Adaletten mahrum kaldık

NİLGÜN TAZE

Sağlık Bakanlığının birkaç yıl önce sağlık ocaklarında fazla personel var diyerek hastanelere zorunlu atama yaptığını açıklayan Türk Sağlık Sen İzmir-I Nolu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, haksızlıklara bir yenisinin daha eklendiğini ifade etti. Doğruyol, “Bu haksızlık yetmezmiş gibi sağlık ocaklarına yeni personel atamaları yapan Sağlık Bakanlığı yetkilileri, yeniden toplum sağlığı merkezlerindeki personeli zorunlu atamaya tabi tutmaktadır. Evde bakım hizmetlerinde çalışan personelin zorunlu atamalarının yapılacağıyla ilgili edindiğimiz bilgi hukuki değil” dedi.

ADALETE SAYGILIYIZ

Yapılan atamalarda atama kriterlerine uyulmayarak keyfi davranıldığını ifade eden Doğruyol, “Evde bakım hizmetlerinde çalışıp ataması yapılmayan, evde bakım hizmetinde çalışmayıp ataması yapılan, PDC fazlası diye ataması yapılan personellerden, hizmet puanı düşük olan pek çok personelin ataması yapılmayıp, hizmet puanı yüksek olan personellerin atamasının yapılması, özürlü kadrosunda çalışan, küçük bebeği olan, 60-70 kilometre uzağa atanarak aile bütünlüğü bozulan ve mazeret tayiniyle gelen onlarca personelin hangi kriterlere göre ataması yapıldı. Bizler adaletli uygulamaları saygıyla karşılarız” açıklamasını yaptı.

ÇOK ŞEY İSTEMİYORUZ

Toplum sağlığı merkezlerinden zorunlu ataması yapılmaması gereken onlarca personelin atamasının yapıldığını söyleyen Doğruyol, “Elbette hastanelerimizin personel ihtiyacı olabilir, adaletli olmak kaydıyla zorunlu atamalarda yapılabilir. Vatandaşlarımızın en kaliteli sağlık hizmeti alması elbette bizim de temennimizdir. Hiçbir kritere dayanmadan karpuz kavun seçer gibi personel seçilmez. Ancak, 24 saat kesintisiz hizmet veren sağlık çalışanlarının da birer vatandaş olduğunu,
onlarında haklarının, hukuklarının korunması gerektiğini hatırlatmak isteriz. Zorunlu
atamalarda öncelikle gönüllük, tercih hakkının da olması gerekir. Zorunlu atamaları yapan, evrakların altında imzası olan bürokratlarımıza karşısavcılığa suç duyusunda bulunarak yasal yollara başvuracağımızı da belirtmek istiyorum. Çok şey istemiyoruz. Ülkemizin içinde bulunduğu şu zor dönemlerde yıkıcı değil, yapıcı olunmasını, insanlara ötekileştirişi değil kucaklayıcı olunmasını, adaletsizlik değil, adaletli olunmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.