- Ekonomi
- 07.10.2025 15:19
Kale Grubu Başkan Vekili Okyay, Ege’nin sahip olduğu üretim yetkinlikleri ve yan sanayi potansiyelinin geliştirilmesiyle, bölgenin Türkiye savunma sanayii için kritik bir merkez hâline geleceğini vurguladı
KEMAL ÖZKURT / Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (ESİAD) tarafından dördüncüsü düzenlenen Yatırım Zirvesi, Swissôtel Büyük Efes İzmir’de gerçekleşti. Zirveye katılan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı Sanayileşme Daire Başkanı Murat Çizgel ve Kale Grubu Başkan Vekili Osman Okyay, Türkiye savunma sanayiinin son yıllardaki atılımını, hedeflerini ve Ege Bölgesi’nin potansiyelini değerlendirdi. Türkiye savunma sanayiinin bu yıl 10 milyar dolarlık ihracatı hedeflediğini belirten Okyay, Ege Bölgesi’nin sektördeki potansiyeline inandığını, yan sanayi portföyünün ve özgün proseslerdeki yetkinliklerin güçlenmesiyle bölgenin ekosistemde daha güçlü bir konuma ulaşabileceğiniz ifade etti.
Türkiye savunması sanayisinin son 20 yılda en önemli değerlerden biri haline geldiğini ifade eden Çizgel, “Savunma sanayimiz 50 yıllık bir süreç; ancak özellikle son 20 yılı çok farklı bir şekilde, adeta tırmanarak bir şahlanış yaşadı. Bu değer, bütün dünya tarafından izleniyor ve görülüyor. Sebebi ise en başta konulan önemli vizyon; “Yerli ve milli bir savunma sanayimiz olacak.” Bu, bizim olmazsa olmazımız. Başkasının sanayisiyle savunma sanayimizi güçlendirmemiz veya başkasının eliyle savunmamızı kuvvetlendirmemiz mümkün olmadı. Bu durum, 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatı ile anlaşıldı. O aşamadan sonra savunma sanayiinin milli olması bir devlet politikası haline geldi. Yaklaşık 20 yılı aşan bu süreçte, bugün itibarıyla gururla söyleyebiliyoruz; yapmak istediğimiz her platformu artık yerli yapabiliyoruz. Havada, karada, denizde; bunun insanlılarını ve insansızlarını yerli yapabilecek seviyeye geldik” diye konuştu.
Konuşmasında, güncel yüzde 70-80’lik yerlilik oranının bir başarı olmakla birlikte, asıl hedefin “tam bağımsız” bir savunma sanayii olduğunu vurgulayan Çizgel, dışarıdan gelen ambargolar nedeniyle sadece ana platformları değil, alt sistemleri ve bileşenleri de yerlileştirme zorunluluğunun doğduğunu belirtti. Çizgel, “Ben bunu da yerli yapacağım dediğiniz zaman, bir anda size dışarıdan bunu sağlayanlar yavaş yavaş, ‘Motorunu vermeyeyim, şurasını vermeyeyim, burasını vermeyeyim, elektronik kartını vermeyeyim’ demeye başladı... Bu durumda anladık ki, sadece uçak yapmak, sadece helikopter yapmak, sadece sistem yapmak olmuyor; bunu yerlileştirmede altındaki birçok alt sistem ve bileşenini de yerli yapmamız gerektiği ortaya çıktı.” dedi. Kritik teknolojilerdeki yerlileştirme programlarının devam ettiğini ve bu yıl içinde tamamlanmasını hedeflediklerini ekledi.
Ulaşılan başarının korunması ve gelecek nesillere aktarılması için sürdürülebilirliğin hayati önem taşıdığını belirten Çizgel, “Bu askeri bir tabirle beka meselesidir. Bu bekânın sağlanmasının yolu ise yurt sathına yayılmış güçlü bir ekosistem kurmaktan geçiyor. Savunma sanayiinin 50 yıl sonra da ayakta kalması, askeri bir tabirle beka meselesidir. Savunma sanayiinin bekası, ülkemizin bekası için çok çok kıymetli... Bizler bugün servo valfi İzmir'de bir firmamız tarafından yapabiliyor isek, onun gelişmesi, bunun sürdürülebilirliğinin sağlanması benim 50 yıl sonra da yine uçağımın yerli ve milli olmasını sağlayacak” ifadelerini kullandı.
Murat Çizgel, özellikle alt sistem ve bileşen üreten firmaların rekabet gücünü artırmak için SSB’nin bir ‘Geliştirme Programı’ başlatacağını duyurdu. Bu programın, alt yüklenicilerin uluslararası tanınırlığını ve yabancı firmalar nezdindeki güvenini artıracağını söyledi. Çizgel, “Diyeceğiz ki, SSB olarak, bu ‘Geliştirme Programı’ kapsamında, sizleri sürekli izleyerek, dünyadaki her firmaya: ‘Bakın, biz bu firmadan eminiz. Bir devlet olarak, SSB olarak bu firmayla doğrudan çalışabilirsiniz. Ürününe de, firması olarak kültürüne de güvenebilirsiniz.’ Bu program kapsamında biz sizin adınıza bu firmaları hem denetliyor hem geliştiriyor olacağız.” dedi. Nihai hedefin, Türk firmalarının sadece yerli platformlara değil, Boeing, Lockheed Martin gibi dünya devlerinin de alt yüklenicisi olması ve Türk alt sistemleriyle uçan platformların sayısının artması olduğunu belirterek, bunun Türkiye’yi stratejik ve ekonomik olarak çok daha kuvvetli hale getireceğini vurguladı.
Türkiye sanayisinin gelinen noktanın gerçekten gurur verici olduğunu belirten KaleGrubu Başkan Vekili Osman Okyay, “Ülke ekonomik büyüklüğümüzün 17. sırasında olduğunu düşünürseniz, dünyanın 11. büyük savunma sanayii ihracatçısıyız ve hızla yükseliyoruz. Geçen yılı 7.2 milyar dolarla kapatıp, bu sene 10 milyar dolarları hedefliyoruz” dedi. Sistem entegrasyonu kabiliyetinin büyük bir başarı olduğunu vurgulayan Okyay, asıl hedefin kritik alt bileşenleri de mutlaka ülke içinde üretmek olduğunu kaydetti.
Güncel jeopolitik belirsizliklerin, savunma sanayiini birçok ülke için siyasi ve ekonomik öncelik haline getirdiğini vurgulayan Okyay, güvenlik ihtiyacının artması, teknolojik dönüşüm ve tedarik zincirlerinde güvenilirlik arayışının yeni küresel eğilimler olduğunu kaydetti.Okyay, Ege Bölgesi’nin sektördeki potansiyeline inandığını belirterek, bölgedeki yan sanayi portföyünün ve özgün proseslerdeki yetkinliklerin güçlenmesiyle Ege'nin savunma ve havacılık ekosisteminde çok daha güçlü bir konuma ulaşacağını söyledi.Sektörün sürdürülebilirliği için ihracatın şart olduğunu vurgulayan Okyay, ikinci çıkış yolu olarak çift kullanım teknolojilerine işaret etti
Kaynak : HABER MERKEZİ