Sayfa Yükleniyor...
Güzelbahçe Atatürkçü Düşünce Derneği eski Başkanı Uğur Semih Akdemir, dernekten ayrılma sebeplerini anlattı. Akdemir, derneğin CHP siyaseti yaptığını iddia ederek, "ADD maalesef CHP'nin arka bahçesi haline gelmiş. Ben de CHP'nin bulunduğu bir yerde bulunmak istemedim"
NEŞE YAVUZ
Öncelikle sizi tanıyarak başlayalım.
Rizede doğdum. Su ürünleri mühendisiyim. Güzelbahçe Atatürkçü Düşünce Derneğinin başkanlığını yaptım. Aynı zamanda Güzelbahçe Karadenizliler Derneğinin kurucusu ve başkanıyım. Güzelbahçe Belediyesinin eski çalışanıyım. 2005-2009 döneminde ruhsatlar müdürlüğü yaptım. Daha sonra 2014 yılına kadar belediyede çeşitli kademelerde çalıştım. Sonra bir takım sebeplerle ayrıldım belediyeden. Bu süreçte CHPden de istifa ettim, AK Parti üyesi oldum. Şimdi AK Partide yönetim kurulundayım.
Son zamanlarda isminiz Atatürkçü Düşünce Derneğinden istifa süreciniz ile duyulmaya başladı. İstifa sebebiniz nedir anlatır mısınız?
AK Parti İlçe Başkanlığına adaylığımı koydum bir dönem. Güzelbahçede sevilen bir insanım, çevrem de geniştir. Ama kısmet değilmiş olmadı, başka bir kardeşimizi uygun gördüler. Yönetim için teklifte bulundular, böylece ilçe yönetimine seçildim. Tabi bu sırada ADD başkanlığım da devam ediyordu. ADDye de seçimle girmiştim, öyle atamayla falan değil. Benden önceki başkan Kadriye Atasoy vardı, beraber girdik çarşaf liste olarak. Kadriye Hanım görevden ayrılınca birinci sıradan ben seçildim. AK Parti olayında bir sorun yoktu aslında önceleri ama daha sonra ne olduysa bana baskılar başladı. Dernekte başkan olduğunuz zaman anlıyorsunuz zaten durumu, dışarıdan üyeyken pek belli olmaz ama, başkan olunca görüyorsunuz. Oradaki insanlarla birebir muhatap olduğunuz zaman şunu anlıyorsunuz. Orası tamamen CHPnin arka bahçesi. Burada sen CHPli değilsen, ADDde kesinlikle başkan olamazsın. Bir örnek vereyim, başkanlık sürecinde bana yukarıdan talimat geldi, İşçi Partisinden kayıt alma diye. Kongreye kadar alma, kongreden sonra alabilirsin. Sonuçta hiyerarşi var ben de alma dedikleri için almadım.
Peki istifa etmenize yönelik ne gibi baskılar yapıldı size?
Seni disipline vereceğiz dediler, eşgüdüm başkanları var burada. Direkt bana değil de dolaylı yoldan başkaları vasıtası ile söylediler istifa et diye. Sürekli baskı yapmaya başladılar. Ben de dedim kimse benim istifamı isteyemez. Ben kendim istifa edersem ederim. Benim Atatürk ile ilgili düşüncelerim hiçbir zaman değişmedi. AK Partiden önce ne düşünüyorsam hala onu düşünüyorum. Benim endişem partim için sıkıntı olur mu diyeydi. Ama partimin de Atatürk ile ilgili bir problemi olmadığını gördüm. İl Başkanımız Bülent Delicanın Atatürk ile ilgili düşünceleri beni çok çok sevindirdi. O da sahip çıkıyor duruma. Kendisi dedi ki Atatürk kimsenin tekelinde değil. Atatürkçü olmak başka bir şey, partili olmak, siyaset yapmak başka bir şey
Derneğin tüzüğünde AK Partililer istifa etmelidir gibi bir madde yok, istifa etmeseydiniz olmaz mıydı?
Bana sürekli baskı yapıldı, çok fazla çatlak ses ve dedikodu vardı. Ben siyaset yapıyorum sonuçta ve burada da CHP siyaseti yapılıyordu. Toplantılarda sürekli devlet politikaları eleştiriliyordu. Kimse bu dernekle alakalı ne yapabiliriz, Atatürkün düşüncesini yaymak için ne gibi çalışmalar yapabiliriz onu konuşmuyorlardı. Maalesef dernekte sadece siyaset vardı. Beni disipline göndermekle tehdit ettiler ama tüzükteki hangi maddeye göre bunu yapacaklardı bilmiyorum. Zaten dedim yollayın disipline, ben kendime güveniyorum. Benim düşünceye aykırı hiçbir söylemim yok. Fakat neden istifa ettiğime gelecek olursak, durum şundan ibaret: ADD maalesef CHPnin arka bahçesi haline gelmiş. CHPnin Derneği olmuş. Ben de CHPnin olduğu bir yerde bulunmak istemedim. ADDnin isminin değişmesi lazım bence. Atatürkü siyasete alet etmek yanlış.
Peki Atatürkçü Düşünce Derneğini anlatır mısınız biraz, durum nedir orada şu an?
Kurucumuz Atatürk bu vatanı kurarken, Anadoludaki herkesi birleştirdi. Bir güç yaptı. Biz karşı devletlere karşı bu şekilde savaştık. ADD olarak da bu mantıkla hareket etmek için derneğe her geleni kucaklamaları lazım. Çünkü Atatürkün düşüncesinin temeli birleştirmektir. Ama ne yazık ki öyle düşünmüyorlar. Sen CHPli değilsen, giremezsin, bu dernek bizim diyorlar. Resmen derneği ele geçirmişler. Ben bunu başkan olunca anladım. Dikkat edin, panellere çağırdıkları tüm isimler ya partililer, ya CHPli vekiller, ya partili gazeteciler, akademisyenler. Dışarıdan kimseyi çağırmazlar. Siyasetten uzak isimleri bile çağırmazlar. Mesela yerel ve genel seçimlerden önce derneği çok arayan olur, adaylar arar genelde. Beni üye yapın, derneğin bir isteği, bir sıkıntısı var mı derler. Ama seçimden sonra da ortadan kaybolurlar. Derneğin durumu bu maalesef. Atatürkçü olup sağcı olanları da çağırmazlar. Sonuçta alınan oylara bakarsanız Türkiyenin yüzde 60ı muhafazakâr. Eh bu kadar isim Atatürkü sevmiyor mu şimdi? Böyle bir mantık olabilir mi? CHPyi Atatürk kurmuş olabilir ama kendisi şimdiki CHPye onay vermezdi bence. Muhafazakâr düşünceye sahip insanlar var CHPde. Bu insanlar partide durabiliyor da ben neden dernek başkanı olamıyorum? Ben bir de Atatürke sahip çıkan birisiyim. Sırf AK Partili olduğum için yapılıyor bu baskılar. Ve bunların kaynağı da CHPdir. Beni ilk şikâyet eden isim Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İncedir. ADD Genel Merkezine mektuplar yazarak beni şikâyet etti kendisi. Ve bu şekilde başlamış oldu tüm baskılar.
Sizi şikâyet eden ismin sizden önceki ADD Başkanı Kadriye Atasoy olduğu söyleniyordu?
Hayır, kesinlikle yalan o haberler. Kadriye Hanım bana bu süreçte destek oldu. Hatta Kadriye Hanım da CHPden ayrılınca birçok baskı gördü. Kadriye Hanım başkanken kendisine çok ciddi bir mobbing vardı maalesef.
Bu süreçte partiniz size destek oldu mu? Tepkileri ne oldu?
Ben AK Parti yönetimi ile de görüştüm. Ben AK Parti üyesiyim, ADDden istifa etmeli miyim, sorun olur mu dedim. Bana hayır dediler, bizim Atatürkle bir derdimiz yok. Bu çok iyi bir şey bundan mutluluk ve onur duyarız. Bizim partilimiz, yöneticimiz, Atatürkçü düşünceyi savunan bir dernekte başkan olduğu için gurur duyarız. İl başkanımız da hiç bozma orada devam et, bizim için bir sıkıntı yok dedi. Ama AK Partide sıkıntı yokken CHPde sıkıntılar başladı.
Peki ADDye neden girmiştiniz? Orada ne gibi çalışmalar yapmak istiyordunuz?
Ben Atatürkçüyüm, Atatürkçü olarak büyüdüm. Kendisinin düşüncelerine çok değer verdiğim için bu derneğe girdim. Benim ne meclis adaylığım oldu, ne vekil adaylığım oldu. Hiçbir beklentim yoktu yani. Tamamen Atatürkün düşüncelerine sahip çıkmak, bu konuda çalışmalar yapmak için girdim derneğe. Bizimle beraber dernek maddi ve manevi olarak güçlensin istedik. Eğer herhangi bir yerde, herhangi birisi tarafından Atatürkün düşüncelerine gerçekten önem veren, savunan, bu düşünceleri yaymak isteyen bir dernek, bir platform kurulursa beni en başa yazsınlar. Ben orada kendimi paspas etmeye hazırım.
CHPden neden istifa ettiniz? Zamanında DSP ve CHPde siyaset yaptığınız söyleniyor.
Ben hiçbir zaman CHPli olmadım. Belediyede çalıştığım için beni CHPye kaydetmişlerdi zamanında. Çünkü belediyeler yönetime sevimli görünmek için üye topluyorlar. Yok ben üye olmam da diyemiyorsun, çünkü o zaman da işinden olursun. Bu yüzden CHPye üye oldum. Ben muhafazakâr düşünce ile büyümüş bir insanım aslında. DSP olayı da şöyle. Ben DSPde siyaset yapmadım, beni o zamanlarda işe alan Ertan Avkıran, daha sonra DSPden aday oldu. Biz de kendisine olan vefa borcumuzu ödeme amacı ile DSP ile birlikte çalıştık. Yani oraya üye değilim, sadece Ertan Avkırana destek oldum. Başka bir partiden aday olsaydı, o parti ile çalışırdık.
Güzelbahçe Belediyesinden de çıkarılmışsınız. Bunun sebebi nedir?
Bizi belediyeye eski Başkan Ertan Avkıran almıştı. Mustafa İnce göreve geldiği zaman, Avkırana olan yakınlığımdan rahatsız olmuştu. Daha sonra yerel seçimler sürecinde de Binali Yıldırımı desteklemem iyice gözüne battı kendisinin. Kısaca siyasi sebeplerden ötürü çıkardı beni. Kendisi çok rapor aldığım için çıkarıldığımı ifade ediyor ama bu doğru değil. Ben kalbimden rahatsızım, sıkıntılı bir durumdayken zaten nasıl işe gelebilirim ki? Çıkarılma sebebim tamamen siyasidir. Zaten mahkememiz de sürüyor kendisi ile. Ayrıca kendisi Atatürkçü Düşünce Derneğine de sahip çıkıyormuş gibi davranıyor ama durum öyle değil. Derneğin bir ofisi var, yıpranmış ve dökülmüş bir halde. Ben başkanken kendi çabalarımla, kimseden para almadan, kendi cebimden onarmaya çalıştım orayı. Şimdi gidin görün dökülüyor bina. Balkonun demirleri çürüdü ve yere düştü.
İzmirde siyaset ne durumda sizce?
İzmirde siyaset çok renkli bir durumda şu an. Ne olacağı belli değil. CHP kan kaybetmeye başladı zaten Deniz Baykal geçtiğimiz gün bunu açıkladı. İzmir CHPnin kalesi değildir dedi. Belediyelerin hizmetlerinden de memnun değil insanlar. Bizim partimiz, birleştiricilik üzerine çalışmalar yapacak. İnsanları birleştireceğiz. Anlayışımız bu. Zaten İzmirde de artık insanlar durumun farkında. Sırf CHP diye kazanıyor, ama hizmet yok. Diğer şehirlerle karşılaştırdığımız zaman durum kötü. Biz istemez miydik metro Çeşmeye kadar gitsin? Benim şahsi düşüncem şu yönde, CHP bu sefer istediği ve beklediği oyu, desteği alamayacak İzmirden. İnsanlar bu partiye tepkili çünkü artık.
AK Parti, Güzelbahçe için ne yapacak?
Öncelikle 31 Ocakta kongremiz var. Onu atlattıktan sonra da 7 Haziranda yapılacak olan genel seçimlere hazırlanacağız. Amacımız bir milletvekili daha fazla çıkarmak. Bunun için çalışıp, elimizden geleni yapacağız. Daha sonrası için de tabii ki Güzelbahçe için birçok projemiz var ama bunları henüz açıklamak doğru olmaz. Güzelbahçe çok güzel bir ilçe, doğa ve deniz iç içe ama hizmet yok. Biz bu hizmetleri getirmek için mücadele edeceğiz. 35 Projeden biri olan Güzelbahçe Balıkçı Barınağı da inşallah bitecek, çalışmalar devam ediyor. Güzelbahçe için çalışmaya devam edeceğiz.
Son olarak siyaseti bir kenara bırakacak olursak, biraz da sizin derneğinizden bahsedelim. Güzelbahçe Karadenizliler Derneğini anlatır mısınız?
Güzelbahçede 65-68 yıllarından beri Karadenizliler var benim bildiğim kadarıyla. Zamanında buraya gelmiş, yerleşmişler. Balıkçılık, fırıncılık falan yapıyorlar ilçede. Baktık bu insanlar çok ama dağınıklar bir dernek kurup aynı çatı altında toplayalım dedik. Bir festival düzenledik 2 bin kişi katıldı. Buradaki amacımız, Karadeniz kültüründen olan, o kültürü benimseyen insanların ya da Karadeniz kültürünü seven insanların bir arada olmasını sağlamak. Derneğe katılmak için Karadenizli olmaya da gerek yok, tüzükte yazar bu kültüre ilgi duymak yeterli.
Haber Merkezi