- Genel
- 22.04.2025 21:16
Nasreddin Hoca, Anadolu Selçuklu Devleti döneminde Konya yöresinde yaşamış bir mizah kişiliğidir. Nasrettin Hoca’nın farklı konulara ilişkin birçok fıkrası bulunmaktadır. Nasrettin Hoca kimdir? Nasrettin Hoca gerçek adı ne? Detaylar haberimizde...
Türk edebiyatının ve geleneğinin en önemli kişiliklerinden biri olan Nasreddin Hoca hazır cevap ve bilge olmasıyla ön plana çıkmayı başardı. 1208 yılında Akşehir'in Hortu köyünde dünyaya gelen Nasreddin Hoca temel eğitimini aldıktan sonra Sivrihisar'da medresede eğitim almış ve memleketinde köy imamlığı görevini sürdürdü. Nasreddin Hoca o dönemin tasavvufi düşünce merkezlerinden olan Akşehir'e göç etmesiyle Mahmûd-ı Hayrânî'nin dervişi olarak Mevlevîlik, Yesevîlik veya Rufâilik yolunda ilerledi. Akşehir'de mülki görevler üstlenen Nasrettin Hoca, 1284'te doğduğu yer olan Akşehir'de Nasreddin Hoca Türbesi'ne defnedildi. Nasrettin Hoca derlediği fıkralar ve içerdiği mesajlardaki farklı bağlamlarla eğitim ve öğretime örnek oldu. Nasrettin Hoca kimdir? Nasrettin Hoca gerçek adı ne? İşte ünlü mizahşör Nasrettin Hoca hakkındaki detayları sizler için derledik…
Nasreddin Hoca, geleneksel Türk halk hikayelerinde ve fıkralarında önemli bir karakterdir. Nasreddin Hoca'nın tarihi bir şahsiyet olup olmadığı konusunda belirsizlik bulunsa da, ona atfedilen hikayeler Türk mizah kültürünün önemli bir parçasını oluşturur. Hikayeler genellikle zekâsı, mizahi yaklaşımı ve espri anlayışı üzerinden anlatılır.
Nasreddin Hoca'nın karakteri genellikle safça davranan, ancak aslında derin bir bilgelikle donanmış gibi görünen bir figürdür. Hikayeleri, yaşadığı hayat olayları ve toplumsal durumlarla ilgili öğütler içerir. Nasreddin Hoca'nın hikayeleri, Türk kültüründe nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar gelmiştir.
Ayrıca Nasreddin Hocanın tam adının da Nasrüddin Hoca Nusrat olduğu ortaya çıktı Bir kısmı kırık olan kızı Hatun`un mezar taşının tam olarak okunmaya başlanmasıyla birlikte Hoca`nın adına dahil olan Nusrat isimli taş da yer almaktadır.
1208 yılında doğan Nasreddin Hoca’nın annesi Sıdıka, babası Abdullah adındadır. Nasrettin Hoca’nın üç çocuğu vardır. Bunlar; Dürrü Melek, Fatıma ve Ömer’dir.
NASREDDİN HOCA FIKRALARI NELERDİR?
Nasreddin Hoca’nın birkaç ünlü fıkrasını siz değerli okuyucularımıza paylaşıyoruz. İşte o çok bilinen fıkralardan birkaçı:
1-PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR
Çocuklar, pazara gelen Nasreddin Hoca'nın etrafını sarmış. "Hoca, bana düdük al!" demiş biri. "Bana da, bana da!" demiş bir diğeri.
Diğerleri de sırayla:
– Ben de düdük isterim!
– Bir tane de bana!, demişler.
İçlerinden sadece biri Nasreddin Hoca'ya düdük parası vermiş. Hoca, parayı alıp pazara gitmiş.
Hoca, akşam pazardan dönünce çocuklar etrafını sarmış. Her biri düdüğünü istemiş. Cebinden bir düdük çıkaran hoca, parayı veren çocuğa vermiş.
Diğer çocuklar hep bir ağızdan bağırmış:
– Hani bizim düdüğümüz?
Nasrettin Hoca gülerek,
– Parayı veren düdüğü çalar, demiş
2- GÖLE MAYA ÇALMAK
Günlerden bir gün Nasrettin Hoca eline yoğurt mayası bakracını aldıktan sonra göle doğru yola çıkmış
Gölün etrafında piknik yapan köylüler Hoca'ya dikkat kesilmişler.
Hoca Nasrettin başlamış yoğurt mayasını göle kaşık, kaşık çalmaya:
Köyüler şaşkınlıkla izlerken, içlerinden biri Hoca'nın yanına varmış.
– Hayırdır Hocam? Ne yapıyorsun böyle? diye sormuş.
– Göle yoğurt mayası çalıyorum, demiş.
– İlahi, hocam, hiç göle maya çalmakla göl maya tutar mı?
– Hoca Nasrettin O nüktedan cevaplarından birini daha vermiş;
– Ya tutarsa…
Nasrettin Hoca, bu davranış şekliyle boş hevesler peşinde koşan insanlara ders vermek istemiştir.
3- KAZAN DOĞURDU FIKRASI
Bir gün Nasreddin Hoca, komşusundan bir kazan ister. İşini bitirince kazanın içine küçük bir tencere koyup geri iade eder. Kazan sahibi tencereyi görür görmez:
– Bu nedir? Diye sorar. Hoca cevap verir:
– Müjde! Kazanınız doğurdu. Bu haber komşusunun hoşuna gider.
– Pekala! diyerek tencereyi kabullenir. Hoca yine bir gün komşusundan kazanı ister. Alır ama bu sefer iade etmez. Sahibi bir süre bekler. Kazanın gelmediğini görünce, Hocanın evine gelir, kazanı geri ister.
Hoca üzüntülü bir çehre ile:
– Sizlere ömür, kazan öldü! der. Komşu hayretle:
– Aman Hocam, hiç kazan ölür mü? Deyince, Hocanın cevabı hazırdır:
-Kazanın doğurduğuna inanırsın da, öldüğüne niçin inanmazsın? Hoca, daha sonra kazanı iade eder.
Bu fıkranın amacı menfaatçi komşusuna, iyi bir ders vermektir.