- Ekonomi
- 06.08.2025 11:43
Manisa’nın Sarıgöl Ovası’nda üzüm hasadı başlıyor ancak üreticinin yüzü gülmüyor. Don, dolu ve sıcak hava nedeniyle rekolte kaybı yaşanması beklenirken fiyat düşüklüğü ve destek yoksunluğu üreticiyi zorluyor
KEMAL ÖZKURT - ÖZEL HABER/ Manisa’nın Sarıgöl Ovası’nda yetiştirilen, Türkiye’nin en değerli tarım ürünlerinden biri olan çekirdeksiz sofralık Sultaniye üzümünde hasat dönemi yaklaşırken, üreticinin gözü hem rekoltede hem de fiyatlarda. Türkiye genelinde yaşanan iklimsel dalgalanmalar nedeniyle birçok tarım ürününde olduğu gibi üzümde de üretim düşüşü bekleniyor.
Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen, ilk tahminlere göre bölgede 20 bin dekarlık üzüm bağının don, dolu ve aşırı sıcaklardan etkilendiğini söyledi. Öte yandan bazı özel firmaların açıkladığı düşük alım fiyatları da üreticinin tepkisine neden oldu. Sarıgöl ve çevresinde ağustos ayı sonuna kadar tamamlanması beklenen erkenci yaş üzüm hasadında fiyatlar 35-40 TL bandında seyrederken, kaliteli ve kalıntısız üzümde bu rakamın 60-70 TL’ye kadar çıktığı belirtiliyor. Ancak bazı şarap fabrikalarının üzüm için yalnızca 12 TL teklif ettiğini belirten üreticiler, böyle bir alım politikasının sürdürülebilir olmadığını savunuyor.
İklim değişiklikleri nedeniyle rekoltede düşül yaşanabileceğini belirten Ülgen, “Geçtiğimiz aylarda bölgemizdeki bağları önce don vurdu, ardından dolu yağışları geldi. Şimdi de aşırı sıcaklarla mücadele ediyoruz. Bu üçlü iklim darbesi, bağlarımızda ciddi rekolte kaybına yol açtı. Sarıgöl’de toplam 120 bin dekarlık üzüm bağımız var. Bu alanın yaklaşık 20 bin dekarı olumsuz hava koşullarından doğrudan etkilendi. Hasat süreci tamamlandığında kaybın boyutu daha net ortaya çıkacak. Şu an erkenci çeşitlerde hasat başladı ve ağustos ayı sonuna kadar devam edecek” dedi.
Ülgen, üzümün şu anda 35-40 TL arasında işlem gördüğünü belirterek, kaliteli ve özellikle kalıntısız ürünlerin 60-70 TL’ye kadar alıcı bulduğunu ifade etti. Ancak bazı şarap fabrikalarının 12 TL gibi düşük bir fiyattan ürün alımı yapmak istediklerini söyleyen Ülgen, “12 liraya üzüm alınmaz. Bu mümkün değil. En az 25 lira olması gerekir. Üzüm üretiminin maliyetini bilmeden bu fiyatlar nasıl belirleniyor? Eskiden devlet sürece müdahale eder, bakanlık, borsa ve üretici temsilcileri bir araya gelerek taban fiyat açıklardı. Artık böyle bir mekanizma yok. Herkes kafasına göre fiyat belirliyor. Bu serbestlik üreticiyi mağdur ediyor” diye konuştu.
Tarım sektöründeki plansızlık ve denetimsizlik ortamının giderek derinleştiğini belirten Ülgen, üreticinin yalnız bırakıldığını söyledi. Ülgen, kendi bağlarındaki üretim kapasitesinden örnek vererek, “Benim bağlarımda 250 ton üzüm olur. Kalitesi çok yüksek. Eğer kalıntısız, ilaç kalıntısından arındırılmış mal üretiyorsan, o zaman üzümün 70-80 liraya satılabilir. Ancak alıcılar kaliteye göre fiyat belirliyor ve malı beğenmezse almadan gidiyor. Kimse üreticinin ne çektiğini sormuyor” dedi. İlaçlamadan sulamaya kadar birçok aşamada maliyetlerin katlandığını belirten Ülgen, “İlçede 60’a yakın zirai ilaç bayisi var. Hepsi mühendis, işini iyi bilen insanlar. Ama artık bu iş sadece bilgiyle değil, destekle de yürüyor. Gübre, ilaç, mazot ve işçilik fiyatları uçmuş durumda. Buna rağmen üretici direniyor” ifadelerini kullandı.
Ülgen, kamu kurumlarının da üzüm alım sürecinden çekilmesini eleştirerek şunları söyledi:
“Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) iki yıldır bir kilo üzüm almıyor. Ama ‘üzüm alıyoruz’ diye açıklama yapıyorlar. Ne yapacaksınız aldığınız üzümü? İşleyecek tesisiniz yok, depolayacak sisteminiz yok. Çanakkale’de büyük depolar kuruldu ama içinde üzüm yok. O yatırımlar boşta yatıyor” dedi. Tarımın önemine ve üreticinin yaşadığı geçim sıkıntısına vurgu yapan Ülgen, “Bizim köylerimizde başka geçim kaynağı kalmadı. Hayvancılık bitti, sebze yok, meyvecilik yok. Herkes üzüme bakıyor. Sabahın 4’ünde insanlar bağa gidiyor, 9-10 gibi sıcaktan kaçıyor. Herkes bir mücadele içinde ama destek yok. Tarım çökerse bu millet ne yiyecek? İstanbul’da, Ankara’da kim neyle karnını doyuracak?” diye belirtti.
Kaynak : HABER MERKEZİ