- Ekonomi
- 14.09.2025 15:07
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İzmir’deki Türk-Arap İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye ile Arap ülkeleri arasında ticaretin serbestleştirilmesi, vize engellerinin kaldırılması ve ortak yatırımlarla ekonomik potansiyelin daha üst seviyelere taşınması gerektiğini vurguladı
KEMAL ÖZKURT / İzmir Ticaret Odası, Türk-Arap ekonomik işbirliğini güçlendirmeyi amaçlayan önemli bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Arap Odalar Birliği işbirliğinde düzenlenen Türk-Arap Odası 6. Yönetim Kurulu Toplantısı ve İş Forumu, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun katılımıyla gerçekleşti. Türk ve Arap ülkelerinden çok sayıda iş insanını buluşturan toplantıya İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Arap Odaları Birliği Başkanı Samir Majoul ve Arap Odalar Birliği Genel Sekreteri Dr. Khaled Hanefy de katıldı. Toplantıda konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkilerin son 20 yılda büyük bir ivme kazandığını ancak hâlâ potansiyelin gerisinde olunduğunu söyledi. Serbest ticaretin önemine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Ticaret zenginleştirir, korumacılık fakirleştirir. Bu coğrafyada kalkınma ve istikrarın yolu, engelleri kaldırmaktan geçiyor” mesajını verdi. İslam ülkeleri arasında vize serbestisinin sağlanması ve ekonomik iş birliğinin derinleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, özel sektörün daha güçlü ilişkiler kurması için karşılıklı adımların artırılması gerektiğini dile getirdi.
Türkiye ekonomisinin gücü ve dinamizminin, özel sektöre dayalı olduğuna dikkat çekerek ticaretin serbest olması gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "İtalya ile Çin arasında, en büyük sanayi üretim kapasitesini kurmuş, en çok sanayi ürünü ihracatını yapan, girişimci bir ülkeyiz. Pek çok sektörde, otomotiv, beyaz eşya, inşaat malzemeleri ve konfeksiyon başta olmak üzere, Avrupa’nın ana tedarikçisi iz. AB’ye en çok otomobil satan ülkeyiz. Tüm bunları, ticareti serbest hale getirip, rekabeti artırmak suretiyle sağladık. Zira ticaret zenginleştirir, korumacılık fakirleştirir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin istikrarı ve refahı için, ticaretin daha serbest olması şarttır. Dolayısıyla hep birlikte, serbest ticareti talep etmemiz gerekmektedir" dedi.
Türkiye'nin dış rekabete açılıp ticareti serbestleştirmesiyle bölgesinde bir sanayi devi haline geldiğini belirten Hisarcıklıoğlu, “Yüzde 94’ü sanayi ürünü olan 12 bin 600 farklı ürünle, 200’den fazla ülkeye yılda 270 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Bunun yüzde 60’ı gelişmiş ülkelere gidiyor; bu da Türk ürünlerinin kalitesini ve rekabet gücünü ortaya koyuyor” dedi. Arap ülkeleriyle ticari ilişkilerin gelişmesinden memnuniyet duyduklarını ifade eden Hisarcıklıoğlu, “20 yıl önce bu ülkelere ihracatımız 5 milyar dolardı, toplam ihracatın yüzde 10’u kadardı. 2024’te 50 milyar doları aşarak toplam ihracatın yüzde 20’sine ulaştı. Ayrıca son 20 yılda Arap ülkelerinden 50 milyar dolardan fazla doğrudan yatırım aldık. Her yıl ortalama 10 milyon Arap turist Türkiye’yi ziyaret ediyor. Tüm bunlar sevindirici ancak hâlâ potansiyelimizin altındayız” diye konuştu.
İslam ülkeleri arasındaki ticaret hacminin genişletilmesi gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, kardeş ülkeler arasında vize serbestisinin sağlanması çağrısında bulundu. “Ülkelerimizi daha müreffeh hale getirmenin yolu, bir araya gelmek ve ticareti artırmaktan geçiyor. Sınırlar, sermaye ve mal hareketliliğinin önünde engel olmamalı. Kardeşlik, vize değil, selamla kapı açmayı gerektirir” dedi. İş insanlarının erişimi kolay ülkelere yatırım yaptığını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Tercihli Ticaret Anlaşması’nın kapsamının genişletilmesini istedi. Arap ülkelerinin sermayesiyle Türk özel sektörünün üretim gücünün buluşturulması gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, “Sanayi, turizm ve tarım başta olmak üzere birçok alanda ortak yatırımlar yapabiliriz. Girişimciliği ve KOBİ’leri güçlendirmek için iş birliğine hazırız. Türk iş dünyası olarak dileğimiz, Arap kardeşlerimizle ilişkilerimizi daha derin ve çok boyutlu hale getirmektir” ifadelerini kullandı.
Arap ülkeleri ile Türkiye arasındaki ilişkilerin jeopolitik riskler nedeniyle daha da önem kazandığını belirten Arap Odaları Birliği Başkanı Samir Majoul, “Bu ilişkiler yeni değil, kökleri tarihe dayanıyor. Küresel dönüşümler karşısında Arap-Türk iş birliği artık bir seçenek değil, stratejik bir zorunluluk. Rekabet değil entegrasyon, bölünme değil kalkınma odaklı ortak bir ekonomik alan inşa etmeliyiz” dedi. Ticaret hacminin umut verici ancak hâlâ potansiyelin gerisinde olduğunu vurgulayan Majoul, forumun yeni ortaklıklar için fırsat sunduğunu ifade etti. “Sürdürülebilir kalkınma için yatırımlar kritik. Mevcutla yetinmemeli, ticari ilişkileri daha da artırmalıyız” diye belirtti.
Arap ülkeleri ile Türkiye arasındaki ticari ilişkileri geliştirmek için iş birliğine hazır olduklarını belirten Majoul, "Arap özel sektörünün temsilcisi olarak, Arap Odaları Birliği bu ortaklığın önemine yürekten inanmaktadır. Bugün bizi birbirimize bağlayan ekonomik köprüleri desteklemeli, güçlendirmeli ve bunu yatırımlarla kalıcı hale getirmeliyiz. Ekonomik ilişkilerimizi karşılıklı güven ve yatırımlarla daha da sağlamlaştırmalıyız. İstikrarlı bir yatırım ortamı oluşturup, uzun vadeli ortaklıklarla halklarımızın çıkarlarını gözeten ilişkiler kurmalıyız. Arap Odaları Birliği olarak, ikili girişimleri etkinleştirmek, iş insanları arasındaki iletişimi kolaylaştırmak, uzmanlık paylaşımını teşvik etmek ve geleceği parlak pazarlarda ortak projeleri desteklemek için Türk ortaklarımızla çalışmaya hazırız. Arap-Türk iş birliğini ilerletmek, özel sektörün rolünü güçlendirmek ve stratejik ortaklığımızı bir üst aşamaya taşımak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi.
Kaynak : HABER MERKEZİ