Bakanların vekil adaylıkları sallantıda mı?

AK Parti’nin İzmir’in de aralarında olduğu 13 ilde mevcutta görev yapan bakanları, milletvekili adayı olarak göstermesi yeni bir tartışmayı başlattı. Adaylığa ilişkin hukuki değerlendirme yapan CHP’li Aydın, “Milletvekillerinin seçimine ilişkin kanuna aykırılık teşkil edecektir” dedi

  • Oluşturulma Tarihi : 10.04.2023 08:58
  • Güncelleme Tarihi : 10.04.2023 10:08
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Bakanların vekil adaylıkları sallantıda mı? haberinin görseli

TENZİLE AŞÇI - ÖZEL HABER
Türkiye 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilliği seçimi için gün sayarken siyasi partilerdeki milletvekili aday listesi çalışmaları dün sona erdi. Yüksek Seçim Kurulu(YSK)’nun vekil adaylığı başvurularının dün sona ermesi ve partilerin kesin aday listelerini YSK’ya teslim etmeleriyle birlikte seçim çalışmaları resmi olarak başlamış oldu.
Partilerin vekil listelerinde gazetecisinden iş insanına dikkat çeken birçok isim yer alırken en çok dikkat çekenlerden bazıları ise AK Parti’nin bazı illerde, mevcutta görev yapan bakanları vekil adayı olarak göstermesi oldu. 
İktidar partisi; Ankara, İstanbul, Eskişehir, Şanlıurfa gibi kritik illerde bakanları aday listelerinin üst sıralarına yazarken İzmir’de de Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu 1. Bölge ilk sıradan listeye girdi.
Bakanların listelerde yer almasından önce başlayan ‘Bakanlar görevlerinden istifa etmeden vekil adayı olamaz” tartışması, listelerin açıklanmasıyla bir kez daha gündeme geldi.
Konuya ilişkin İLKSES’e konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili ve eski hakim Murat Aydın, adaylıkların yasaya ve seçim kanunlarına aykırı olduğunu söylerken iktidarın bu hamleyle en güçlü kozunu sahaya sürdüğünü ifade etti.

SEÇİM KANUNUNA AYKIRILIK TEŞKİL EDER
Anayasal düzenlemelere dikkat çeken Aydın, bakanların kamu görevlisi olduğunun altını çizerek “Milletvekili seçimi hakkındaki kanun var. Bu kanunun 18. Maddesi kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileriyle diğer kamu görevlilerinin istifasını düzenliyor. Bu istifa kapsamına bakanlar da giriyor. Çünkü bu bakanlar, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, cumhurbaşkanı tarafından atanan ve kamusal görev yapan kişiler. Kamu görevlileri yani. Hatta bu kişilere birisi hakaret ederse kamu görevlisine hakaret suçundan ceza alıyor. Dolayısıyla bu kişilerin 16 Mart 2023 tarihine kadar istifa etmeleri gerekiyordu. Bakanların, kamu gücü kendilerinin üzerindeyken adaylık kampanyası yapmaları yasaya aykırıdır. Bakanın altındaki bütün memurlar ve kamu görevlileri için istifa öngörülmüşken o bakanın istifa etmemelerinin yasaya aykırı olmadığını söylemek hukuki değil siyasi bir yorumdur ancak. Ayrıca Anayasa gereğince, cumhurbaşkanının atadığı bakanlar yürütme organını temsil ederler. Ve yürütme organını temsil eden bakanlıkların en üst düzeyinde bulunan bakanların, kamu görevi kendilerinde devam ederken milletvekili adaylık kampanyalarını sürdürmeleri, hem 298 sayılı seçimlerle ilgili temel kanuna hem de milletvekillerinin seçimine ilişkin kanuna aykırılık teşkil edecektir” dedi.

İSTİFAYA GEREK OLMADIĞI SÖYLENEMEZ
Bağımsızlık ve görevi kötüye kullanma gibi çekincelere de değinen Aydın, “2017’deki anayasa değişikliğinden önce bazı bakanların yani Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ve Ulaştırma Bakanlarının görevden çekilip yerine bağımsız kişilerin atanması düzenlenmiştir. Bunun da amacı, bu görevlilerin görevlerini, seçim kampanyasını kötüye kullanmalarını önlemekti. Dolayısıyla bakanların milletvekili olmak için istifalarına gerek olmadığı söylenemez. Bakanların kamu görevlisi olduğu açık bir düzenlemedir ve bu bakımdan da istifaları gerekliydi” diye konuştu.

SİYASAL DEĞERLENDİRME YAPACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM
Adaylık konusunda son sözün YSK’da olduğunu belirten Aydın, “Bu konudaki tartışmaları nihayetinde YSK karara bağlayacaktır. Ama YSK’nın anayasanın açık hükmüne rağmen mevcut cumhurbaşkanının 3. kez aday olmasını kabul eden kararı karşısında yine bir siyasal değerlendirme yapacağını düşünüyorum. Ama bu değerlendirme ve vereceği karar, hukuki değil, siyasi bir karar olacaktır. Hukukun siyasal gerekçelerle eğilip bükülmesinin somut örneğini görmüş olacağız. Tabii YSK bir karar vermeden önce ‘şöyle karar verip’ demek doğru olmaz. Bakıp göreceğiz” ifadelerini kullandı.

SAHAYA İLAVE GÜÇ SÜRMEK İÇİN
Bakanların olası bir yargılanmadan ‘kaçınmak’ için vekil adayı olduğu iddialarını da yorumlayan Aydın, amacın iktidarın kazanmak için güçlü kozunu oynaması olduğunu ileri sürerek şunları söyledi; “Milletvekili olmayıp bakan oldukları döneme ilişkin yargılanmaları özel soruşturmaya tabii. Dolayısıyla milletvekili olmasalar da yine bakanlıklarındaki döneme ilişkin yargılanmaları özel soruşturma usullerine tabii olacak. Eğer parlamento dokunulmazlıklarını kaldırma yoluna giderse zaten yargılanmalarının önünde herhangi bir engel kalmamış olacak.  Açıkçası ben bunun yargıdan bağışıklık kazanmak, dokunulmazlık zırhına bürümekten çabasından daha çok AK Parti iktidarının seçimi kaybetme konusundaki korku ve telaşının bir eseri olduğunu düşünüyorum. Çünkü mevcut milletvekilleri arasında kamuoyunda bilinir olan ve kamuoyunda güçlü bir kampanya yürütebilecek kişi sayısı az. Bunu da kamuoyunun çok bildiği bakan profilleriyle gidermeye çalışıyor. Bu nedenle bir yargıdan kaçınma çabasından çok kaybetme korkusundan kaynaklanan ilave güç sahaya sürmek olarak görüyorum. Ellerinde ne var ne yok sahaya sürmeye çalışıyorlar ama bu, onları kurtarmayacak. Çünkü toplumsal meşruiyetini ve toplumdaki teveccühünü kaybeden bir iktidarı hiçbir şey kurtarmayacaktır. Siyasi iktidarlar özellikle mevcut iktidar gibi otoriter ve totaliter iktidarlar seçimi kazanmak için her türlü yolu denerler. Bu yollar bazen hukuk dışı yollar bazen de güç kullanma yolu olur. Ama sonunda halktaki karşılığını kaybetmiş her iktidar seçimi kaybeder. O yüzden bu çabaları seçimi kazanmalarını sağlamayacak.”