- Ekonomi
- 22.12.2025 10:50
Tarımda 1 işçi maaşına 3 mühendis çalışıyor
Türkiye’de tarım üretiminin küçülmesi, ziraat mühendislerinin üretimden uzaklaşmasına neden olduğunu söyleyen Çakıcı, ziraat mühendislerinin kendileri için belirlenen asgari ücretin çok altında ücretlerle çalıştığını belirtti
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : HABER MERKEZİ
BERKAY ERDEN- ÖZEL HABER - Türkiye’de tarım üretiminin yıllar içinde gerilemesi yalnızca çiftçiyi değil, tarım sektörünün en kritik unsurlarından biri olan ziraat mühendislerini de derinden etkiliyor. Üretimin küçülmesi, kamudaki istihdamın sınırlı olması ve özel sektörde ücretlerin düşüklüğü nedeniyle mühendislerin mesleki alanlarından uzaklaştığını söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, mühendislerin yetiştiği üniversitelerin de hızla sayısının artmasıyla eğitim kadrosunda da sorunlar yaşandığını belirtti. Türkiye’de milli gelirin yüzde 1’inin bile tarıma ayrılmadığına dikkat çeken Çakıcı, özel sektörde mühendisin işçiden daha düşük ücretlerle çalışmak zorunda kaldığını belirtti.

MÜHENDİSE İHTİYAÇ AZALIYOR
Mühendisliğin üretime dayalı olduğunu ancak Türkiye’de üretimin sürekli küçüldüğünü söyleyen Çakıcı, mühendislerin mecburen satış ve pazarlama gibi alanlara yöneldiğini söyledi. Mühendisi üretimin içinde tutan danışmanlık sistemi ve “Her Köyde Bir Mühendis” projesinin de zamanla terk edildiğini dile getiren Çakıcı, “Ziraat mühendisliğinin ortaya çıkışında, geçmişte kamuda istihdam önemli bir yer tutuyordu. 80’lere ve 90’lara kadar kamuda iş bulma imkânı vardı. Bu kapasite aşılınca kamuya alınan mühendis sayısı oran olarak azaldı. Bir de her yıl yeni mezunlar geliyor. Bu durum istihdamda ciddi bir sıkıntı yaratıyor. Mesleğin olumsuz yanı ise teknik bir branş olması. Mühendislik, özellikle üretime dayalı bir alandır. Hizmet sektöründen ziyade, üretimin içinde çalışmak gerekir. Ancak Türkiye’de üretim sürekli küçülüyor. Üretim azalınca mühendis ihtiyacı da azalıyor. Mühendisler üretim yerine satış ve pazarlama gibi hizmet ağırlıklı alanlara kayıyor. Devlet de artık üretim merkezli sistemleri desteklemiyor. Eskiden her köye bir mühendis projesi vardı. Çok sayıda mühendis istihdam edilmişti. Bu sistem yürütülemedi ve zamanla kaldırıldı. Ayrıca danışmanlık sistemi vardı: serbest çalışan ziraat mühendisleri, çiftçilere danışmanlık yapıyor, ücretini de devlet ödüyordu. Böylece mühendis üretimin içinde oluyordu. Ancak devlet buraya da artık yatırım yapmıyor. Türkiye milli gelirin yüzde 1’ini bile tarıma destek olarak vermiyor. Bu destek olmayınca istihdam da azalıyor” şeklinde konuştu.

İŞÇİDEN AZ KAZANIYOR
Kamuda istihdam edilecek ziraat mühendisi sayısının sınırlı olduğunu belirten Çakıcı, özel sektörde de ücretlerin çok düşük olduğunu söyledi. Kendilerinin asgari mühendis maaşını 75 bin TL olarak belirlediklerini ancak piyasada bunu verenin olmadığını söyleyen Çakıcı, “Öğretmenlikteki gibi ‘atama bekleyenler’ grubuna dahil değiliz, çünkü devletin alabileceği sayı belli. Ancak yine de istihdam talep ediyoruz. Özel sektörün durumu ortada: gelir düşük. Tarım işçiliği bile ciddi rakamlara çıktı. Bugün bir işçinin günlük ücreti 2 bin 500 – 3 bin TL. Bizim belirlediğimiz asgari mühendis maaşı 75 bin TL ama bunu neredeyse kimse vermiyor. Mühendis, işçinin günlük kazancının altında ücretlerle 30 – 35 bin liraya çalışıyor aylık. Bu tüm mühendislik branşlarında geçerli. Eğer devlet tarımı geliştirmek istiyorsa, üretimi desteklemek istiyorsa, mühendisleri sürecin içine katmalı. Çiftçi ‘ne ekeyim, nereden kazanırım’ diye düşünüyor. Burada da ziraat mühendisi olmalı. Kooperatiflerin geliştirilmesi ve mühendislerin buralarda çalışması gerekir” dedi.

PROFESÖRÜ OLMAYAN BÖLÜMLER VAR
Ziraat Mühendislerinin yetiştiği eğitim sistemindeki sorunları da dile getiren Çakıcı, üniversite sayısının hızla artması nedeniyle bir enflasyon yaşandığını ifade etti. Akademik kadroların açılan üniversite hızına yetişemediğine dikkat çeken Çakıcı, açıklamalarına şu şekilde son verdi: “YÖK sonrası sistem büyük ölçüde değişti. Çok fazla üniversite açıldı ve neredeyse her üniversitede ziraat fakültesi kuruldu. Hiçbir üniversite belirli alanlarda uzmanlaşmadı; her bölüm, her üniversitede açıldı. Bu durum ziraat mühendisliği de dahil tüm mesleklerde bir enflasyon yarattı. Şu anda 200’ün üzerinde üniversite var ve bu durum tüm alanlarda benzer sorunlara yol açtı. Tüm üniversiteleri aynı seviyede değerlendirmek zor. Çok hızlı bir şekilde 200 üniversiteye çıktık ama akademisyen yetiştirme sistemi bu kadar hızlı değil. Profesörü, doçenti olmayan bölümler var. ‘Hızlıca hoca yapalım’ mantığıyla eğitim kalitesi düşüyor. Buna rağmen ziraat fakültelerinde akreditasyonlar ve ders standartları var. Ancak hocanın niteliği, araştırma yapması, teoriyi pratiğe dönüştürebilmesi önemli. Bu konularda eksikler var. Türkiye AR-GE’ye yeterli yatırım yapmayan bir ülke. Üniversitelere ayrılan kaynak çok düşük. Teknoloji üreten bir ülke olmadığımız için tarımda da yeni ilaç, gübre, makine geliştiremiyoruz; ithal ediyoruz. Akademi bile piyasaya çıkan ürünleri sonradan öğreniyor. AR-GE olmadığı için mühendislerin çalışabileceği gelişmiş üretim merkezleri yok. Mühendis, teknisyenin yapacağı işleri yapmak zorunda kalıyor. Ülke teknoloji üretmediği için mühendis ihtiyacı da azalıyor. Biz şu anda piyasayı kontrol etmeye, denetlemeye çalışıyoruz. Gıda alanında ürünleri inceliyor, Türkiye’ye uygunluğunu denetliyoruz. Ürün geliştirme anlamında bir katkımız yok maalesef. Bu da mesleğin gelişmesini ve istihdamı engelliyor.”
Kaynak : HABER MERKEZİ