Bahçeli'den İran İsrail savaşı hakkında kritik açıklama

MHP lideri Devlet Bahçeli, İran ile İsrail arasındaki çatışmalar hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli "Kuzeyimizde üç yılı aşkın bir süredir devam edegelen Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş henüz sonlanmamışken, bu defa da güneyimizde Batı’nın kirli işlerini ikmal eden İsrail’in İran’a canice musallat olması yalnızca gündemdeki nükleer programa ilişkin ihtilafla izah ve ihata edilemeyecektir." dedi.

  • Oluşturulma Tarihi : 23.06.2025 11:21
  • Güncelleme Tarihi : 23.06.2025 11:21
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Bahçeli'den İran İsrail savaşı hakkında kritik açıklama haberinin görseli

MHP lideri Devlet Bahçeli, İran ile İsrail arasındaki çatışmalar hakkında önemli açıklamalarda bulundu. 

Bahçeli'nin açıklaması şu şekilde:

Bir yanda üzerinde yaşadığımız geniş coğrafya diğer yanda küresel denge ve kurul düzen dehşet girdabına doğru hızla sürüklenmekte, aşırılaşan risk ve tehditler insanlığın ortak geleceğini perdelemektedir.

Vahamet tonu yüksek gelişmeler her yönüyle esef ve endişe veren kritik bir aşama istikametinde sürekli ve süratli şekilde ilerleyiş kaydetmektedir.

Esasen yıllardır pamuk ipliğine bağlı olan, kırılganlığı tartışmasız halde bulunan bölgesel huzur ve istikrar ortamı bütünüyle talan ve tahrip eşiğindedir.

Adından herkesin bahsettiği, velakin gittikçe karanlığa hapsedilen barışçıl diyalog ve diplomatik mekanizmaların bağlayıcılığı, inandırıcılığı ve ikna kapasitesi vahim ölçüde zaafa uğramaktadır.

Maalesef üçüncüsünün telaffuz edildiği yeni bir dünya savaşının kademe kademe ağları örülmekte, ihbar ve izharı yapılmaktadır.

“Gücü yeten yetene” anlayışının öne çıktığı, “haklının güçsüz, güçlünün haksız” olduğu çarpık ve zalimane mahiyetli siyasi, stratejik ve ekonomi-politik anarşinin uluslararası sistemin sorun çözme vasfını iyice körelttiği görülmektedir.

Siyonist-Emperyalist azgınlık, iddia ve ifadesi sık sık dile getirilen “Kurallara Dayalı” küresel sistemi yıkım tüneline sokmak, hatta çok vektörlü krizlerin zincirleme reaksiyonuyla imha etmek için konvansiyonel tertip halindedir.

İsrail’in 13 Haziran 2025 tarihinde İran’a karşı başlattığı gayri meşru saldırı dalgası her vahşet ihtimalini akıllara düşüren kaos ve karmaşa dinamiklerini tetikleme hüviyeti taşımaktadır.

Muvafık pozisyon almak beka meselesidir

Durum çok ciddidir ve hedef ülkeler kataloğunu doğru okumak, doğru yorumlamak, buna muvafık pozisyon almak mecburiyeti bağımsızlık ve beka meselesidir.

Karşılıklı olmak suretiyle ilanı yapılmamış bir savaş halinin tüm komplikasyonları tedavüldedir.

Kuzeyimizde üç yılı aşkın bir süredir devam edegelen Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş henüz sonlanmamışken, bu defa da güneyimizde Batı’nın kirli işlerini ikmal eden İsrail’in İran’a canice musallat olması yalnızca gündemdeki nükleer programa ilişkin ihtilafla izah ve ihata edilemeyecektir.

Benzeri boş bahaneleri Irak’a karşı da ileri süren zalimler koalisyonun tek yanlı, sübjektif, hiçbir ahlaki ve insani değere dayanmayan haksız, hayasız ve hukuksuz saldırganlığının hiçbir temeli yoktur.

Savaşları bitirmenin vaadini veren ABD Başkanı’nın yeni savaşlar fitilini tutuşturması elbette derin bir tenakuz ve politik tutarsızlık, aynı zamanda sahtelik ve samimiyetsizliktir.

Bu güvenilmez, köşesiz ve sakat siyasi tavra karşı en adil ve hakkaniyetli muameleyi yapacak olan ABD halkıdır.

İsrail Başbakanı’nın, “İran’ın nükleer iştahını” sona erdirmek amacıyla saldırıya geçtiklerini söylemesi bu çağın soykırımcısının akıl tutulmasından ve çelişkide bocalıyorken yanlışı savunacak gerekçeyi üretme kurnazlığından başka bir şey değildir.

İsrail’in nükleer silahlara erişim ve elde etme hakkı hiç tartışılmadan, dahası hiçbir eleştiriye uğramadan, başka bir ülkeyi bu kapsamda caydırma ve cezalandırma teşebbüsüne destek olunması akıl, adalet ve mantık muhtevasında karşılığı olmayan yanlıştır.

İran’ı veya bölgesel bir başka ülkeyi sorun görenlerin mazlumların can düşmanlığında markalaşan İsrail’i koruma kalkanına alması sadece çifte standartla ifade edilemeyecek adaletsiz, eşitsiz ve egemenlik ilkelerini çiğneyen bir ahlaksızlıktır.

Bu merkezde olmak üzere, ABD yönetimi musibetin sırtını sıvazlayan, çıkar lobilerinin oyuncuğuna dönen, soykırımı sessizce izleyen, İslam toplumlarına her fırsatta silah gösteren, küresel vicdanı silindir gibi ezip geçen zorba ve zulüm mimarisidir.

İsrail’in güç ve zor kullanarak etrafına korku salma politikası


İsrail’in güç ve zor kullanarak etrafına korku salma politikasının koruyucu mihveri bellidir, nitekim dökülen kanlarla ve işlenen cinayetlerle irileşen vandallık dünya barışını her zaviyeden tehlikeye atmaktadır.

ABD’nin, İran ile İsrail arasındaki fiili savaşa dahil olarak hedef olarak tespiti yapıldığı söylenen üç nükleer tesisi dün itibariyle bombalaması skandal ve sorumsuz saldırıdır.

Bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin toplanması, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin ABD’nin İran’a karşı güç kullanımından dolayı endişe duyduğunu açıklaması bayağı bir kandırmacadır.

Herkes kirli rolünü oynamaktadır


Herkes kirli rolünü oynamaktadır. Savaşlar kuşağının düğümü çözülmüş, kurdelesi kesilmiş, sahnesi kurulmuştur.

Birleşmiş Milletler; sızlanma, nazlanma, sitem ve şikâyet mercii değil, gerekirse barışı inşa etmek maksadıyla insani müdahaleyi yapma hakkını hukuken uhdesinde bulunduran bir uluslararası teşkilattır.

Düzenlenen hava akınları, uçuşan füzeler, ilk kez kullanılan bombalar, gelişmiş silahlarla teçhiz edilen savaş gemileri, baş döndüren örtülü operasyonların şiddeti, psikolojik ve siber savaşın yaygınlığı, belirlenmiş nokta hedeflerin etaplar halinde vurulması, siyasi ve ekonomik kutuplaşmanın tahammül sınırlarından taşması çivisi çıkan dünyanın mahvı bitap halinin on günlük özetiyken Birleşmiş Milletler felç halindedir.

Gazze’de bebekler, çocuklar, kadınlar, ezcümle onbinlerce masum katledilirken suskun kalanların, nefesi bile duyulmayanların insan hakları, özgürlükler ve demokratik erdemler çerçevesinde iflas bayrağını çekmesi beklenen, üstelik şaşılmayacak bir alçalmanın tescilidir.