Sayfa Yükleniyor...
Türkiye’nin ilk ve tek genel ticaret fuarı 87. İzmir Enternasyonal Fuarı, düzenlenen açılış töreniyle birlikte ziyaretçilerine kapılarını açtı. Törene katılan isimler ekonomi alanında yaşanan gelişmelere ilişkin birbirinde önemli mesajlar verdi
E. ÇAĞLA GENİŞ-YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) 87. kez kapılarını açtı. 7-16 Eylül günleri arasında düzenlenen fuarın açılış töreni, Kültürpark’ın içindeki İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde yapıldı. Açılış törenine; TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, fuarın partner ülkesi Sırbıstan’ın Başbakan Yardımcısı Rasim Ljajic, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, İzmir milletvekilleri, siyasiler, katılımcı ülkelerin bakan ve bakan yardımcıları ile çok sayıda davetli katıldı. İzmir başta olmak üzere, yurtiçi ve yurt dışından misafirlerini bekleyen fuar, 10 gün sürecek etkinliklerle ticaret, kültür, sanat ve eğlencenin merkezi olacak. Teknoloji ana teması doğrultusunda son teknolojik gelişmeler iş dünyasından ziyaretçilerle buluşturulacak. Birbirinden renkli etkinlikler ve konserlerde kentte festival rüzgarı estirecek.
YETERLİ GÖRMEMİZ SÖZ KONUSU DEĞİL
Törende konuşan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Binali Yıldırım, kürsüden önemli mesajlar vererek, “Türkiye zaman zaman istikrarsızlık nedeniyle özellikle son olarak 1990’lı yılları ekonomik ve siyasi krizlerle geçirmiş ve önüne gelen fırsatları kullanamamıştır. Türkiye’nin 2000’li yıllarla birlikte istikrar ve güven sayesinde kriz sonrası ekonomisi büyümeye ihracatı artmaya devam etmiştir. Bugün Türkiye 52 ülkeye 4 saat içerisinde erişebilen konumda stratejik bir coğrafyada yer alıyor. Buralara ulaşımınız mümkün değilse bunun alamı yok önemli olan 25 trilyonluk pazara erişebilmemizdir. Çok şükür Türkiye bunu başarıştır. Altyapı yetersizliğimiz söz konusu değildir. Şehirleşme konusunda gerek yerel yönetim gerek merkezi hükümet bünyesinde önemli dönüşüm projeleri hayata geçirilmektedir. Ekonomik faaliyetlerde özel sektörün varlığı artmıştır. Ekonomimiz daha da dinamik hale gelmiştir. Ancak bunu yeterli görmemiz söz konusu olmamalıdır. Potansiyelimiz bunların çok üzerindedir” dedi.
NUH TUFANI OLMADIĞI SÜRECE…
Dünyada değişen teknolojinin üretim biçimlerini de değiştirdiğini söyleyen Yıldırım, “Artık emek yoğun üretimden bilgiye dayalı teknolojik gelişme ağırlıklı üretime geçiş başlamıştır. Gelişen dünyayla rekabet etmek için bilgi ve teknolojiye sahip olmaktan başka yol yoktur. Yatırımları bundan sonra bu alanda yapma zorunluluğumuz vardır. Eski üretim kalıplarıyla devam edersek maalesef orta gelir tuzağından kurtulmamız zor olacak. İnovasyon yani yenilikçilik çağını yaşıyoruz. Bu kavramı asla unutmayalım. İcraat ile ticareti birleştiren bu kavramın özü sürekli yeniliktir. Uluslararası kalkınmanın temelinde bu yatmaktadır. Hatta devletlerin politikalarını dahi düzenleyecek duruma gelmiştir. Hepimizin bu değişime ayak uydurma zorunluluğu vardır. Direnç olursa değiştirileceğimizi göz ardı etmemeliyiz. Nuh tufanı olmadığı sürece insanlık sürekli ilerleyen gidecektir. Makina demeye bile dilimizin varamayacağı yeni üretim araçları hali hazırda birçok ülkeye devreye girmiştir. Daha fazla teknoloji bilgi üretim ve enerji bu şekilde mümkün olacaktır. Ciroları milyonlarca dolara ulaşan şirketlerin geçmişi 10-15 yılı geçmez. 200 yıl geçmişi olan şirketler ticaret ve ekonomi sahnesinden birer birer çekiliyor. Türkiye’de de benzer şirketler mevcut ama bizim bu şirketleri uluslararası ölçeğe taşıma mecburiyetimiz var. Bakanlığım döneminde cep telefonu yapılması bilgisayar yapılması gibi konularda çaba göstermiştim. Bu girişimler meyvesini vermeye başladı. Vestel’i ortaya koyduğu yorulmaz çalışmadan dolayı tebrik ediyorum” diye konuştu.
MUASIR MEDENİYETLER SEVİYESİNİN ÜSTÜNE ÇIKMALIYIZ
Bilgiye üretim yapan ülkelerin önümüzdeki süreçte öne çıkacağını ama geçmişin alışkanlıklarını muhafaza eden ülkelerin geri kalmaya mahkum olacağını dile getiren Yıldırım, şunları söyledi: “Yapay zeka günden güne hayatımızda daha fazla yer alacak. Bugün artık evlerde buzdolabı ile cep telefonu konuşuyor. Evinize gelmeden dolapta ne eksik varsa onu söylüyor almanızı söylüyor. Üretim alanında robot teknolojisi yaygınlaşıyor. Hizmet sektörü bu noktada öncü sektörler arasına girmiş bile. Bizde kendimize yeni bir yol çizmek zorundayız. Artık bizim hedefimiz Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak olmalıdır. Eğer hedefi muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak olarak dersek hep takipte kalırız. Şu eşiği aşalım demeden muasır medeniyetleri aşıp takip edilen ülke olmak zorundayız.”
SİYASİ ELEŞTİRİLERLE ÇÖZÜM ÜRETEMEYİZ
Ekonomi alanında yaşanan sıkıntılara değinen Yıldırım, “Her baharın bir kışı vardır misali ekonomimizde de bugünlerde kış mevsimi var. Ancak zorlukları sızlanarak şikayet ederek aşamayız ya da siyasi eleştirilerle çözüm üretemeyiz. Hepimiz aynı gemideyiz. Bu gemide 81 milyon Anadolu evladı yok. Aynı zamanda ümidini bu ülkeye bağlamız gönül dünyamızın insanları var. Ne düşünüyorsak onları da dikkate alacağız. Türkiye geçmişte olduğu gibi bu zorluğun da üstesinden gelecektir. Milletimiz rahat olsun. Sen, ben demeden; biz olarak bu zorlukların üstesinden geleceğiz tekrar etmemesi için tedbirleri köklü şekilde alacağız. Millileşme ve yerlileşme bu noktada çok önemlidir. Bugün dünya yeniden şekilleniyor. Artık gelişmekte olan ülkelere gelişmiş ülkelerden fon akışını önlemek için onarlı elinde bulunduran ülkeler bazı tedbirler alıyor. Bunların bir kısmı faiz yükseltme bir kısmı da rezerv parayı ambargo şeklinde tezahür ediyor. Bu hayra alamet değildir. Rezerv para silah olarak kullanılamaz” dedi.
BÜTÜN PARTİLER TEK SES HALİNE GELDİ
Dünyanın şaşkınlık içerisinde Trump’ın aldığı kararları izlemekte olduğunu savunan Yıldırım, “Bu sürdürülebilir bir durum değildir, bu yanlıştan dönülmelidir. Türkiye’yi tehditle hizaya getireceğini zannedenler büyük yanlış içindedir. Parmak sallamakla hizaya getirilecek bir ülke değiliz. Yedi düvele karşı dimdik durmuş bu millet bugün de aynı yerdedir. ABD ile yaşadığımız bu krizde bütün partiler tek ses haline gelmiştir. Bundan sonra iş siyasi iktidara gerektiğinde de meclise düşmektedir. Daha yenilikçi bir anlayışı mutlaka belirlemeliyiz. Çocukluğumuzda yerlim malı haftası kutlamaları olurdur. Yine canlandırılabilir. Biz başka ülkelere ihtiyacımız yok anlamına gelmiyor. Sırbistan partner ülke Hindistan odak ülke. Mutlaka her ülkenin güçlü olduğu zayıf olduğu alanlar var. Küresel ve bölgesel işbirliği de dengelemekten geçiyor. Üretimi teşvik etmeye devam etmeliyiz. Altyapısı ulaşımı lojistik sistemi buna müsaittir” şeklinde konuştu.
HEDEFİMİZDEN VAZGEÇMİŞ DEĞİLİZ
Konuşmasının sonunda Türkiye ile AB ilişkilerine değinen Yıldırım, “Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri bir inişli bir çıkışlı devam ediyor. Bunun bir nedeni karşılıklı güven eksikliğidir. AB’nin Türkiye’nin hassasiyetlerini yeterinde dikkate almamalarından kaynaklanıyor. AB-Türkiye ilişkilerine dair milletimizde yerleşen bir kanaat mevcuttur. ‘AB, Türkiye’yi oyalıyor.’ AB, bu konuda yeterli samimiyette davranmıyor. 2014’te düzenlenen Brüksel Zirvesi’nde alınan kararlar gereği tam üyelik müzakerelerini tamamlayacaktır ama bu fasıllarda Kıbrıs Rum tarafının karşı çıkması ve engellemesi sebebiyle istenen mesafe alınamamıştır. Müzakereleri devam ettirip AB üyesi olma hedefimizden vazgeçmiş değiliz. Bu konuda ab daha samimi karalı vizyoner bakış açısı bekliyoruz. Dünyanın en kritik bölgelerinin ortasında bulunan bir ülkenin aynı zamanda AB güvencisi olduğunu unutmamak gerekmektedir. AB’nin de Türkiye ile iyi niyete dayalı karşılıklı çıkarları gözeten bir eksende hareket etmesini beklemek en doğal hakkımız. Sadece şartlar iyi olduğunda değil olumsuz olduğunda da yanımızda görmek istiyoruz” açıklamasında bulundu.
GÖZÜMÜZ GİBİ BAKIYORUZ
Törende konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Enternasyonal Fuarı’nın 87 yaşında olmasına rağmen her yıl kendini yenileyerek genç kalmayı, çağa ve değişime ayak uydurmayı başardığının altını çizerek, “Kentimize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Dünyanın yaşayan en eski fuarlarından biri burası. Türkiye’nin de ilk göz ağrısı. Evet; ilk olmak, öncü olabilmek önemlidir. Ama bu önderlik vasfını yaşatabilmek ve geleceğe aktarabilmek de bir o kadar önemlidir.
Biz İzmir’de fuarcılığın çıtasını hep yukarı, daha yukarı taşıyoruz. Sadece genel ticaret fuarımızı değil, ihtisas fuarlarımızı da büyütüyoruz. Türkiye’nin en büyük ve en nitelikli fuarcılık merkezini İzmir’de kurduk. Adını Fuar İzmir koyduk. Her yıl onlarca fuar düzenliyoruz. Kıtaları, ülkeleri, kültürleri, ırkları, dinleri buluşturarak aynı zamanda evrensel barışa da hizmet ediyoruz. Bu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün İzmirlilere verdiği bir görevdir. O yüzden fuarlarımıza gözümüz gibi bakıyoruz” dedi.
EN BÜYÜK TEŞEKKÜR İZMİRLİLERE
İzmir’in sadece ülkemizin ve yakın coğrafyanın değil, dünyanın en önemli fuarcılık şehirlerinden birisi haline geldiğini savunan Kocaoğlu, “Bu başarının altında, güçlü fuarcılık alt yapımız kadar, İzmir'in, tüm insanların bir arada ve barış içinde yaşadığı bir şehir olmasının da büyük payı var. Bu yönüyle İzmir, bugün dünyamızın önemli sorunlarından biri olan şiddet, hoşgörüsüzlük ve çatışmaların yerine ‘barış ve uzlaşı kültürünü’ yerleştirmemizde örnek bir model olarak ortaya çıkmaktadır. Az sonra açılış kurdelesini keseceğimiz İzmir Enternasyonal Fuarı ise Türkiye’nin gülen yüzüdür. Ülkemizin moral kaynağıdır. Sıcaktır, dost canlısıdır. Kardeşliktir. Ulusların kucaklaşmasıdır. Bir genel ticaret fuarından daha çok, aile buluşması gibidir. Geçtiğimiz yıl Rusya gibi güçlü bir devleti ağırlamış, ülkelerimiz arasındaki dostluk ve işbirliğine önemli katkı sağlamıştık. Bu yılki Odak Ülke Hindistan’a ve Partner Ülke Sırbistan’a, tüm hemşehrilerim adına ‘hoş geldiniz’ diyorum. En büyük teşekkürüm, bu fuarı 87 yıldır yaşatan, sahip çıkan İzmirli hemşehrilerime gelecek. Türkiye’nin ileri görüşlü, yenilikçi, çağdaş ve Cumhuriyetçi o güzel insanlarına!” ifadelerini kullandı.
BİZ AY’A VE MARS’A ULAŞTIK
Hindistan Ankara Büyükelçisi Sanjay Bhattacharyya, “İzmir Fuarı’na katılmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyorum. Dünya elbette tamamen bir dönüşüm içerisinde. Sizlere bunlardan bahsetmek istiyorum. Ekonomi açısından ve ideolojiler açısından toplumlarda büyük değişiklikler olmakta. Teknoloji son derece değişmekte ve fırsatlardan teknoloji sayesinde yararlanma fırsatı buluyoruz. Ekonomik yer çekimi Asya’ya doğru kaymakta ve burada yepyeni yükselen değerler var. İEF’ye Asya ve Afrika’dan çok temsilci katıldı. Bu sayede ülkeler arasında yepyeni fırsatlar olacak ve pek çok piyasa ortaya çıkacak. Sizlere son olarak kendi ülkemin hikayesinden bahsetmek istiyorum. Hindistan son 70 yılda sömürge olmaktan çıkınca dünyada en hızlı büyüyen ülke haline geldi. Sıfırdan başlayan bir ülke olan Hindistan şimdi doğrudan yabancı yatırımcıları ülkesine çekiyor. Kalkınma yolunda birkaç adım attık daha çok yolumuz var ve partnerlere ihtiyacımız var. Bu gelişimin en önemli yolu sevgi ve güvende. Dünya tek bir aile ve biz buna inanıyoruz. Hindistan’ın bu ilkesini edinirseniz çok güzel bir dünya düzeni olur. İEF’ye Hindistan’dan gelen 75 şirket var. İzmir’deki gelişimi yakından takip edeceğiz. Biz Ay’a ve Mars’a ulaştık. Umarım Hindistan deneyiminden faydalanacaksınız” dedi.
DOĞRU İLAÇ VERİLDİĞİNDE EKONOMİ TOPARLANACAKTIR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, ekonomide yaşanan gelişmelere değinerek şunları söyledi: “İEF’nin tarihimizde çok önemli bir yeri var. Cumhuriyetimizin yönünü ve seyrini gösteren güzide örneklerden bir tanesi. Fuarın temelleri 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi’nde atılmış ve zaman içerisinde uluslararası bir konuma gelmiştir. Trump yönetiminin ülkemize karşı uyguladığı haksız yaptırımları kabul edemeyiz. Ekonomide olan biteni ekonomik saldırı sözlerinin arkasına gizlemek ve aspirin tedavisi uygulamak krizi derinleştirmek dışında bir işe yaramayacaktır. Enflasyon artmakta, ekonomi daralma sürecine girmektedir. Ama bu umutsuz olacağımız anlamına gelmiyor. Bu ekonomi doğru ilaç verildiği zaman kısa zamanda toparlanacaktır. Bunu önceki krizlerde göstermiştir. Çağımızda yaşanan köklü değişimler ekonomilere yenilikçi olmak dışında seçenek bırakmamaktadır. Sanayi 4.0 dönüşümünü yapabilecek bir ekonomiye evrilmemizin yolu inovasyondan geçiyor.”
POLİTİKA YAPMA YERİ DEĞİL
30 yıl önce İzmir Enternasyonal Fuarı’na geldiğinde yaşadığı duyguları anlatan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Bugün fuar alanına girdiğimde 30 yıl önceki nostaljik görüntüsü aklıma geldi. Çok etkilenmiştim. Fuar deyince akla sadece ticaret geliyor ama burası bundan ibaret değil. 30 yıl önce fuarın, İzmir halkının sosyal ve kültürel yaşam tarzını da yansıttığını fark etmiştim. Sonralarda çok ziyaret etme şansım olmadı. Biraz popülaritesi gerilemiş olsa da son zamanda tekrar eski gücünü kazanmaya devam ediyor. Bu da beni çok sevindiriyor. İzmir fuarını 30 yıl önceki saf duygulara hatırlamak istiyorum. İzmir halkının ve fuarının popülizm ve politika yapma yeri olmadığını düşünüyorum. İzmir’in Türkiye Cumhuriyeti’ne kattığı bir olma ve güçlü olma duygularıyla anılmasını istiyorum” dedi.
KARŞILIKLI SEVGİ VE SAYGIYI ARTIRALIM
Sırbistan Başbakan Yardımcısı ve Ticaret, Turizm ve İletişim Bakanı Rasim Ljajıc ise şunları kaydetti: “Böyle büyük bir organizasyonda partner ülke olmak son derece gurur verici. Sırbistan ve Türkiye Cumhuriyeti arasında son dönemde en iyi dostluk ilişkileri kaydedildi. Hem siyasi hem de ekonomik anlamda ikili ilişkilerimiz son derece iyi. Sırbistan Cumhuriyeti’ni eğitim ve ticaret anlamında sunacağımız çok hizmetlerimiz var. İEF’de herkese her konuda cevap vereceğiz. Hem Türk ekonomisinin iyileşmesi bakımından hem de bölgedeki ülkelere ışık yakmasının öneminin altını çizmek istiyorum. Türkiye’den Sırbistan’a gelen turist sayısı 2. sırada bulunmakta. Bu fuara Karadağ’dan da heyet geldi. Bizler küçük ülkeler olabiliriz ama biz ortak olmalıyız. Global piyasada sunulan fırsatları iyi değerlendirmek gerek. Çeşitli ülkeler ve kültürler birleşiyor. İEF’de son zamanlarda görmeye alışkın olmadığımız tablolarla karşılaşıyoruz. Pek çok ülke burada birbirleriyle kaynaşıyor. Dünya hiç bir zaman bu kadar barış ve sevgiye ihtiyaç duymamıştır. İEF’deki bu barış ortamının dünyadaki en uzak yerlere ulaşması dileğiyle. Örnek olması dileğiyle. Karşılıklı anlaşmayı artıralım sevgi ve saygıyı artıralım.”
TİCARET SAVAŞLARININ ZAMANI DEĞİL
Çocukluğunun İzmir Enternasyonal Fuarı’nda geçtiğini söyleyen Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Önümüzdeki dönemde Serbest Ticaret Antlaşması dahil olmak üzere Sırbistan ile ilişkilerimiz artarak devam edecektir. Bu fuar kapsamında en geniş katılımı sağlayarak odak ülke konumunda olan Hindistan’a da teşekkür ediyorum. Fuar sayesinde kurulacak dostluklar yeni işbirliği imkanı doğuracaktır. Çocukluğum İzmir fuarında geçti, hep açılmasını beklerdik. Babam bizi hep fuara getirir bütün stantları bacaklarımız yürüyemeyecek hale gelene kadar gezerdik. Her sene nen zaman açılacak diye beklerdik. Lunapark’ta eğlenirdik. Önümüzdeki dönem, ticaret önündeki engelleri kaldırarak hep birlikte zenginleşmenin zamanıdır. Ticaret savaşlarının zamanı değil. Ekonomik kalkınmada giderek ana unsur haline gelen teknolojik gelişmeler mercek altına alınmalıdır. Büyük teknolojik atılımların eşiğindeyiz. Bu mücadelede işbirliği yapmamız ve ülkemizin üst gelir seviyesine ulaşması için teknoloji odaklı projeler üzerinde çalışıyoruz. Tüm yabancı misafirleri seneye yine buraya bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
FUARIN TEMASINA VURGU YAPTI
İzmir Valisi Erol Ayyıldız ise, “İEF’nin kapılarını 87 kez dünyaya açmasının sevincini ve coşkusunu yaşıyoruz. Fuarın ilimize ülkemize faydalı olmasını diliyorum. Bu büyük fuar organizasyonun gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. İnovasyon ve teknoloji olarak belirlenen fuarın bu yılki teması, fuara farklı bir işlev kazandırmaktadır” diye konuştu.
Haber Merkezi