Yücel’den Aydın Ünal’a sert tepki: Atatürk’ü bunun gibiler saymasa, anmasa ne olur?

CHP İzmir Milletvekili Av. Deniz Yücel, 10 Kasım’da yayımlanan ve Atatürk’ü karalamayı amaçlayan bir yazıya sosyal medya hesabından sert tepki göstererek, “Dünyanın saydığı, hayranlıkla andığı, örnek aldığı bir lideri, önderi, bu ve bunun gibiler saymasa, anmasa ne olur?” dedi

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : MERVE AĞRIÇ
Yücel’den Aydın Ünal’a sert tepki: Atatürk’ü bunun gibiler saymasa, anmasa ne olur? haberinin görseli

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Av. Deniz Yücel, 10 Kasım anma gününde yayımlanan bir yazı nedeniyle sosyal medya hesabından sert bir açıklama yaptı. “Dünyanın saydığı, hayranlıkla andığı, örnek aldığı bir lideri, önderi, bu ve bunun gibiler saymasa, anmasa ne olur?” diyen Yücel, Yeni Şafak internet sitesinde, Atatürk’ü karalamayı amaçlandığı iddia edilen ve eski Milletvekili Aydın Ünal tarafından kaleme alındığı belirtilen yazıya tepki göstererek, bu tür saldırıların Atatürk’ün mirasını asla gölgeleyemeyeceğini vurguladı. Yücel, açıklamasında Atatürk’ün liderliğini, devrimlerini ve Cumhuriyet’in kazanımlarını savunurken, Atatürk sevgisinin ve eserlerinin halkın belleğinden ve kentlerden silinemeyeceğinin altını çizdi.  

“NE YAZIK Kİ 10 KASIM GÜNÜ OKUMAK ZORUNDA KALDIK...”

Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Yücel, “İktidardan, muhalefete, bürokrasiden, yargı mensuplarına herkese ayar vermeyi görev edinen ‘Yeni Şafak’ adlı yayın organının internet sitesinde ‘Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü karalamak ve kötülemek gayretiyle yazılan bir yazı yayımlanmış. Yıllarca Erdoğan'ın kürsüde okuması için metin hazırlayan, Atatürk'ün kurduğu Meclis'te milletvekilliği de yapan Aydın Ünal denilen zat tarafından kaleme alınan bu zehir saçan yazıyı ne yazık ki 10 Kasım günü okumak zorunda kaldık...  Merhum Ahmet Taner Kışlalı'nın dediği gibi ‘Atatürk'e saldırmanın dayanılmaz hafifliği’ nasıl oluyormuş gördük...” diye aktardı. 

“ATATÜRK'ÜN ESERLERİ KENTLERDEN, KÖYLERDEN SİLİNMEYECEK!”

Sözlerinin devamında ise Yücel şu ifadelere yer verdi: “İstedikleri kadar karalamaya, kötülemeye çalışsınlar, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk liderlik ettiği ve emperyalizme karşı kazanılan bağımsızlık mücadelemizle mazlum milletlere ilham veren, başardıklarıyla, devrimleriyle dünyayı kendine hayran bırakan hem askeri bir deha hem de büyük bir devlet adamıdır. Dünyanın saydığı, hayranlıkla andığı, örnek aldığı bir lideri, önderi, bu ve bunun gibiler saymasa, anmasa ne olur?  Onun kurduğu Cumhuriyet ilelebet yaşayacak, devrimleri korunacak, kazanımlarından ödün verilmeyecektir! Atatürk sevgisi hiçbir zaman kalplerden, Atatürk adı tarihten, Atatürk'ün eserleri kentlerden, ilçelerden, köylerden silinmeyecek! Ama bu Atatürk düşmanlarının kaleme aldıkları safsatalar işte böyle birkaç saat içinde silinir…”

AYDIN ÜNAL NE DEMİŞTİ? 

Yeni Şafak sitesinde yazısı yayımlanan Aydın Ünal ise şu sözlere yer verdi: “' 5186 Sayılı Kanun’a da muhalefet etmeden hakiki bir Mustafa Kemal yazısı yazmak mümkün mü? Haydi deneyelim… Peki nasıl oluyor da 1920’lerin moda atmosferi içinde üretilen bir kült lider bugün bile kutuplaşmaların ve çatışmaların odağında yer alabiliyor? Lincoln, Lenin, Stalin, Hitler, Mussolini, Franco, Mao, Humeyni, Pinochet ve daha nicesi tarihteki haklı yerlerini alıp veya unutulup toplumların gündelik hayatından çıkarken nasıl oluyor da Türkiye’nin her köşesinde bir Mustafa Kemal heykeli olabiliyor, 4 bine yakın sokak ve caddeye ‘Atatürk’ ismi verilebiliyor, bir o kadar okul, köprü, tesis ‘Atatürk’, ‘Gazi’, ‘Mustafa Kemal’ ismini taşıyor, Mustafa Kemal nasıl oluyor da makbul, standart, statüko yanlısı olmanın turnusolü olarak kimi zaman da tapınma derecesinde hâlâ kabul görebiliyor? Anaokulundan başlayarak üniversite mezuniyetine kadar genç nesillere Kuzey Kore’de bile örneği olmayan bir doktrin ve kült lider algısı neden enjekte ediliyor? Dışardan bakanları hayrete düşürecek, istihza ile gülümsetecek ama içerdekilerin farkına bile varamadığı, sorgulamadığı, sorgulayamadığı bu tutuculuğun ve şizofrenik halin altında tam olarak ne yatıyor?' Neresinden bakarsanız bakın, halimiz sağlıklı bir toplum görüntüsü arz etmiyor. Kült liderlik döneminin kapandığını, dünyada örneğinin kalmadığını fark etmedikçe, tarihi şahsiyetleri yasalarla korumaktan vaz geçip özgürce konuşma imkanlarını oluşturmadıkça, tarihi şahsiyetleri tarihteki yerlerine teslim etmedikçe tartışmalar sona ermeyecek, kutuplaşma bitmeyecek, sağlıklı bir toplum görüntüsü ortaya çıkmayacak.” 

Kaynak : MERVE AĞRIÇ

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.