"Adam tek biz çoğuz!"

Cumhurbaşkanı  Erdoğan'ın  bir  gece  yarısı  kararnamesi  ile  İstanbul  Sözleşmesi’ni tek  taraflı  feshettiğini  duyurduğu  hukuksuz  kararın  üzerinden,  tam  103  gün  geçti

  • Oluşturulma Tarihi : 01.07.2021 12:23
  • Güncelleme Tarihi : 01.07.2021 12:23
  • Kaynak : HABER MERKEZİ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükten kalkmasına ilişkin bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı CHP Konak İlçe Kadın Kolları başkanı Nurten Serhadbeyi yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "103  günde  basına  en  az 83  kadın cinayeti  yansıdı.   Aksaray’da  yaşayan  Yemen  Akoda  evli olduğu  Eşref  Akoda tarafından  öldürüldü. Kızı;  “50  kere  şikâyet  ettik,  50  kere,  hepinizin  Allah  belasını  versin”  diyerek  isyan etti.   30  yaşındaki  İlknur  Çavuş,  evli  olduğu  Erdal  Çavuş  tarafından  göğsünden vurularak  öldürüldü.   Manisa’nın  Akhisar  ilçesinde  yaşayan  43  yaşındaki  Sadriye  Şen,  evli  olduğu Recep  Şen  tarafından  ruhsatsız  silahla  vurularak  öldürüldü.   Nermin  U.  dört  yıl  önce boşandığı  Mahir A.’ya  yönelik  “beni  öldürecek"  diyerek koruma  kararı  istediği  karakoldan  dönerken,  sokakta  aynı  erkek  tarafından öldürüldü.   Emine  Karakaş,  Halime  Uyar,  Arzu  Rahman  Güney,  Şebnem  Köker,  Medine Seyis,  Hacer  Başkaya,  Kamile  Yavuz,  Fatma  Öz,  Sibel  Kaman  ve  daha  nice  kız kardeşimiz,  eşleri,  sevgilileri,  babaları  ya  da  birlikte  olmayı  kabul  etmedikleri erkekler tarafından  öldürüldü.   Yüzlerce  kadın  şiddete  uğradı.  Kayseri'de  evli  olduğu  A.Ş.’yi  darp  ettiği gerekçesiyle tutuksuz  yargılanan  Yalçın  Ş.'ye 2 bin  240  TL  para  cezası  verildi.   İstanbul  Sözleşmesi’nden  çıkma  kararı  alarak  kadınların  hayatını  tehlikeye atan  tek  adam hükümeti  döneminde,  kadına yönelik şiddetin  bedeli  2  bin  240 TL olarak  belirlendi!   Soma’da 3 çocuk annesi İ.Ç.,  3  ay önce  boşandığı  T.Ç. tarafından  saldırıya  uğradı. Kafedeki  kadınların  dayanışması  sayesinde  İ.Ç  ve  kundaktaki  bebek  saldırgandan kurtulabildi. Bu  103  günde,  kadınlara  ve  çocuklara  cinsel  istismarda  bulunanlar cezasızlıkla  ödüllendirildi.   Ramazan  Güney  tarafından  G.Y.’ye  yapılan  ‘çocuğun  cinsel  istismarı  suçundan’ açılan  davada,  sanık  ilk  celsede  ‘delil  yetersizliğinden’  beraat  etti.  G.Y’nin mahkemeye  delil  olarak  sunduğu  ‘suçun  itiraf  edildiği  telefon  görüşmesi’  delil niteliğinde  sayılmadı.  Mahkeme,  çocuğun  İstanbul  Çapa  Tıp  Fakültesi’nden, gördüğü  psikolojik  tedaviye ilişkin rapor dahi  istemedi.   İstanbul'da  yaşayan  17  yaşındaki  T.K.,  öz  babası  Y.K.'nın  uzun  yıllar  cinsel istismarına  maruz  kaldığını  Adli  Tıp  Kurumu  raporu  ile  belgeledi.  Buna  rağmen mahkeme,  Y.K.’nın  delil  yetersizliğinden  beraatına karar  verdi. Antalya  Elmalı’da  2  çocuk  uğradıkları  cinsel  istismarı  yazarak,  çizerek anlatmalarına  ve  Adli  Tıp  raporu  ile  belgelemelerine  rağmen  istismarcılar  tahliye edildi. Bu  103  günde,  katiller,  kadına  yönelik  şiddet  uygulayanlar,  iyi  hal indirimleri  ile ödüllendirildi.   23  kez  suç  durusunda  bulunan  Ayşe  Tuba  Arslan’nın  başına  defalarca  satırla vurarak  öldüren  Yalçın  Özalpay’a  iyi  hal  indirimi  uygulandı.  İndirimin  gerekçesi “boşanmaya rağmen  sadakat  yükümlülüğü” oldu…   Rukiye  Ay  ve  1,5  yaşındaki  kızı  Eylül'ün  üzerlerine  kaynar  su  döken  Ali  Ay'a  iyi hal  indirimi  uygulandı.  Topu  topu  4,5  yıl  hapis  cezasına  çarptırılan  Ali  Ay, indirim  sonrasında  3  yıl  9 ay  ceza aldı. Değerli  Basın  Mensupları,   İstanbul  Sözleşmesi’nden  tek  taraflı  çekilme  kararı  alındığı  günden  itibaren, kadınların  ve  çocukların  payına,  ölüm,  istismar,  şiddet  düştü.  Sadece  103  günde yaşadığımız bu  karanlık  tablonun  sebebi  bellidir.   300’ü  aşkın  kadın  derneğinin  üye  olduğu  EŞİK  Platformu’nun  verilerine  göre, Sözleşme  yürürlüğe girdiği  1  Ağustos  2014’den  bu  yana  uygulansaydı,  bugün  en az 2  bin  336  kadın  yaşıyor olacaktı. Çünkü  devlet,  kadına  karşı  şiddetin  önlenmesi  için  gerekli  tedbirleri  almış olacaktı.    Kadınları  etkin  şekilde  koruyacak,  şiddet  önlenemediği  koşulda da  adil yargılama ve  cezalandırma süreçlerini  işletecekti.   Kısacası  İstanbul  Sözleşmesi’nin  yükümlülükleri  yerine  getirilmiş  olsaydı; kadınlar  sokak  ortasında  bu  kadar  rahat  öldürülemeyecekti,  kadınları  katledenler cezasızlıkla  ödüllendirilmeyecekti.  Çocuğa  yönelik  cinsel  istismarda  bulunanlar, delil  yetersizliği  gerekçesi  ile  tahliye  edilmeyecekti;  cinsel  istismar  mağduru çocuk,  delil  sunmak  için  istismarcısı  ile  ikinci  kez  bir  araya  gelip  ses  kaydı  almaya çalışırken  tekrar  taciz  edilmeyecekti… Değerli  Basın  Mensupları,   Birçok  kadın  örgütünün,  siyasi  partinin  ve  bireyin  Danıştay’a  açtığı  dava,  iki  gün önce  reddedildi.  Ancak,  Danıştay  10.  Dairesi’nde  ara  karar  veren  heyetin değiştirildiğini  ve  oylamanın  3  kabul  oyuna  karşı  2  red  oyu  ile  sonuçlandığını biliyoruz.  Yürütmenin  durdurulması  yönünde  oy veren  üyelerden  biri,  uluslararası antlaşmaların  yasa  hükmünde  olduğunu,  fesih  edilmesine  ilişkin  işlemlerde Cumhurbaşkanı’nın  yürütme  yetkisinin  bulunmadığını  belirtti.  Karşı  oy  veren diğer  üye  ise;  “yetkide  ve  usulde  paralellik  ilkesi  gereği  bir  işlem  hangi  usule uyularak  tesis  edilmişse,  aynı  usule  uyularak  geri  alınmalı,  kaldırılmalı  veya feshedilmelidir”  dedi.  Türkiye  Büyük  Millet  Meclisi’nin  oyladığı  uluslararası sözleşmelerin  sadece  yürütme  organı  işlemiyle  feshedilmesi  mümkün  değildir” vurgusunu  yaptı.    Telafisi  güç  veya  imkânsız  zararların  doğmasına  rağmen  yürütmeyi  durdurma kararı  vermeyen  Danıştay’a soruyoruz: Kadına  yönelik  şiddeti,  Aile  ve  Sosyal  Politikalar  Bakanı  Derya  Yanık  gibi,  siz de mi  tolere edilebilir  buluyorsunuz? Şu  çok  net  bilinmelidir  ki;  yaşanan  her  kadın  cinayetinin  ve  çocuğa  yönelik istismarın  sorumlusu,  tek  adam  hükümetidir.  Kadına  yönelik  şiddete  bedel biçenler  şiddeti  bitirmek  istemiyor!  Tacizcileri,  tecavüzcüleri  cezasızlıkla ödüllendirenler,  yaşam  hakkımıza  sahip  çıkmıyor!  Her  fırsatta  erken  evliliğe  göz kırpanlar,  çocuk  yaşta  evliliği  yasaklamak  istemiyor!  Kadınlara  tacizi,  tecavüzü, ölümü  reva  görmelerine  izin  vermeyeceğiz. Kadınların  canıyla  oynayan  bu  kararın  hesabını  ilk  seçimlerde  sandıkta  soracağız! İktidara  geldiğimiz  ilk  hafta  içinde  İstanbul  Sözleşmesi’nin  yeniden  yürürlüğe girmesini  sağlayacağız.  Sözleşmeyi  uygulamaya  koyduğumuzda  bütün yükümlülüklerini  yerine  getirerek,  kadına  ve  çocuğa  yönelik  şiddetin,  istismarın nasıl  sonlandırılacağını  göstereceğiz.  Türkiye’yi  yeniden  hukuk  devletine dönüştüreceğiz.  Halkın  partisi  olarak,  halkla birlikte bu  vahşeti  sona erdireceğiz.   Çünkü  biliyoruz  ki:  ADAM  TEK  BİZ  ÇOĞUZ!" HABER MERKEZİ