- Ekonomi
- 25.04.2025 14:51
Küresel ekonomik ve politik belirsizliklerin yatırımcıları altına yönlendirdiğini belirten uzmanlar, altındaki yükselişin hem ticaret savaşları hem de Türkiye’nin kırılgan ekonomik yapısından kaynaklandığını ifade etti
Dünya genelinde yaşanan ekonomik ve politik gelişmeler hem piyasaları hem de yatırım tercihlerini derinden etkiliyor. Ticaret savaşları, bölgesel çatışmalar ve para politikalarındaki belirsizlikler, yatırımcıyı yeniden güvenli liman olarak görülen altına yönlendiriyor. İzmir Kuyumcular Odası Başkanı Murat Kurtuluş Buyrukçu ve Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan, altındaki yükselişi tetikleyen nedenleri değerlendirirken hem uluslararası gelişmelere hem de Türkiye ekonomisinin kırılgan yapısına dikkat çekti.
Altındaki yükselişin devam edeceğini belirten İzmir Kuyumcular Odası Başkanı Murat Kurtuluş Buyrukçu, “Amerika’nın çıkışları para piyasasındaki durumu oldukça etkiliyor. ONS altındaki yükseliş durdurulamıyor. Bu nedenle ONS altındaki yükseliş devam ettiği sürece euro, dolar ve diğer para birimleri baskı altında olacak demiştik. Kâğıt paralar baskı altında olduğu için madenler yukarı doğru çıkıyor. Altında ciddi bir yükseliş spekülatif yükselişler bekliyoruz diye söylemiştik daha önce de. Mayıs ayı durgun geçer gibi görünüyor. Yaz aylarının yaklaşmasıyla ve düğünlerin başlamasıyla altın satışı hızlanır. Yani işçilikli ürünler, düğün setleri, bilezikler bundan hızlanır. Yoksa altının düşmesi yükselmesi düğün sezonuna bağlı olan bir şey değil. Şu anda dünya genelinde ticaret savaşları yaşanıyor. Yani şu anda biliyorsunuz ticaret savaşları yaşanıyor ülke dünyada. Bir yandan Orta Doğu’da İsrail- Filistin savaşı yukarıda Ukrayna-Rusya savaşı bir de Çin-Amerika’nın ticaret savaşları çıktı. Böyle bir durumda altının yerinde durması beklenemez. Ancak altın yine de yatırımcı için en güvenilir liman. Geçtiğimiz yıl bugüne kıyasla altında yüzde 110, yüzde 125 gibi bir artış yaşandı. Yatırımcısına yüzde yüz kazanç sağladı yani. Geçen yıl 2 bin TL olan altın şu anda 4 bin 200 TL. Geçen yıl altına yatıracağına faize yatıran kişi aynı kazancı sağlayamadı. Altın kenara koyan bir kişinin 2 milyon TL yerine 4 milyon TL’ye yakın parası oldu” dedi.
Donald Trump’dan dolayı altında ve diğer para birimlerinde bir yükselişin söz konusu olduğunu ifade eden Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan, “Trump’ın aldığı kararlar normal akıl, mantık, küreselleşmenin getirdiği liberal ekonomi hareketleriyle uyumlu değil. Dolayısıyla dünya ekonomisinin daralmaya gideceği bir süreci tetiklemiş durumda. 1990’lı yıllardan hatta 1980’li yıllardan itibaren bilgi teknolojilerinin gelişmesiyle dış ticarette serbestleşme ve bu yöndeki gelişmeler, bilişim teknolojisindeki gelişmeler dünya ticaretini tetikledi. Dolayısıyla tüm dünya birbiriyle daha yoğun ticaret ilişkilerine girdi. Trump’ın aldığı kararlar bunun tam tersi bir karar. Amerika’yı güçlü yapacağına dair bir düşüncesi var ancak bu Amerika’yı güçlü değil daha zayıf yapacak. Dünya ticareti azalınca tabii kazanç da azalmak durumunda. Buna ek olarak Çin’le ilişkileri keskinleşti. Dolayısıyla çok kısa bir süre sonra yakın bir süre içinde Çin’in ABD’yi geçmesi bile söz konusu olacak. Dolayısıyla bu da ABD’nin altın ilişkilerinin yakından etkileyen bir durum” diye aktardı.
Türkiye’nin cumhuriyet tarihinde ekonomik açıdan en zayıf dönemini yaşadığını vurgulayan Prof. Dr. Erkan, “Türkiye’de bir kere üretim ve ekonomisi mantığı çöp edildi. Üretimle yapmak için yatırım yapmak gerekiyor. Bir yatırım yapmak en az 2 yıl sürer. Dolayısıyla uzun planlamak, strateji geliştirmek ve sermaye birikimi yapmak, tasarruf etmek gerekir. Bunu yapmadan yandaşı nasıl zengin edersin? Al-sat sistemiyle zengin edersin ve inşaatla yaparsın bunu. Bir de kara para devreye girdi. Kara para aklama süreçleri inşaat sektörüyle etkiledi. Türkiye’de uygulanan tamamen yanlış bu işte NAS uygulamalarıyla başlayan tetiklenen süreç var. Dolayısıyla bir de ekonominin ne kadar üretim kapasitesi varsa bunların çoğu satıldı. Şeker fabrikaları, kâğıt fabrikaları, limanlar satıldı. Şimdi arsalar satılıyor durmadan. Yani satılmadık bir şey kalmadı. Ülke ekonomisi ticaretin üzerine döndüğünü sanıyor. Yapılan büyümede Türkiye’yi fakirleştiren bir büyüme, reel bir büyüme değil parasal şişme bir bakımdan. Büyümüş gözükürsün ancak ülke ekonomisinin potansiyeli zayıflar ve dolayısıyla Türk parasının değeri son derece yerlerde sürünür. Dünyada en kırılgan ekonomi durumuna geldik. Şu anda Türkiye kırılma yılını, kırılma dönemini yaşıyor” ifadelerini kullandı.