Sayfa Yükleniyor...
Meydanlarda elektrik faturaları yakıldı, işletmelerin faturaları 45-35 bin TL’ye ulaştı, restoranlarda ısıtıcılar ücretlendirildi. Kısacası yurttaş ‘imdat’ çığlığı atmaya başladı: “Salgına direndik, faturalara yenildik!”
SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER
Geçtiğimiz yılın son aylarında başlayan zam furyası yeni yılda sıralı zam listesi haline gelirken yılın ilk saatlerinde iğneden ipliğe gelen zamlara vatandaşların beli iyice bükülmüştü. Yapılan zamlarda, zam şampiyonu ise elektrik faturası oldu. Tek kalemde yapılan zamla, elektriğin birim fiyatı ilk kademe kullanımda yüzde 50, ikinci kademede ise yüzde 125 zamlanmıştı. Yılın 2. ayına girilirken gelen zamlı faturalar ise 7’den 70’e toplumun neredeyse tüm kesimlerinde tepkiyle karşılandı. Faturaları gören emekli, asgari ücretli ya da orta sınıf vatandaş, faturalara isyan ederken birçok esnafın da kepenk indirmeye başladığı görüldü. Neredeyse 45-35 bin TL gibi elektrik faturalarıyla karşılaşan esnaf, pandemiye rağmen mücadelesine devam ederken, elektrik gibi çarpan faturalar onları bitirme noktasına getirdi.
Öte yandan, elektrik zamları günlerdir Twitter’da en çok konuşulan konulardan biri oldu… #ElektrikZammı etiketleriyle paylaşımlar yapan vatandaş, “Ödeyemiyoruz” isyanında bulunurken, sanatçılar da elektrik faturalarını gösterip tepkisini paylaştı. Yurttaşlar, elektrik ve doğalgaz zamlarına karşı Türkiye’nin dört bir yanında meydanlarda toplanmaya, faturaları yakmaya başladı. Durum böyleyken alternatif çözüm yolları da devreye girdi. Kimi vatandaş doğalgaz korkusundan sobaya geri dönerken, birçok esnaf ise müşterinin önüne koyduğu ısıtıcıları ücretlendirdi. Saatlik ücret koymaya başlayan esnaf, açılışı 3 TL, saatini ise 4 TL olarak duyurdu.
FRENİ PATLAMIŞ KAMYON GİBİ…
Konak’ın Basmane semtinde küçük bir çorba dükkanı bulunan bir esnaf, şöyle konuştu: “Benim dükkanım çok küçük olmasına rağmen ve sadece ışıkları kullanmamıza rağmen gelen elektrik faturası korkunç. Bir önceki faturamız 1250 idi, şu an gelen 6 bin 500… Yanımızda çalışan yardımcımız tek başına, tek odalı bir evde yaşıyor, kadına gelen fatura 800 TL. Bu nasıl bir acımasızlıktır? Bir çorba parasıyla yaşamımızı idame ettiriyorken ona da göz diktiler. Şu an en ucuz şey ekmek sanırım. Bizi resmen bir kuru ekmeğe muhtaç ettiler. ‘Pandemi var, karantina olacak’ dediler, dükkanları kapattık. Aylarca çalışmadık. Karantina bitti, ‘yeni normal’ dediler. Sayılı müşteri aldık. Kazancımız azaldı. Ardından bu ekonomik kriz, zam üstüne zam… Salgına direndik ama faturalara hakikaten yenildik… Yine biz iyi durumdayız. Çok şükür. Kemeraltı Çarşısı’nda lokantası olan arkadaşımla konuştum. Adama 25 bin TL elektrik faturası gelmiş. ‘Kazancım ve faturalar birbirine denk gelmiyor’ diyor. Adamın faturası kazancından fazla. Çarşıda durum daha vahim… Birkaç lokanta kepengi indirmiş. Böyle devam ederse yakında benim bu arkadaşta kapatacak… Çalıştığımızı bu zımbırtılara veriyoruz, geriye hiçbir şey kalmıyor. Peki, yaşamak, gezmek, eğlenmek her insanın hakkı değil mi? Biz sadece bunların zamlarını ödemek için mi dünyaya geldik? Artık ölelim mi istiyorlar? Bir an önce, bu can yakıcı olay bir kez daha yaşanmadan ‘dur’ denilmeli. Artık son aşamadayız. Freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz. Herkes farkında ama kimse ne o freni tamir ediyor, ne de kamyonu durduruyor.”
ESNAF ‘İMDAT’ ÇIĞLIĞI ATMAYA BAŞLADI!
Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin’inin de konuya ilişkin görüşlerine yer verdik. “Biri kuyumcu, ikisi giyim sektöründe faaliyet gösteren esnafımız, artan işletme giderlerine dayanamayarak teslim oldu, kepenk kapattı” diyen Girgin, “Son zamlarda devasa boyutlara ulaşan faturalar o kadar çok ağırlaştı ki, kiraları geride bıraktı. 5 bin lira kira ödeyen esnafımız, 9 bin lira elektrik faturası ödüyor. Bu yükün altından hangi esnaf kalkabilir? Elektrik ve doğalgaz faturaları, özellikle gıda sektöründe faaliyet gösteren esnafımızın belini büküyor. Gıda ürünlerini sakladığı buzdolaplarını sürekli çalıştırmak zorunda. Müşterilerini soğuk havada ağırlayamayacağına göre mekanı ısıtmak zorunda. Bunları yapınca haliyle faturalar da uçuk rakamlara çıkıyor. Elektrik faturaları, hiç kimsenin tahmin edemeyeceği rakamlarda gelir oldu. Asgari ücret arttı, sigorta primleri arttı. Tüm bunlar, esnafımızı kepenk kapatmaya zorluyor. Kiraları sollayan işletme giderlerinin altından kalkamayan esnafımız imdat çığlıkları atmaya başladı” cümlelerini kullandı.
BU KRİZİ İŞÇİLER ÇIKARMADI!
Tüm yurttaşları karanlığa teslim olmamak için mücadeleye davet eden Emek Partisi (EMEP) İzmir İl Başkanı Emine Uyar ise şunları kaydetti: “Yerli ve yabancı tekellerin rantını ve yüksek karını esas alan enerji politikalarının faturasını emekçi halk ve ülke ağır bir şekilde ödüyor. Yeni yıla elektrik faturalarını katlayan zamlarla girdik. İktidar yılbaşı gecesi elektriğe, kullanım miktarına göre yüzde 52 ile yüzde 125 oranında kademeli zam yaparak krizin yükünü yine halkın üzerine yıktı. İran gazında yaşanan kesinti ve BOTAŞ’ın santral ve sanayiye yönelik gazda yaptığı kısıtlamanın ardından Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) de sanayide elektrik kısıtlamasına gitti. Yaşanan doğal gaz ve elektrik kesintisi yurdun dört bir yanındaki sanayi bölgelerinde üretimi büyük ölçüde durdurdu. Birçok işveren elektrik kısıtlaması nedeniyle üretimin aksamasının faturasını ücretsiz izin veya yıllık izinlerden kesme uygulamalarıyla işçiye kesmektedir. İzmir’de bulunan 13 organize sanayi bölgesi, iki serbest bölge ve onlarca küçük sanayi sitesinde çalışan on binlerce işçiden sebebi olmadıkları enerji krizinin maliyetine katlanmaları istenmektedir. Bu krizi işçiler çıkarmadı bedelini de işçilerin ödemesi istenemez.”
ENERJİDE YÜZDE 70 DIŞA BAĞIMLIYIZ
Uyar, açıklamasına şöyle devam etti: “Öte yandan doğal gaz arzında yaşanan kısıtlamalar, çevrim santrallerinin üretimlerinin düşmesine neden olacağı için ürün maliyet ve satış fiyatlarında artışa yol açacak. Her gün gelen zamlara şimdi de elektrik kesintisi bahanesiyle gelen zamlar eklenecek. Hayat pahalılığı katlanarak artacaktır. Enerjide yüzde 70 dışa bağımlı olunduğunu ilk ağızdan açıklayan Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, sözde enerji yatırımlarıyla ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını uluslararası tekeller ve yerli sermayeye peşkeş çektikleri gerçeğini gizlemektedir. Oysa ilimizde bulunan Petkim, Tüpraş özelleştirmeleri bile tek başına gerçeği açıklamaya yeter. Bütün sektörlerde olduğu gibi enerjide dışa bağımlılığın nedeni de her fırsatta yerlilik-millilik söylemi ile milliyetçilik propagandası yapan iktidarın uyguladığı politikalardır.”
KARANLIK GÜNLERE MAHKUM EDİLMEKTEDİR
“Elektrik üretim ve dağıtımının tekellerin kâr ve rantı için piyasalaştırılıp sömürü alanı haline getirilmesiyle üretim, istihdam, insanca yaşam imkânları yok edilerek halk soğuk ve karanlık günlere mahkum edilmektedir” diyen Uyar, son olarak, “Yoksuldan alıp zengine aktaran, ülkede yaşanan her bir sorunun faturasını işçi ve emekçiye kesen bu iktidar da bu düzen de çürümüştür, değişmelidir. Bunu değiştirecek olansa talepleri etrafında örgütlenerek, birleşecek ve kendi seçeneğini yaratacak işçi sınıfı ve emekçi halk olacaktır. İnsanca yaşayacak bir ücret için tüm ücretlere ek zam yapılmalıdır. Elektrik kesintisi nedeniyle artan maliyet bahanesiyle fiyat artışları kabul edilemez. Zamlar durdurulmalıdır. Elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet faturalarına yapılan zamlar geri alınmalıdır. Başta KDV olmak üzere, konutlarda faturaları kabartan vergi ve kesinti kalemleri kaldırılmalıdır. Geliri olmayan ya da az gelirli hanelerin elektrik, gaz ve suyunun kesilmesi durdurulmalıdır. İşsiz yoksul ailelerin karanlıkta, soğukta ve susuz kalmamaları için bu ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmalıdır. Enerji üzerindeki uluslararası ve ulusal sermaye egemenliği son bulmalı, üretiminden dağıtımına kamusal bir hizmet olarak kâr gözetilmeden sunulmalıdır” dedi.
Haber Merkezi