Sayfa Yükleniyor...
İzmir-Çanakkale otoyolu, Menemen Koyundere mevkiinde viyadük inşaatında iskele çökmesi sonrası oluşan ölümlü kazayla ilgili İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi rapor hazırladı
HALİSA TOPRAK
İzmir-Çanakkale otoyolu, Menemen Koyundere mevkiinde viyadük inşaatında iskele çökmesi sonrası oluşan ve dört kişinin yaşamını yitirdiği kazayla ilgili İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi(İHD) rapor hazırladı. 4 Ağustosta gerçekleşen kazanın raporunu İHD yönetim kurulu üyeleri Caner Canlı, Sevtap Erdemir ve Mine Çetinkaya oluşturdu. Konuyla ilgili basın açıklaması gerçekleştiren İHD şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Sevtap Erdemir İzmir Valisi Mustafa Toprakı eleştirerek, Vali, olayla ilgili istenmeyen bir kaza derken, Ülkenin asıl sorununun terör olduğunu söyledi. Bu durum yetkililerin diğer iş kazalarında olduğu gibi sıradan bir iş kazası olarak gösterme ve tepkileri başka yöne çekme düşüncesi olarak algılanmaktadır şeklinde konuştu.
USULSÜZLÜK İDDİASI VAR
İş yeri sahipleri Seza inşaat hakkında bilgiler veren Erdemir, Bu şirket 2002 yılında kurulmuştur. Ankara merkezli ulaşım alanında projeleri olan yurt içi ve yurt dışında faaliyet gösteren bir şirkettir. İzmir'deki bu projeyi de 2014 yılında almış teslimatı 2017 yılına kadar olan bir projedir. Firma ile ilgili edinmiş olduğumuz duyumlar şöyledir. Bu şirketin ortaklarından biri de AKP Elazığ milletvekili aday adayı olan Prof. Dr. Yasemin Açıktır aynı ihaleye katılan başka bir firmada 11 Aralık 2013 tarihli Kamu İhale Kurumu toplantısında şikâyette bulunmuştur. Diğer projelerinden de hak edişlerinin gerçeği yansıtmadığını usulsüzlük yapıldığı iddiaları da vardır. Bu yönlü duyumlarımız iş yerine yaptığımız inceleme sırasında orada bulunan işçiler tarafından iddia edilmiştir dedi.
Olay yeri hakkında gözlem ve incelemeleriyle ilgili açıklamalarda bulunan Erdemir şunları söyledi: Güvenlik şeridinin içine girilerek işçilerin kaldığı şantiyede yaşam alanları incelendi. İşçilerin kaldıkları konteynırlara ulaştığımız zaman ise orada çalışan kazayı gören ama isimlerini vermek istemeyen işçiler yaklaşık 100 kişinin viyadük inşaatında çalıştığını, küçük konteynırlarda 10 ar kişi kaldıklarını gece ve gündüz sıcaklık nedeniyle içeriye giremediklerini ve dışarıda toprakta yattıklarını, bir duş ve iki WCnin bulunduğunu anlattılar. İşçilerin kaldığı yaşam alanlarının sağlıksız ve insan yaşamını sürdüremeyeceği kadar havasız ve hijyensiz bir ortam olduğu çektiğimiz fotoğraflarla tespitlidir. Ayrıca tonlarca ağırlıkta olan iskele ayaklarından bazılarının altında boşluklar olduğu yere temas etmediği bazılarının da tahta takozlarla desteklenmeye çalışıldığı görüldüğü ve fotoğraflarla belgelendi.
KRİKO 30 SANTİM DEĞİL 10 SANTİM YAPILDI
400 ton beton ve demir tutan iskelenin krikolarının ayarlı olmadığını iddia eden Erdemir, yıkılabileceği uyarısına rağmen beton dökme işlemine geçildiğini söyledi. Erdemirin iddia ettiği diğer aksaklıklar ise şöyle: Krikoların normalde 30 santim olması gerekirken 10 santim yapıldığı, İskelede dengesizlik olduğu, İşçiler başlarından çıkarmamaları gereken baretlerin kalitesiz olduğu ve sürekli düştüğü gerekçesiyle takmayıp şantiye binasında bırakıldığı, Çalışanlar, inşaat alanında giymeleri gereken özel yapım ayakkabıları şirket almadığı için giyemediği, terlikle çalıştıkları, Viyadükün direk bağlantılarının her birinde 4er cıvata olması gerekirken çoğunda 1 veya 2 cıvata olduğu, bazılarında ise hiç olmadığı, İskelenin beton taşıma kapasitesi 110 metre küp olmasına rağmen 150 metre küp beton döküldüğü, çalışması gerekenden az işçi çalıştırıldığı, onlardan da işlerin çabuk bitirilmesi istendiği, güvenlik ikinci planda kaldığı, İskelelerde meydana gelen kaymalara gerekli müdahaleyi yapmak yerine tahtalarla desteklemekle yetindikleri, 1 Temmuzda yürürlüğe giren Dış Cephe İş İskelelerine Dair Tebliğ uzmanların uyarılarına rağmen süren işlerde uygulanmadığı.
FAİLLER YARGI ÖNÜNE ÇIKARILSIN
2015 yılının ilk yedi aylık diliminde 971 işçinin hayatını kaybettiğini belirten Erdemir, Bugün Türkiyede 1 milyon 650 bin kurulu işletme var. Bunun 475 bini tehlikeli ve çok tehlikeli işler sınıfına girmektedir ve bu işyerlerini denetleyecek müfettiş sayısı 300 kişi bile değildir. Yani bir müfettiş bir işyerine gittiği zaman, ikinci kez o işyerine gitmek için aradan yedi yıl geçmesi gerekmektedir. Yani burada insana verilen değer bir kez daha görülmektedir. Heyetimizin yapmış olduğu inceleme ve görüşmeler sonucunda gerekli ve zorunlu önlemler alınmaması sonucu 4 işçi vatandaşımız göz göre göre ölüme itilmişlerdir. Bu bir iş cinayetidir. Ülkemizde her gün yeni yeni iş cinayetleri işlenmekte ve devlet yetkilileri konuya duyarlı davranmamakta failleri yargılamamakta caydırıcı cezalar verilmemektedir. Derneğimiz faillerin en kısa sürede yargı önüne çıkarılmasını talep etmektedir dedi.
Haber Merkezi