- Ekonomi
- 28.07.2025 18:41
Sayfa Yükleniyor...
Türkiye sanayisinin küresel ölçeğe ulaşamadığı gibi; küresel ölçekte marka da yaratamadığını belirten Yorgancılar, “Türkiye’nin 1000 büyük sanayi kuruluşunun cirosu, dünyaca ünlü tek bir markanın cirosunun altında kalıyor” dedi
KEMAL ÖZKURT/ Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Temmuz ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı H. İbrahim Gökçüoğlu idaresinde, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ve meclis üyesi sanayicilerin katılımıyla gerçekleşti. Güncel ekonomik değerlendirmelerde bulunan Başkan Yorgancılar, ekonomideki kırılganlıkların reel sektöre ağır darbe vurduğunu belirterek, konkordato ilan eden firma sayısındaki hızlı artışa dikkat çekti. Türkiye’deki en büyük 1000 sanayi kuruluşunun toplam cirosunun, dünyaca ünlü tek bir markanın gerisinde kaldığını vurgulayan Yorgancılar, “Yılın ilk 6 ayında açıklanan iflas sayısı, 2024 yılının toplamının yüzde 72’sine denk geliyor. Sanayici kapasite düşüklüğü, kâr gerilemesi, sipariş kaybı ve maliyet artışları nedeniyle ciddi baskı altında. Bugün artık sanayiciyi yeni vergilerle ya da mevzuat yükleriyle sıkıştırmanın değil, sanayimizi ayağa kaldırmanın zamanıdır” dedi.
Konkordato ilan eden firma sayılarını hızla arttığını belirterek Türkiye'nin en iyi bin firmasının cirosunun dünyaca ünlü tek bir markanın cirosunun altında kaldığına dikkat çeken Yorgancılar, "Yılın ilk 6 ayındaki iflas sayısı 2024’ün yüzde 72’sine denk geliyor. Bugün reel sektör, kapasite düşüklüğünden, kar gerilemesine, siparişlerin azalmasından her kalemde maliyet artışına kadar faaliyetlerini sürdürmekle ilgili çok ciddi baskı altındadır. Daha derin kayıp vermeden önlem alınması gerekiyor. Bugün artık sanayiciye ek vergiler, yeni zamlar, yeni mevzuatlarla baskı yapmanın zamanı değil. Bugün O gün değil. Bugün sanayimizin kayıplarını giderme ve akabinde sanayimizi yeni dünya şartlarına hazırlama zamanıdır. Faiz indirim süreci elbette ki, bizlere nefes aldıracaktır ancak tek başına yeterli olamaz. O aşamayı geçtik. Bugün ne savaştaki Rusya’nın, ne de çökmüş ekonomisini toparlayan Arjantin’in performansını gösteremedik. Türkiye’nin 1000 büyük sanayi kuruluşunun cirosu, dünyaca ünlü tek bir markanın cirosunun altında kalıyor. Yani, ülkemizde sanayi küresel ölçeğe ulaşamadığı gibi küresel ölçekte marka da yaratamıyoruz. Elbette bunun sebebi sadece maliyetler değil. Birçok neden sayılabilir. Ancak, söylemek istediğim bugün mevcut durumu da, kazanımlarımızı da kaybetme noktası ile karşı karşıya olduğumuzdur" diye konuştu.
Merkez Bankası tarafından son olarak açıklanan faiz oranı hakkında da konuşan Yorgancılar, "Faiz oranında 300 puanlık bir düşüş oldu. Böylelikle faiz oranı 42'lere geriledi. Yüzde 50'lerden geldiğini düşündüğümüz zaman iyi ama yeterli değil. Bana göre yıl sonu faiz oranı 32- 33 seviyelerinde, enflasyon oranı ise 28- 29'luk bir seviyede olacaktır. Yorgancılar, Dünya Bankası tarafından Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Sera Organize Sanayi Bölgesine (TDİOSB) sağlanan 30 milyon dolarlık yatırım finansman desteği 65 milyon dolara çıktığını açıkladı.
Son günlerde artan orman yangınları başta olmak üzere tüm doğal afetlere karşı Afet Bakanlığı'nın kurulması gerektiği çağrısında bulunan Yorgancılar, "Başta İzmir olmak üzere ülkemiz bu yaza adeta yangın yeri gibi girdi. En güzel yeşil alanlarımız çıkan yangınlarda kül olurken, canlılarımız yok olurken, ekosistem bozulurken, maalesef İzmir’de iki orman işçisi, bir vatandaş, Eskişehir’de 10 orman işçisi, Bursa’da 1 işçi, 3 gönüllü müdahale esnasında yaşamlarını kaybetti. Yapılan istatistikler sonucunda orman yangınlarının yüzde 90’ının insan kaynaklı olsa da, son yangınlarda Sayın Valimizin altını çizmiş olduğu 'elektrik hatlarından kaynaklı' yangınların çıkma ihtimaline karşı da mutlaka ilgili elektrik şirketlerinin bakımlarını periyodik olarak yaptırması, aksi durumda cezai müeyyidelerin uygulanması gerekmektedir. Belki tam algılayamıyoruz ama ormanlık alanlarla birlikte topyekün geleceğimiz de yanıyor. O nedenle, Afet Bakanlığı kurulması önerimizi tekrarlıyorum" dedi.
Türkiye’nin Çin’e karşı bir streteji geliştirmesi gerektiğinide vurgulayan Yorgancılar, “Çin hedeflerine hızla ulaşırken, son 1 yıldır başta KOBİ’lerimiz olmak üzere yerli üreticilerimizin önündeki engellerden birine dönüştü. Geçmişte teknoloji kopyalayan Çin, bugün yatırım yaptığı ülkede teknoloji transferine izin vermiyor. Yabancı yatırımcılara, ucuz işgücü garantisi veren Çin, bugün üretim yaptığı ülkeye işçisini, özellikle de yüksek nitelikte çalışanını götürüyor. Türkiye genelinde 1.312, İzmir’de 39 Çinli firma faaliyet gösteriyor. İthal edilen Çin Ürünleri ile içerde yerli üreticinin rekabet etmesi imkansızlaştı. Öyle ki, 2024 Ocak ayından bu yana Çin’den yaptığımız ithalat artışı yüzde 49. Bu çok çok yüksek bir oran. 2025 Mayıs ayında Çin’e ihracatımız 251 milyon dolar iken, ithalatımız 4 milyar dolardır. Özellikle, doğrudan yatırım çekmede rekabet halinde olduğumuz ülkelerde imalat sanayinin payı artarken, bizde azalıyor. Bunları vurgulamaktaki amacımız, bu azalış eğiliminin yönünü yukarı çekmek için gereken adımların atılması ve kan kaybeden sanayimizin, rekabet gücü azalan sanayicimizin gerçek durumunun görülmesidir” dedi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası üyeleri ile yapılan Ekonomik Değerlendirme Anketi sonuçlarını paylaşan Yorgancılar, "Bu kapsamda; 2025 yılı ilk yarısında, üyelerimizin yüzde 31’inin iç pazarda siparişleri değişmezken, yüzde 59’unda azalma, yüzde 11’inde de artış gerçekleşmiştir. Firmaların yüzde 34’ü dış pazarda siparişlerinin değişmediğini, yüzde 51’i azaldığını, yüzde 14’ü arttığını bildirdi. Hem iç hem de dış pazarda azalışlar, geçen yılın üstünde kalmıştır. 2025 yılı ilk yarısında firmaların yüzde 68’i üretimlerinin azaldığını belirtti. 2024 yılında aynı oran yüzde 59 idi. Üyelerimizin yüzde 26’sı küresel yavaşlamadan etkilenmezken, sadece yüzde 6’sı üretimlerinde artış olduğunu belirtti. Firmaların ikinci yarıya ilişkin risk algısı ise, kredi faizleri, kur baskısı ile iç ve dış talepteki yavaşlamanın devamı etrafında yoğunlaşmıştır. Üyelerimiz 2025’in yılı ikinci yarısında en öncelikli stratejileri, geçmiş dönemlerde olduğu gibi maliyetleri düşürme, yeni dış pazarlara yönelme ve ne yazık ki küçülmek olarak belirtildi. Ekonominin koşullarına ilişkin 2. yarı beklentileri de yüzde 72 oranında olumsuz yönde yoğunlaşmıştır" diye belirtti.