- Ekonomi
- 24.09.2025 10:11
İzmir Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı Bülent Uçak, yeni hasat döneminde üretimde en az 200 bin tonluk kayıp yaşanacağını belirterek çiftçinin pamuktan uzaklaştığını, sanayicinin ise rekabet edebilmek için ithalata yönelmek zorunda kaldığını söyledi
KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER - Amerika Tarım Bakanlığı (USDA), Türkiye’nin pamuk üretimi, dış ticareti, tekstil, hazır giyim, iplik ve tarımsal destekleme modeline ilişkin kapsamlı bir rapor yayımladı. Rapora göre Türkiye, ürettiğinden daha fazla pamuk ithal edecek. Pamukta hasat dönemine girilirken, son 3-4 yıldır artan maliyetlere rağmen pamuk fiyatlarının yükselmemesi üretimi azaltırken ithalatı artırıyor. Üreticiler, düşük fiyat, yetersiz destek, kuraklık ve su sorunları nedeniyle pamuktan uzaklaşıyor. Bu tablo rakamlara da yansıyor. USDA’nın “Türkiye Pamuk ve Ürünleri Güncellemesi” raporunda, pamuk ekim alanının geçen yıla göre yüzde 15 daralarak 395 bin hektara düşmesi bekleniyor. Üretimde ise yüzde 19 gerileme öngörülüyor. Yeni hasat döneminde üreticiden sanayiciye kadar herkesi yine zorlu bir dönemin beklediğini belirten İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak, üretimde en az 200 bin tonluk kayıp yaşanacağını, çiftçinin emeğinin karşılığını alamadığı için pamuktan uzaklaştığını ve sanayicinin ise rekabet edebilmek için ithalata yöneldiğini vurguladı. Uçak, desteklerin sahadaki aktörlerle istişare edilerek belirlenmesi gerektiğini, aksi halde Türkiye’nin yalnızca üretimde değil, yıllardır emek vererek kazandığı pazarlarda da kayıplarla karşı karşıya kalacağını söyledi.
Pamuk sektöründe üreticiden sanayiciye kadar herkesin zor bir dönemden geçtiğini belirterek rekoltede ciddi düşüş yaşanacağını vurgulayan Uçak, “Üretimin azalması, çiftçinin artık bu yükün altından kalkamadığını gösteriyor. Çiftçi mutsuz, sanayici ise yurt dışından daha ucuz pamuk bulabildiği için ithalata yöneliyor. Herkes kendi çıkarını gözetiyor. Çiftçi emeğinin karşılığını alamıyor, sanayici ise uygun maliyetli hammadde arayışına giriyor. İthalat meselesine gelince; bu durum doğrudan Orta Vadeli Program ile bağlantılı. Gelecek yıl için büyüme beklentisinin yüzde 4,5’ten 3,8’e çekilmesi, 2026’da üretim ve büyüme açısından sıkıntılı bir tabloya işaret ediyor. Yerli üretim zaten yetersiz olduğu için ithalat kaçınılmaz görünüyor. Ancak ithalat artsa bile üretimdeki gerileme göz ardı edilemez. Geçen yıla kıyasla yerli üretimde en az 200 bin ton düşüş bekleniyor. Bu da ülke genelinde 850-870 bin ton seviyelerinden 630-650 bin tonlara gerilemek demek ki bu oldukça ciddi bir kayıp” diye konuştu.
Sanayicinin ayakta kalabilmek için ithal hammaddeye yönelmek zorunda kaldığını ancak buna rağmen pazar kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Uçak, “Sanayici, dünyayla rekabet edebileceği uygun fiyatlı pamuğu bulabilmek için ithalatla ilgili ciddi bir mücadele veriyor. Çiftçi pamuğunu belirli bir fiyata satmaya çalışıyor; onun için düşük görünen bu fiyat, benim için pahalı. Ben o pamuğu alıp boyuyor, dokuyor, örüyor ve mamul hale getiriyorum. Fakat yurt dışına çıktığımda ‘Bangladeş senin fiyatından 1 dolar aşağı satıyor, Pakistan 1 dolar 20 aşağı veriyor’ deniyor. Bu durumda ben nereye satacağım? Türkiye bu koşullarda yalnızca üretimle kalmıyor; ekonomik sistemin dengesizliği nedeniyle yerli sanayide kapasite kullanım oranından tutun da yıllardır kazanılmış birçok pazarı kaybetme riskiyle karşı karşıya. Sanayici tüm bunların mücadelesini veriyor. Bu çabanın ve emeğin ne kadar zor olduğunu biz, sektörün içindekiler birebir yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Ağustos 2024’te üretilen kilogram başına değil, ekilen alana göre doğrudan destek sağlayan yeni bir sisteme geçecek. Yeni sistemle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Uçak, “İlk defa uygulanacak bir model bu. Nasıl işleyeceğini görmemiz lazım. Sadece benim orada bir itirazım şuna var: Bu komitenin içerisinde, üreticisinden, ziraat odalarından, ticaret borsalarından, yani tarafsız, olaya katkı koyabilecek, fikir koyabilecek insanların da bulunmasını çok önemsiyorum. Bakanlık bir masanın etrafında oturup da ‘bunun fiyatı bu’ diyecekse hiç olmaz. Bu çok spekülatif olur. Onun için, sahada insanlarla oturup istişare ederek en doğruya yakın maliyeti bulup, o maliyet üstünden refah payını ilave edip üreticiye dememiz lazım ki; ‘Kardeşim, siz üretmeye devam edin. Devlet sizin arkanızda. Bu sizin alamadığınız veya eksik kalan kısmı da devlet pozitif olarak sübvanse edecek’. O zaman bu insanları cesaretlendirir. Bu insanları bu üretime devam ettirebiliriz. Yoksa bu çok öyle kolay sürdürülebilir bir durumda değiliz” dedi.
Üretimin her geçen gün düştüğünü ve çiftçilerin pamuk ekmekten vazgeçtiğini söyleyen Uçak, “Mesela adam buğdayı ekiyor, kaldırıyor ‘Allah bereket versin. Ben para kazandım. Pamuğu niye ekeyim?’ diyor. Pamuk, ayçiçeği veya kadar az maliyetli bir ürün değil. Maliyeti yüksek, ilaçlaması yüksek, bakımı zor. O yüzden çiftçiler bu kadar emek ettikten sonra para kazanamadıklarını görünce başka ürünlere yöneliyor. Burada kesinlikle ve kesinlikle, bu üretim sahalarının, bu üretimin, bu istihdamın, bu ihracatın devam edebilmesi için en önemli aygıt olan devlet aygıtının, bu süreci aşma noktasında, bu insanlara ciddi anlamda alternatif bir destek modeli veya alternatif bir çözümle gelmesi lazım. Yoksa, önümüzdeki tablo her gün bir insanın konkordato ilan ettiği, iflasların her gün arttığı bir ortamda, üretimden, istihdamdan, ihracattan bahsetmek mümkün olmaz” diye belirtti.
Kaynak : HABER MERKEZİ