Sayfa Yükleniyor...
İzmirin Buca-Karabağlar girişindeki amele pazarı olarak anılan işçi durağı tüm gün iş bekleyen Suriyeli işçilerin ekmek mücadelesine tanıklık ediyor. İşçilerin bu hali Kibar Feyzodaki amele pazarı sahnesini aratmıyor
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Yıllardır süren Suriyedeki iç savaşın ardından ülkelerini terk ederek İzmire sığınan Suriyeli mülteciler, evlerine ekmek götürebilmek için hayat mücadelesi veriyor. Günlük işlerde çalışmak isteyen Suriyeli işçiler sabahın erken saatlerinde Buca-Karabağlar girişindeki amele pazarı olarak anılan işçi durağında toplanıyor. Tamamı Suriyeli olan ve aralarında çoğunlukla gençlerin yer aldığı işçiler, düşük ücretlerle hamallık, boyacılık, sıvacılık ve çeşitli işler yapmak üzere her gün saatlerce oturarak iş bekliyor.
İŞ VAR UMUDUYLA KOŞUYORLAR
Sabahın erken saatlerinde kaldırımlara dizilen işçiler, yoldan geçen araçları gözleyerek; kendilerine doğru yanaşan araçlara iş var umuduyla koşuyor. İş alan işçiler büyük sevinç yaşarken, geride kalanlar ise kaldırımlara oturarak başka aracın yolunu gözlüyor. Pazara bir işveren geldiğinde işi alabilmek için birbiriyle yarışan işçilerin yürek burkan mücadelesi akıllara Kemal Sunalın başrolünde oynadığı Kibar Feyzo filmindeki amele pazarı sahnesini getiriyor. Bölgedeki esnaflar, Suriyeli işçilerin zor durumda olduğunu kaydederek zaman zaman iş için birbirleriyle kavga ettiğini dile getiriyor.
ECZACI DA VAR ÖĞRETMEN DE
Amele pazarındaki Suriyeli işçilerin hepsi savaşın insan hayatını nasıl yerle bir ettiğinin birer örneği. Aralarında eczacı da var öğretmen de. Okul çağında olmasına rağmen imkansızlıklardan dolayı eğitim göremeyen ve çalışmaktan başka çaresi olmayanlar da... Kimi Suriyedeki ailesine her ay para gönderebilmek kimi ise akşam evine ekmek götürebilmek için düşük ücret ve sigortasız çalışma koşullarını kabul ederek her gün kaldırımlarda iş bekliyor. Hepsinin ortak gayesi sokaklarına bile yabancı oldukları bir memlekette her şeye rağmen hayatlarını sürdürebilmek.
OKUL YERİNE MESAİDE
Son 3 ayda sadece 10 gün iş bulabilen 18 yaşındaki İbrahim, 9 ay önce akrabalarının çağırmasıyla İzmire gelmiş. Üniversiteyi okumayı çok istediğini ancak lise bittikten sonra çalışacak bir iş bulamadığını söyleyen İbrahim, İmkansızlıklardan dolayı üniversiteye gidemedim. Suriyede bir süre inşaatlarda çalıştıktan sonra Türkiyeye geldim. Burada genellikle bahçe işlerine, inşaatlara ve ev taşımalarına gidip günlük 50 liraya çalışıyorum. Annem, babam ve iki kardeşim ile iki odalı bir evde kalıyoruz. Evimizin kirası 600 lira dedi.
SURİYEDE ECZACILIK YAPIYORDU
İzmire 2 yıl önce gelen 42 yaşındaki Süleyman ise, Suriye bizim için çok tehlikeli bir yer haline gelmişti. Sürekli devam eden çatışmalardan bıkmıştık, ülkede bir düzen yoktu. Kaçak olarak buraya geldim. Ülkemde eczacılık yapıyordum. Durumum iyiydi. Buraya geldiğimde mesleğime uygun bir iş bulamadım. Her sabah buraya geliyorum ama çok kişi olduğu için haftada 2-3 gün anca çalışabiliyorum. Her gün iş olmuyor. Genelde inşaatlarda amelelik yapıyorum.
UCUZA ÇALIŞIYORUZ
Geçimini inşaatlarda çalışarak ve farklı işler yaparak sağlayan 38 yaşındaki Muhammed ise şunları söyledi: Suriyede Ailemi geçindiremiyordum. Kızımı ve karımı orada bırakıp buraya geldim. Burada kendim için para harcamıyorum elime ne geçerse biriktiriyorum. Biz kaçak olduğumuz için mecburen daha ucuza çalışıyoruz. Türkler 80 lira alıyor ve zor işlerde çalışmak istemiyor. Biz 40-50 liraya çalışıyoruz. Burada kazandığım parayı her ay karıma ve çocuklarıma gönderiyorum. İşçiler arasında arada kavga çıkıyor, çünkü hepimiz çalışmak istiyoruz ve paraya ihtiyacımız var.
Haber Merkezi