Sayfa Yükleniyor...
Ünlü ilahiyatçı Nihat Hatipoğlu bugün yayınlanan köşe yazısında Allah'ı zikretmenin öneminden söz etti.
Ünlü ilahiyatçı Nihat Hatipoğlu bugün yayınlanan köşe yazısında Allah'ı zikretmenin önemi ile ilgili bir yazı kaleme aldı.
Hatipoğlu’nun yazısından bazı bölümler şu şekilde:
Yüce Rabbimizi isimleriyle anmak en büyük zikir ve en büyük dua kabul edilmiştir. Rabbimiz bize dua etmemizi emrederken kendi isimleriyle dua etmemizi emreder. Ayet-i kerime bu hususta şöyle buyuruyor: "En güzel isimler Allah'ındır. Bu güzel isimlerle O'na dua ediniz." (Araf, 180).
Bir hadiste de Hz. Peygamber bu ayete işaret ederek şöyle buyurur: "Allah'ın yüzden bir eksik -yani 99- ismi vardır. Kim bu isimleri öğrenip gereğiyle amel ederek sayarsa cennete girer." (Buhari, Şürut, 18).
Allah'ı duayla anmak O'na kulluğu devam ettirmektir. Sadece O'na kulluk ve sadece O'na ibadet edilir (Fatiha). Zira Allah kullukta, ibadette, yönelişte kendine ortak kabul etmez. Allah yerine konulan her ortak puttur ve şirktir.
Kur'an-ı Kerim, yüce Allah'ın isimleri hususunda bir sayı belirtmez. Ancak birçok ayetin sonunda isim ve sıfatları önümüze koyar ki, onlarla O'na yalvaralım. Mesela; Aziz der, Rezzak der, Gaffar der ve bu isimlerin anlamını bilerek O'na yönelmeyi emreder.
Bir hadiste yüce Allah'ın 99 isimle sınırlandırılmış gibi görülmesi bizi yanıltmasın. Hadisin verdiği 99 isim bir anahtar gibidir. O isimlerle manevi hazinelere, sonsuz esmaya ve tecellilere doğru yol alınabilir. 99 isim dahi tevhide-birliğe dikkat edildiğine işarettir. 100 denmemiş, 99 denmiş.
Esasen Rabbimizin isimlerini saymaya gücümüz yetmez. O'nun yüce zatı hakkında kabul buyurduğu ve ama bizim bilmediğimiz belki milyonlarca ismi vardır. Biz sadece bize bildirilenle yetiniriz. Zatına bıraktığı isimlerin tecellilerini bize öğrettiği esmayla anarız.
Allah'ı anarken, ki zikir anmaktır, O'nu görür gibi olmak lazım. Buna "ihsan makamı" denmiş. "Allah'a kulluk ederken O'nu görürcesine kulluk etmek. Gerçi Allah'ı görmüyorsun ama O, yüce zatı ve kemal sıfatıyla tecelli eder ve seni görür."
Onun için İbn Mesud, Kur'an-ı Kerim'i indiği zarafetle okuduğunda Hz. Peygamber (SAV) mübarek ve muazzez elini onun göğsüne vurup "Mübarek olsun sana" dediğinde İbn Mesud o kadar ürperir ki, "Sanki Allah'ı görür gibi oldum" demiştir.
Bu nedenle "Üpermeyen kalpten sana sığınırım" denilmiştir.
GEREKTİĞİ ŞEKİLDE ANMAK
Yüce Allah'a kulluk sözde bir tespihata dönüşmemeli. Bu nedenle büyüklerden biri, eline şuursuzca tespihi alıp güya Allah'ı andığını zanneden birine şöyle dedi: "Diğer eline de başka bir tespih al ve onunla da günahlarını say." Dediği şuydu aslında: Allah'ı anarken kalbinin bir köşesinde yaptığın günahların farkında ol ki, zikrin bir tövbe olsun ve bu zikir makbul sayılsın.
ALLAH'TAN BAHSEDİN İNSANLARDAN DEĞİL
Başlıktaki söz Hz. Ömer'e aittir. "Sürekli Allah'tan bahsedin" der. Sürekli insanlardan bahsetmeyin. Zira Allah'tan bahis birer zikirdir. İnsanlardan bahsetmeye başlayınca illa söz dedikoduya, boş lakırdıya dönüşür. Sonra insanlardan bahsetmek dedikodu, boş laf, hakaret ve eleştiriden başka nedir? Halbuki Allah'tan bahis bir zikirdir, nurdur, berekettir, rahmettir, duadır.
GÜNDE KAÇ KEZ ESMA OKUYAYIM?
SAYI önemli mi? Elbette Kur'an ve hadis bize bir sayı önerirse ona tabi oluruz. Ama bizi bu hususta sınırlandırmadıysa bol bol zikrederiz. 99 isimle meşgul olalım. Bilin ki çok okumak gibi çokça tefekkür de önemlidir. Sayıdan çok, O'nu hissederek bir kez Allah demek dahi bütün zincirleri kırar. Allah der ki şeytandan uzaklaşın. Nefis öne çıkmasın.
HABER MERKEZİ