlerin Avrupa’da serbestçe dolaşma imkânını sağlıyor. Bizim için çok büyük bir fırsat ama bu kurallara uymak için de bu tür etkinliklerle bilinç düzeyini artırmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Eko-tasarımın ekonomik tasarım değil, döngüsel ekonomiye uygun tasarım olduğunu belirten Kemer, “Eko-tasarım şirketleri doğrudan ilgilendiren bir konu ve bunun üzerine çalışılması gerekiyor. Eko-tasarımın yapılabilmesi için tasarımın da en başta eko-tasarıma uygun olması lazım. Eko-tasarım; sürdürülebilir hammadde, sürdürülebilir üretim, sürdürülebilir tasarım, sürdürülebilir ambalaj ve geri dönüşümün kurallarını içeren bir sistemdir. Ham maddenin de sürdürülebilir olması gerekiyor. İş yerinin teknolojik ve emisyona karşı etkili sonuç veren bir sistem olması lazım. Yani enerji tasarrufu sağlayan, yeşil enerji kullanan türde olması gerekiyor. Eko-tasarım denilince hep plastik hammaddesinin geri dönüştürülmesi algılanıyor. Oysa bunun bizim sektörle uzaktan yakından ilgisi yok. Biz plastiği çok fazla kullanmıyoruz. Bizim tasarıma daha çok önem vermemiz gerekiyor. Bunları yapmayan bir firma, bunları yapan bir firma karşısında riskle karşılaşabilir ama yapmayan kesinlikle batar” diye konuştu.
Çalıştayı ihracatçılar, mobilya sektörü ve tasarım dünyasını bir araya getiren bir iş birliğinin başlangıcı olarak gördüğünü ifade eden İyi Tasarım İzmir Küratörü Can Güvenir, “Ekonomik sürdürülebilirlik, bir sektörün ürün üretmesi ve ürün satmasıyla mümkündür. Bunun bir de sosyal boyutu var. Etrafında birçok insan bu sektörden geçimini sağlıyor ve sektörün varlığını sürdüren de bu insanlar. Bunun yanı sıra doğa konusu var. Doğayı koruyor muyuz, doğayı zehirliyor muyuz, yoksa doğayı iyileştiriyor muyuz? Artık bunlar çok kritik konular haline geldi. Çünkü doğadaki kaynaklar sınırlı ve biz bu sınırlı kaynaklar üzerinden nitelikli içerikler üretmek zorundayız. Çünkü artık kaynak yok. Aslında İyi Tasarım etkinliği 10’uncu kez düzenleniyor ve İzmir’e mal olmuş bir etkinlik. İzmir'in tasarımcı ve yaratıcı potansiyelini hem kente hem de yurt dışına gösterelim” dedi.
Geleceğin tasarımcılarını sektöre kazandırmak ve Türk tasarım gücünü yaygınlaştırmanın temel amaçlarından biri olduğunu belirten ETMK Başkan Yardımcısı ve İzmir Şubesi Başkanı Ezgi Ezdar Onur, “Bu çalıştayda firmalarımız gördü ki Avrupa'da dahi fark yaratacak tasarımlar İzmir’de, Ege Bölgesi’nde üretilebiliyor ve inovasyonda tasarımın gücü hissediliyor. Gerçekten inovasyonla rekabet etmek istediğimizde tasarım çok güçlü bir araç olarak karşımıza çıkıyor. Bunu da bu tarz çalıştaylarda deneyimliyoruz. Tasarımla henüz tanışmamış veya yeni tanışan firmalar, tasarımcıların nasıl çalıştığını görerek tasarımla tanışıyor. Böylece tasarımı nasıl kullanabileceklerini ve ticari anlamda nasıl fark yaratabileceklerini de öğreniyorlar. Bu anlamda bu çalıştayın tasarımın sektöre yaygınlaştırılması konusunda çok büyük bir başlangıç ve oldukça etkili olduğunu düşünüyoruz” diye belirtti.
Toplantının sonunda çalıştaya ilişkin detayları aktaran ETMK İzmir Şubesi Başkan Yardımcısı Didem Durmaz Çetinkaya, “Bu çalıştayda 5 firma seçtik ve her birinin taleplerine uygun tasarım brifleri hazırladık. Firmaların bulundukları konum, olmak istedikleri alanlar ve ürün gamlarına eklemek istedikleri yeni ürünler özelinde brifler oluşturduk. Beş ekip kurduk. Bu ekiplerde firmalar, üretim ortaklarımız, mentörler ve açık çağrıyla başvuran çok sayıda öğrenci yer aldı. Başvurular arasından 15 öğrenciyi seçtik ve her birini üçer kişilik gruplar halinde takımlara yerleştirdik. Çalıştayın sonunda 13 ürün ortaya çıkacak. Bazı ürün içeriklerine göre bazı gruplar ortak çalışma yaparken, bazıları bireysel olarak üç ürün çıkaracak. Çıkan tasarımların prototipleri üretim ortaklarımızla birlikte gerçekleştirilecek. Firmalar açısından ürün gamlarına yeni tasarım ürünleri eklemek, öğrenciler açısından ise daha önce mobilya alanında çalışmamış olanların üretim deneyimi kazanması, profesyonellerle birlikte çalışma fırsatı bulması açısından çok değerli bir süreç oldu” dedi.
Kaynak : HABER MERKEZİ