Başkan Aksoy: Uğur Mumcu'lara susamışız

Uğur Mumcu Gazeteciliği ve Devrimciliği sempozyumunda konuşan Başkan Aksoy, “Uğur Mumcu’lara susamışız. O yüzden Uğur Mumcu’yu Menemen’de haykırmak çok keyifli oldu” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 07.09.2019 08:08
  • Güncelleme Tarihi : 07.09.2019 08:08
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Başkan Aksoy: Uğur Mumcu'lara susamışız haberinin görseli

NURETTİN BAKİ
Menemen Belediyesi tarafından düzenlenen 9 Eylül Kurtuluş Şenliği kapsamında ‘Uğur Mumcu Gazeteciliği ve Devrimciliği’ sempozyumu Menemen Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirildi. Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu ve Gazeteci Yazar Ali Sirmen’in de katıldığı sempozyuma Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy daMenemenlilerle birlikte seyirci olarak izledi. Başkan Aksoy sempozyum öncesi konukları Güldal Mumcu, Ali Sirmen ve beraberindeki heyetle Uğur Mumcu’nun Sevgi Yolu’ndaki heykelini ziyaret etti. Başkan Aksoy burada konukları ile hatıra fotoğrafı çektirdi. 
Sempozyumda Uğur Mumcu’nun hayatını ve mücadelesini anlatan eşi Güldal Mumcu ve Gazeteci Ali Sirmen, Uğur Mumcu’yu anlatmanın büyük bir onur olduğunu aktardılar. Sempozyumun sonunda sahneye çıkan Başkan Aksoy ise, Menemenliler olarak Uğur Mumcu’lara susadıklarını vurguladı. Uğur Mumcu’yu ve yaptıklarını gelecek nesillere anlatmak gerektiğini de söyleyen Başkan Aksoy, şunları anlattı: “Aslında Uğur Mumcu’ya susamışız. Uğur Mumcu’yu sizlerden dinlemek çok çok keyifli oldu. Yani bir aydınlanma devriminin öncüsü Uğur Mumcu’yu Menemen’de haykırabilmek, dillendirebilmek, Bahriye Üçokları, Turan Dursunları, Abdi İpekçi’yi 90’lı yılların o karanlık dönemlerinde bir şekilde cumhuriyet aydınlarını nasıl kaybettiğimizi, nasıl yok edildiklerini yeni nesillere de aktarmak gerekiyor. Onlara da Uğur Mumcuların neler yapmak istediğini anlatmak gerekiyor.”



HAKSIZLIKLAR ONU GAZETECİ YAPTI
Uğur Mumcu’nun gazetecilik mesleğine nasıl başladığını anlatan sempozyumun konuğu Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu, “Öncelikle Uğur Mumcu’nun ismini caddelere ve sokaklara verenlere tek tek teşekkür ediyorum. Uğur Mumcu’nun gazetecilik mesleğine başlamasının altında yatan en büyük neden yaşadığı büyük haksızlıklar. Yaşadığı bazı haksızlıkları anlatmam gerekirse; Uğur Mumcu hayatına akademisyen olarak başlıyor. 12 Mart darbesinde tutuklanıyor. Askerliği yedek subay olarak yaparken Patnos’a sakıncalı piyade er olarak sürülüyor. Sakıncalı piyade er olarak askerliğini tamamlandıktan sonra akademisyenliğe geri dönmüyor. Gazetecilik yoluyla halkı aydınlatmak için gazeteciliğe başlıyor. Gerçekleri yazmak gibi bir ilkeniz ve böyle bir çabanız varsa bazı kesimleri tedirgin etmeye başlarsınız. Ancak biz evde böyle bir hava yansıtmıyorduk. Çocuklar babaları öldürüldüğünde ‘biz böyle bir gergin ortamın olduğunu bilmiyorduk’ demişlerdi. Olabildiği kadar onun huzurlu çalışması için elimden geleni yapıyordum. Artan tehditlerden dolayı iş hayatımı sonlandırdım. Uğur da bundan memnun değildi” ifadelerini kullandı. 



UYARMAZ, CESARETLENDİRİRDİM
Uğur Mumcu’nun aile hayatını da anlatan Güldal Mumcu, Uğur Mumcu’nun çocuklarına düşkün bir aile babası olduğunu belirtti. Güldal Mumcu, “Sevgi doluydu ve çocuklarına çok düşkündü. Çocuklarla mutlu dolu dolu bir hayat yaşamışız ancak bu kadar kısa süreceğini bilmezdik. İyi ki böyle yaşamışız. O gerçekleri bulmuş ve belgelemişse hiçbir şekilde uyarmaz cesaretlendirirdim” dedi. 
Uğur Mumcu’nun hayatını kaybettiği güne döndüğünde o dehşet günlerini atlatmak için mücadele ettiklerini dile getiren Güldal Mumcu, “Bu kadar kötü bir şey yaşadığınızda kendi kabuğunuza çekilmek kötü bir şeydir mücadele etmeye devam etmelisiniz diyerek Uğur Mumcu Araştırma Vakfı’nı kurduk. Yeni gazetecilerin yetişmesi için bu vakfı kurduk, 25 yıldır da vakıf ile birlikte çalışıyoruz” diye konuştu. 
BU ZAMANI YAZMIŞ
Uğur Mumcu’nun savunduğu değerleri hatırlatan Gazeteci Ali Sirmen ise, “Uğur Mumcu o zamanı değil bu zamanı anlatıyormuş. Gerçeklere dikkati çeken bir gazeteciydi. Toplumu birçok açıdan uyardı. Ne yazık ki o zaman ki uyarıları dikkate alınmadı. Toplum yavaş yavaş uyanmaya başladı ama geç kalındı. Keşke o zaman Uğur Mumcu’nun uyarıları dikkate alınsaydı. O zaman bugün bu olanlar yaşanmayacaktı” şeklinde konuştu. Menemen Sevgi Yolu’na Uğur Mumcu heykelinin çok yakıştığını dile getiren Sirmen, Uğur Mumcu’nun tarihe not düşen yazılarını aktardı. 
UĞUR’UN YANILDIĞI TEK BİR NOKTA VARDI
Uğur Mumcu’nun kendisine bir gün öldürüleceğini söylediğini dile getiren Sirmen, bir tek bu noktada yanıldığını bildirdi. Sirmen, “Uğur Mumcu’nun İstanbul’da misafiri olduğu günlerde sabahları telefonla konuştuğunda ‘canım’ derdi ben onun hangi tonda canım dendiğinde eşini mi çocuğunu mu aradığını ayırt ederdim. Her zaman iyi aile babası olmayı bilirdi iyi bir dosttu, mücadele etmeyi bilirdi, kimin zor günü olsa yalnız bırakmazdı. Kendisiyle sürekli gülerdik. Zulüm görenlere yalnız değilsiniz mesajını verirdi. Uğur Mumcu öldürülürken yanında bir korumanın olmaması, katillerinin bulunmaması da bir ayıp. Devlet vatandaşlarını korumalıdır. Uğur Mumcu’yu herkes öldürmüş olabilirdi. Öldürüleceğini de biliyordu. Bizlere bir gün beni öldürecekler karım ve çocuklarım ortada kalacak diye üzülürdü. Bir tek orada yanıldı, kitaplarının satışıyla ailesi ayakta durdu. Çocukları akademisyen oldu vakıf devam ediyor ve yeni yeni araştırmacı gazeteciler kazanıyoruz” şeklinde konuştu.