Artarak devam edecek

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Bu yılın ocak-ekim döneminde Türkiye’deki 11 limana toplam 247 kruvaziyer gemi yanaştı. Kruvaziyer gemilerin yüzde 58,7’si Kuşadası’na geldi. Ocak-ekim döneminde Kuşadası Limanı’na 145, Çeşme Limanı’na 35, Bodrum ve Marmaris limanlarına 21’er, Alanya Limanı’na 15, Antalya Limanı’na 3, Dikili ve Fethiye limanlarına 2’şer, Çanakkale, Göcek ve Mersin limanlarına da 1’er kruvaziyer gemi geldi. Rakamları değerlendiren ve Uluslararası Kruvaziyer Birliği’ne göre kruvaziyer turizminin büyüklüğü 35 milyar dolara, kruvaziyer turizmini tercih eden kişi sayısının 2018 sonunda 27.2 milyona ulaşacağı tahmin edildiğini belirten İMEAK DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk,“Ülkemiz 2018 sezonunu 250 gemi ve yaklaşık 220 bin yolcu ile kapattı. Bu sezonu 152 gemi ile Kuşadası Limanı yine lider olarak tamamladı. Elbette bu rakamlar 2 milyon 240 bin yolcuyu ağırlayarak zirveye çıktığımız 2013 sezonuna göre oldukça düşük seviyededir. Ancak en kötü günlerin geride kaldığı, dip noktadan sonra artık çıkışın başladığı sektördeki herkesin ortak inancıdır” ifadelerini kullandı.
“KUŞADASI YİNE BAŞI ÇEKECEK”
2019 yılında yine Kuşadası Limanı’nın kruvaziyer turizminde en çok yolcuyu çekeceğini dile getiren Öztürk, İzmir Limanı’nın daha çok geminin yanaşacağı parmak iskele yatırımları ve modern bir kruvaziyer limanı ile gemiler ve yolcular açısından daha uygun hale getirilmesi gerektiğini söyledi. Öztürk, “Şu aşamada yapılan rezervasyonlara göre ülkemize 2019’da 214, 2020’de ise 235 kruvaziyer gemisinin geleceği kaydedildi. Önümüzdeki günlerde bu sayının artmasını bekliyoruz. 2019 sezonunu 2018’e göre daha olumlu geçireceğiz. 2020 ve 2021 yıllarında gemi ve yolcu sayısı artarak devam edecek. 2019 yılında yine Kuşadası Limanı kruvaziyer turizminde en çok yolcuyu çekecek. Kuşadası Limanı’nın ülkemizin gurur duyduğu ve birçok ülkede yolcu limanı işleten Global Holding’e ait olması, modern bir limana ve kruvaziyer turizmi deneyimine sahip olması, Efes, Meryem Ana Kilisesi gibi gözde tarihi mekânlara yakın olması, burayı Türk kruvaziyer turizminin lokomotifi yapıyor. Kruvaziyerde olumlu havayı hızlandırmak için tanıtımın yanı sıra İstanbul’da yapılması planlanan kruvaziyer limanının bir an önce tamamlanması gerekiyor. Ayrıca İzmir Limanı’nın daha çok geminin yanaşacağı parmak iskele yatırımları ve modern bir kruvaziyer limanı ile gemiler ve yolcular açısından daha uygun hale getirilmesi gerekiyor” dedi.



Kültür ve Turizm Bakanlığının 943 milyon lira ödeneğinin acentelere değil gemiyi getirenlere veya gemileri ağırlayan limanlara verilmesinin daha faydalı olacağını söyleyen Öztürk, “Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Nuri Ersoy, 2019 bütçesinde seyahat acentelerine uçuş ve kruvaziyer desteği kapsamında 943 milyon lira ödenek ayrıldığını bildirdi. Elbette bu destek çok önemli ama biz teşviğin seyahat acentelerine değil gemiyi getirenlere veya gemileri ağırlayan limanlara verilmesinin daha faydalı olacağına inanıyoruz. Türkiye kruvaziyer rotaları için vazgeçilmez bir coğrafya. Biz her yıl yüzde 10 büyüyen pazardan mutlaka hak ettiğimiz payı alacağımıza ve yeniden Akdeniz’in parlayan yıldızı olacağımıza inanıyoruz. Bu kapsamda her yıl olduğu gibi 2019 yılında da Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Seatrade Kruvaziyer Fuarı’na katılıp ülkemizi ve limanlarımızı tanıtmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
İZMİR ÜZDÜ
İzmir kruvaziyer gemi seferleri ile ilgili kendisine yönelttiğimiz soruya cevap veren ve 2019 ve 2020 yıllarında kruvaziyer turizminde toparlanma beklenirken 2019 yılında İzmir’e kruvaziyer gemi seferi olmayacağı bilgisinin üzüntüyle karşıladıklarını belirten İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Aziz Güngör ise 2019 ve 2020 yıllarında kruvaziyer turizminde bir toparlanma yaşanması beklendiğini ve fakat bu toparlanmanın çok da kuvvetli olmadığını ifade etti. Güngör, “Kriz öncesi dönem olarak tanımlayabileceğimiz 2015 yılında ülkemizi yaklaşık bin beş yüz gemi seferi ile yaklaşık 1.9 milyon kruvaziyer gemi yolcusu ziyaret etti. 2018 yılı ise maalesef ancak 250 gemi seferi ve 210bin yolcu ile tamamlandı. Anlaşılacağı üzere inanılmaz bir küçülme söz konusu. 2019 yılında ve 2020 yılında toparlanmalar görülecek olsa da ülkemizin 2015 yılı performansını yakalaması en erken 2022 veya 2023 yıllarında mümkün olacaktır. Özellikle 2019 yılındaki zayıf toparlanma ülke genelinde olmaktan ziyade daha çok kısıtlı sayıda limanımızda görülecektir” dedi.
NEDEN TERCİH EDİLMİYOR?
İzmir Limanı’na sefer yapan kruvaziyer gemi firması çeşitliliğinin çok az olduğunu anımsatan Güngör şunları söyledi: “İzmir Limanı’na en iyi zamanlarda dahi 7-8 gemi firması sefer yapmıştır. Bu 7-8 firmanın yapmış olduğu gemi trafiğinin yüzde 80’i ise İtalyan firmaları olan MSC ve Costa tarafından yapılmakta idi. İzmir Limanı’nın neredeyse tüm trafiğini yaratan her iki firma da Türkiye’ye 2018-2019 yıllarında sefer yapmayacağını açıklamıştır. Geriye kalan firmaların da yakın gelecekte sefer yapması beklenmediği için İzmir Limanı maalesef bu yılları kruvaziyer gemi seferi olmadan geçirmektedir” dedi. İzmir ve Kuşadası’na gelen gemilerin ana geliş nedeninin dünyaca meşhur Efes Antik Kenti ve Meryem Ana Kilisesi olduğunu dile getiren Güngör,  “Bu açıdan değerlendirdiğimizde İzmir’e gelen gemi firması sayısının az oluşunu Efes Antik Kenti’ne olan uzaklığının Kuşadası’na kıyasla fazla oluşuna bağlayabiliriz. Turistler Kuşadası’ndan Efes’e 20 dakikada ulaşabilirken bu sürenin İzmir için 1 saati geçtiğini belirtmemiz gerekir. Liman kentlerimizde toplam 8-10 saat kalan turistler için gidiş-dönüş 2 saatten fazla bir sürenin sadece yolda geçecek olması, gemide satılan bu turlara olan ilgili azaltmaktadır. Bu durum gemi firmasının karlılığını düşürmektedir. İzmir’e gelen gemi yolcularının turistik turlara katılım oranını yüzde 30-40 arasında değişirken Kuşadası’na gelen yolcuların tura katılım oranları, mesafenin kısalığı nedeniyle yüzde 70-75’a kadar çıkabilmektedir. Bu durum gemi firması bakımından karlılığı artırdığı için haliyle gemi firmaları tarafından tercih sebebi olmaktadır. Zamandan tasarruf eden gemi yolcuları alışverişe de daha fazla zaman ayırabilmektedirler” dedi. Güngör, Akdeniz’de yaklaşık 55 kruvaziyer gemi firmasının faaliyet gösterdiğini ve iyi bir sezonda bunlardan yaklaşık 45 adedinin Kuşadası’na sefer düzenlediğini ifade etti. Gemi firması çeşitliliğinin çok önemli olduğunun altını çizen Güngör, “Bu çeşitlilik liman kentini 1-2 firmaya bağımlı olmaktan kurtardığı gibi kriz anlarında daha az yara almanıza yardımcı olmaktadır. Nitekim, 2016 krizinden sonra ülkemizin en zorlu kruvaziyer sezonu geride bıraktığımız 2017 yılı zannedilirken 2018 yılı olmuştur. Kuşadası Limanı 2018 yılında dahi 15 farklı kruvaziyer firmasının 153 seferini ev sahipliği yapmıştır” dedi.   
“PLANLAMALAR ÇOK ÖNEMLİ”
Kruvaziyer Gemi firmalarının sefer planlamalarını 2 yıllık dönemler halinde yaptığını hatırlatan Güngör, “Kruvaziyer turizminde planlama süreci çok önemli, çünkü bu sektör iki yıl öncesinden planlamasını yapar, gidilecek ülkelerin risk faktörlerini bu 2 yıllık dönem için tahmin etmeye çalışarak seyahat rotalarını belirler. Bu açıdan 2017 ilk çeyreğinde tamamlanan rota planlamalarına baktığımızda 2016 yılında meydana gelen olayları kendilerine referans alan gemi firmalarının ülkemize ilişkin öngörülerinde çok tutucu davranarak 2017, 2018 ve 2019 yıllarında bizleri programlarından önemli ölçüde çıkardıklarını görmekteyiz. Buna rağmen 2016’dan bu yana sefer yapmayan Amerikan menşeili kruvaziyer gemi firmalarından kısıtlı sayıda da olsa bazılarının 2019’da ülkemizi programlarına yeniden almış olmaları sevindiricidir. Her ne keder eski günlerdeki sefer ve yolcu sayılarından henüz çok uzak olsak da toparlanmanın 2020 yılında daha da kuvvetleneceğini hep birlikte gözlemleyeceğiz” diyerek sözlerine son verdi.