Sayfa Yükleniyor...
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Ertuğrul, aşı olanlar için pozitif ayrımcılık ve ödüllendirme yöntemi ile aşılama oranının arttırılabileceğini söyledi
BURCU YANAR/ÖZEL HABER
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçtiğimiz günlerde Türkiye’deki aşılama sayıları hakkında Twitter hesabında açıklamalarda bulundu. 26 Temmuz itibarı ile aşıda 1 milyon 367 bin 872 doz uygulandığını belirten Bakan Koca, İlk doz aşısını yaptıranların sayısı 244.868. İkinci doz aşısını yaptıranların sayısı 910.136. Üçüncü doz “aşısını yaptıranların sayısı 212.868. İlk doz aşısını henüz yaptırmayanların sayısı 22.344.407’e indi” ifadelerini kullandı. Prof.Dr. Alpay Azap Başkanlığında yürütülen Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Bülent Ertuğrul, ise bu açıklamaların ardından aşı olmayanların neden tedirginlik yaşadığına dikkat çekerek, bunun aşı olanlar için pozitif ayrımcılık ve ödüllendirme yöntemi ile azaltılabileceğini aktardı.
AŞIDA TEDİRGİNLİK HAVASI HAKİM
Aşı karşıtlığını iki gruba ayırmak gerektiğini söyleyen Prof.Dr. Bülent Ertuğrul, bir grubun tamamen aşı karşıtı olduğunu ve onlar için yapacak bir şeyin olmadığını çünkü onların sadece Kovid-19 aşısına değil dünya üzerindeki tüm aşılara karşı olduklarını belirtti. “Onun dışında Kovid-19 özelinde konuşacak olursak bazı insanların Kovid-19 aşısına karşı bir tedirginliği olduğunu görüyoruz” diyen Prof.Dr. Ertuğrul, “Bu gruptaki insanlar aslında aşı karşıtı değiller. Örneğin çocuklarına gidip kızamık aşısı yaptırıyorlar, tetanoz aşısı yaptırıyorlar veya şüpheli bir ısırıkla karşılaştıklarında gidip kuduz aşısı yaptırıyorlar. Bu sebeple bu iki grubu birbirinden ayırmak gerekiyor. Ben aşı karşıtları konusunda hiçbir şey söylemiyorum. Çünkü onlar iflah olmaz bir biçimde ne söylerseniz söyleyin ikna da olmayacak şekilde bilime değil bir inanca yönelik olarak davranış biçimi geliştiriyorlar ve aşının yararlı olmadığına inanarak bir uydurma olduğuna inanıyorlar” açıklamasında bulundu.
Aşıda tedirginliğin azaltılması gerektiğinin altını çizen Prof.Dr. Ertuğrul, “Bizim asıl hedefimiz ikinci gruptaki Kovid-19 aşısına karşı tedirginliği olan insanlardır. Bu insanlara yoğun bir biçimde Kovid-19 aşısının da diğerleri gibi hastalıktan koruyucu bir tıbbi ürün olduğu, bilimsel çalışmalarla bunun yararlarının kanıtlandığı ve insanların ölmesini engellediği, normal yaşamımıza geçmek için aslında toplumsal bağışıklığa ulaşmamız gerektiği ve bunun da tek yolunun aşı ile sağlanabileceği anlatılmalıdır. Tedirgin olan insanlara işin bilimsel boyutunu anlattığınız zaman ‘haklısınız’ diyerek ikna oluyorlar. Fakat şu anda bir tedirginlik havası hakim” diye konuştu.
POZİTİF AYRIMCILIK VE ÖDÜLLENDİRME
Daha ciddi ve yoğun bir kampanya düzenlenebilirse bu tedirginliğin kırılacağını vurgulayan Prof.Dr. Ertuğrul, “Türk Tabipler Birliği ve Sağlık Bakanlığı’nın bile ortak olarak birleştiği bu noktada gerekirse insanların ayağına giderek onları aşı olmaya ikna etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Son günlerde salgındaki vaka sayıları yeniden hızla artmaya başladı. Salgın eğrisi yukarıya doğru çıkıyor ve hasta sayıları artmaya başladı. İnsanların can kayıplarını görmeye başladıklarında aşı olmaya daha rahat ikna olmaya başlayacaklarını ve gidip aşı olacaklarını düşünüyorum. Fakat keşke öyle olmasa da insanlar ikna olsa ve bizler can kayıpları yaşamasak. Eğer salgın eğrisi bu şekilde yukarıya doğru çıkmaya devam ederse ne yazık ki bir süre sonra özellikle aşı olmayan grupta ciddi can kayıpları yaşanmaya başlayacak ve o insanların yakınları keşke aşı olsaydı diyecekler” ifadelerine yer verdi.
Bu konuda İzmir Büyükşehir belediyesi ve İzmir Büyükşehir belediye Başkanı Tunç soyer’in bir çalışma yürütebileceğinin altını çizen Prof.Dr. Ertuğrul, “Bir de son dönemdeki aşı tartışmalarına baktığımız zaman aşı olanlara pozitif ayrımcılık ve ödüllendirme sisteminin getirilebileceğini görüyoruz. Aşı olanlara bazı olanakların daha kolay sunulması da etkili bir yöntem olabilir. Bu konuya yurt dışından bir örnek verecek olursak; Fransız hükümeti aşı yaptıran gençlere ciddi bir kültürel para yardımı yaptı. Bu paranın tiyatro, sinema veya bir sergiye gitmek için kullanılmasına yönlendirdiler. Örneğin bunu bizim ülkemiz için ve İzmir için uyarlayacak olursak; aşı olan insanlara Göztepe- Altay maçına ücretsiz bilet verilmesi olarak düşünülebilir. İzmir büyükşehir Belediye Başkanlığı eğer isterse böyle bir pozitif ayrımcılık yapabilir. Bu tür ödüllendirme ve teşviklerle adım adım da olsa aşı tedirginliğinde belirli bir iyileştirme sağlanabilir. Bu negatif ayrımcılık ve tepkisel bir kitle yaratmaktan çok daha etkili olacaktır diye düşünüyorum” açıklamasında bulundu.
ÇOCUKLARIN GELECEĞİNİ KARARTMAYALIM
Son olarak eylül ayında ne olursa olsun okulların açılması gerektiğine de vurgu yapan Prof.Dr. Ertuğrul, “Çocuklarımız bir buçuk yıldan uzun bir süredir okula gidemiyorlar ve perişan oldular. Eğitim bu ülkenin en önemli sorunlarından bir tanesi ve çocukların eğitimi her şeyden daha önemli. Bu anlamda bu bilinçle davranabilmek için her bireyin hem bireysel hem de toplumsal sorumluluğunu yerine getirerek aşı olması gerektiğini söylüyorum. Sadece bu bile aşı olmak için yeterli bir gerekçedir. Çocukların geleceğini karartmayalım. Toplumsal bağışıklığa bir an önce ulaşalım” dedi.
Haber Merkezi