Başkan Uygur’dan seçime ilişkin net ifadeler: “AK Partili sandıklardan DEVA fışkıracak”

Kent gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulunan DEVA Partisi Buca İlçe başkanı Aybar Uygur, seçime ilişkin net ifadeler kullanarak, “AK Parti sandıklarından DEVA fışkıracak” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 10.06.2022 07:36
  • Güncelleme Tarihi : 10.06.2022 07:36
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Başkan Uygur’dan seçime ilişkin net ifadeler: “AK Partili sandıklardan DEVA fışkıracak” haberinin görseli

GÜNÜN MANŞETİ

İLKSES Gazetesi’nin kent siyasetinin önemli aktörlerini ağırladığı ‘Perşembe Sohbetleri’nin bu haftaki konuğu DEVA Partisi Buca İlçe Başkanı Aybar Uygur oldu. Kent gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Uygur, ilçedeki trafik sorununun en büyük problem olduğunu kaydetti. Öte yandan, Buca kültürünün zaman içerisinde yok olduğunu vurgulayan Uygur, “Doyan ile doğanı tekrar bir araya getirip gelecek nesillere yeni bir Buca kültürünü teslim etmek gerekiyor… Köylerimizi, ekilen arazilerimizi kaybetmişiz. Ve kimsenin umurunda değil… Kenara itilmiş, sıkıntılı, sorunlu bir Buca söz konusu” sözlerini gündeme getirdi. Seçime ilişkin de ayrı bir parantez açan Uygur, “AK Parti sandıklarından DEVA fışkıracak” dedi.

PARTİNİN KURULUŞUNDA ÇOK EMEĞİM VAR

Buca’nın siyasetinde, kültüründe ve sporunda oldukça emeği olduğunu hatırlatarak konuşmasına başlayan Uygur, DEVA Partisi Buca’da görevi nasıl kabul ettiğini ise şu şekilde anlattı: “2 Ekim 2021’de Genel Merkez tarafından görevlendirildim. Ben daha önce partinin il başkan yardımcısıydım, partinin kuruluşunda çok emeğim var. Fakat Genel Merkez’deki arkadaşlarımız, ildeki arkadaşlarımız bana, Buca’nın çok önemli bir ilçe olduğunu söylediler. Ben de Buca’ya çok emek vermiş bir insanım. Coğrafyasında, kültüründe, siyasetinde ve sporunda geçmişe dönük oldukça emeklerim var. Aslında bir nevi de temel amacım Buca’ya borcumu ödemekti. Buca’da süreç içindeki değişkenleri izleme, Buca’da geçmişten günümüze gelen her türlü değişimi, geçmişi bilerek bugünü anlayarak, neler yapabileceği konusunda bir çabanın önemini hissettim. Bu önemle de Buca’ya yeni bir ses yeni bir vizyon yeni bir siyasi partide eksiklikleri hissederek cevap vermek istedim.”

BUCA SIRADAN BİR İLÇE DEĞİL!

Buca’nın coğrafi yapısı, kültürü ve nüfusuyla sıradan bir ilçe olmadığına dikkat çeken Uygar, siyasette gençliğe verdiği önemden de bahsederek, “Ben siyasi yaşantımı hep gençlik kollarıyla, gençlik hareketleriyle başlatmış bir insanım. Buca’da da yaklaşık üniversiteyle birlikte 800 binin üstünde bir nüfus var. Buca, Türkiye coğrafyasının aşağı yukarı 53 ilinden daha büyük ve ilçe sıralamasında da ilk 15’te yer alıyor. Yani Buca sıradan bir coğrafya değil. O yüzden burada genç arkadaşlarımla buluşmayı çok istedim. Çünkü Buca çok büyük olmasına rağmen hangi partiye bakarsanız bakın son 20 yıldaki bütün yüzleri hala görevde siyaset yapıyor olarak görüyorsunuz. Bu kadar yoğun bir nüfusta bu kadar az siyaset yapan ve bütün kapıları kapatan bir anlayışta farklı bir yelpazeye açılalım ve alttaki genç kadrolarla olalım istedim. Bizim partinin bir avantajı var internet üzerinden partiye müracaat etme imkanı var. 1997 ve 1998 doğumlu ilçe başkan yardımcılarım var. Araya da geçmişten Buca’ya, Buca’nın siyasetinde sosyal yaşamından olan birkaç arkadaşımı tecrübesine ihtiyacım vardı, koordinasyonu sağlamak için. İlmek ilmek dokuduk ve bu arkadaşları bir araya getirdik” ifadelerine yer verdi.

SANIRIM BİR ŞEYLERİ BAŞARDIK

“Çok önemli bir coğrafyadayız” diyen Uygar, “CHP çok uzun dönemdir iktidar ve belediye neredeyse siyaset alanının tamamını kapsamış. İnsanların sadece siyaset yaşamı değil, geçim kaynağı olmuş nerdeyse… Genelde AK Parti, yerelde CHP iktidarlarının getirdiği sıkışmışlık arasından sıyrılmaya çalışıyoruz. Çok kolay değil ama sanırım bir şeyleri başardık. Kulağıma gelen, duyduklarım, gördüklerim, basındaki kıymetli arkadaşlarla sohbet ettiğimde Buca siyasetinde iyi bir noktaya kendimizi taşıdık. Sanırım İzmir siyasetine de Buca DEVA yavaş yavaş kulaklara geliyor. Çok kısa sürede bunları yaptık” diye konuştu.

AK PARTİ SANDIKLARINDAN DEVA FIŞKIRACAK

DEVA Partisi’nin toplumun beklentilerini oldukça karşılayan bir siyasi harekat olduğunun altını çizen Uygar, “Bize 27 Şubat’ta Yargıtay’dan üye yapma hakkı geldi. Üye yapma hakkı ile birlikte Buca’da 4 ayda bin 200 tane üye yaptık. Bu küçümsenmeyecek bir sayı. Bu sayı gönüllü değil, 700-800 gönüllü arkadaşımız da var. Demek ki halk bizi önemsiyor, yeni bir siyaset anlayışına ihtiyaç var. DEVA Partisi toplumun beklentilerini oldukça karşılayan bir siyasi parti. Beni en çok umutlandıran çok genç bir kitlenin dikkatindeyiz. Bu dikkat bize ayrı bir sorumluluk getiriyor. Ayrıca AK Parti sandıklarından inanın bana DEVA Partisi fışkıracak ve önümüzdeki yıllara damga vuracak bir siyasal harekat olarak önümüzde duracak diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

SAYIN GÜNAY BIRAKINCA BEN DE BIRAKTIM

Sözlerine AK Parti’ye katılış ve ayrılış süreçlerini anlatarak devam eden Uygar, “Benim AK Parti’deki sürecim sayın Ertuğrul Günay ile başlayan bir süreç. Yani o bırakırsa ben de bırakırım mantığındaydım ama AK Parti’ye katılma sürecimiz demokrasiye yapılmak istenen ciddi bir darbeyi içimize sindiremediğimiz içindi. Bizimkisi 367 zorlaması, Cumhurbaşkanı’nın eşinin baş örtülü olması gibi insani duygulara sığmayan bir isyandı aslında. 2002’den 2022’ye kadar gelen süreçte AK Parti’nin bir 10-11 yılı var ki Türkiye Cumhuriyeti’nin bence en kıymetli kazanımları elde ettiği dönemlerden bir tanesi. Biz AK Parti’ye geçtik ama sosyal demokratlığımızdan, yapımızdan, çağdaşlığımızdan hiçbir ödün vermedik. Kendi yapımızla AK Parti’ye katıldık. Bu süreçte ülkeye çok şeyler kazandırdık. Bunun en büyüğü mesela Nazım Hikmet’in vatandaşlığıdır. Madımak Otel’inin insanlık müzesinde dönüştürülmesidir… Sayın Erdoğan ne zaman ki Keçiören’den Saray’a geçti, dört duvar arasına sıkıştı halktan tamamen koptu. Bu anlamda 17-35 Aralık bizi tetiklemişti. Ben o zaman AK Parti’de aday adayıydım ve güçlü bir aday adayıydım. Akil insanların bile ‘Evet Aybar olur’ dedikleri süreçte sayın Ertuğrul Günay istifa edince ben de kalmanın çok anlamlı olmayacağını düşünerek ayrıldım. AK Parti’deki süreç benim için çok farklı bir deneyimdi” dedi.

GENÇLERİN YÜZDE 16’SINI ÇEKİYORUZ

Buca’da ilk defa oy kullanacak gençlerin oranının yüzde 20 olduğunu da açıklayan Uygar, bu yüzdenin yüzde 16’sının tercihinin DEVA Partisi olacağını vurguladı. Uygar, “Ben ilçe binamda en küçük odayı ilçe başkanı odası yaptım. Yani benim odama 3 kişi geldiğinde zor oturuyorsunuz. Birçok partide en lüks oda ilçe başkanı odasıdır, orda oturmayı da severler. Ben sokakta olmayı tercih ediyorum. Bir ilçe başkanı makam odasında değil, sokakta halkla beraber olmalıdır. Buca çok kalabalık ve Anadolu mozaiğinin tamamını kendi içinde barındıran bir ilçe. Ben çok geziyorum gerçekten çok kararsız bir kitle var. Ya da kararını vermiş korkudan sesini çıkartamayan bir kitle var. Hangi kesimle konuşursam konuşayım Türkiye’de bir siyasal değişimin arzusu olduğunu görebiliyorum. Bu çok net. Buca’da çok geniş bir genç kitlemiz var. Buca’nın yeni seçmen kitlesi Buca seçmen sayısının yüzde 20’sinin üzerinde. Biz bu yüzde 20’nin abartmıyorum ama yüzde 15-16’sını çok rahat çekeceğiz. Kararsızlar konusunda çok iddialıyız” değerlendirmesinde bulundu.

EN BÜYÜK SORUN TRAFİK!

Buca’nın DEVA Partisi’ne çok sıcak baktığını söyleyen Başkan Uygur, ilçedeki en büyük sorunun ne olduğunu da değerlendirdi. ‘Trafik ve kültür’ sorununun Buca’da gözle görülür bir problem yarattığını kaydeden Başkan Uygur, “Yerel bazda baktığım zaman trafik sorunu en büyük sıkıntı olarak görülüyor. Ancak genel olarak baktığımda; çok büyük ve kalabalık bir coğrafya. Bu kalabalıkta, insanın olduğu bir zeminde hangi sorunu çözerseniz çözün arkasından muhakkak başka bir sorun gelecektir. Bizde iki tane bölge var… Buca’daki tarihi su kemerlerinden başlayıp Adatepe’ye kadar uzanan yaklaşık 10-12 mahallemiz var. Orada başka bir dünya görürsünüz… Bir de Menderes Caddesinin ana arterlerde sağlı, sollu mahalleleri vardır. Burada ise bambaşka bir dünya. Bu iki yapı arasında daha çok Anadolu’dan gelmiş, çok çocuklu, dar gelirli ve yaşam geliriyle yaşamını sürdüren bir kesim mevcut. Ve o bölgede tam 101 tane hemşeri derneği var. 10-13 tane mahalle, 101 tane de hemşeri dernek. Yani bir ilin ilçelerinin tamamının derneği var. Biz Buca’da kendi kültürümüzü yitirdik. Buca’nın diğer en büyük sorunu kültür sorunu. Buca’nın eskiden bir kültürü vardı. Buca’nın 40 yıl öncesini biliyorum. İzmir’in en elit semti konumundaydı. Coğrafyası yeşile en yakın olan Buca’ydı. Evleriyle, Levantenleriyle, ticaret hayatına kattıklarıyla, yaşam kalitesiyle, göçmenleriyle, damat halaylarıyla, tenis kortlarıyla, at yarışlarıyla adından söz ettiren bir Buca… Bugüne geldiğimizde ise bütün karmaşıklıkları içerisinde barındıran, her şeyi yok edilmiş, hiçbir değeri kalmamış, gelecek nesillere kültür adına bir şey teslim edilemeyecek bir Buca… Buca kültürünü yeniden tanımlamak, Doğu’dan gelen ile Buca’da doğan yani doyan ile doğanı tekrar bir araya getirip gelecek nesillere yeni bir Buca kültürünü teslim etmek gerekiyor.

SON 20 YILDIR SİYASETÇİ YETİŞTİREMİYOR

“Buca’da tütün bahçelerimiz meşhurdu, tütün bırakmadılar. Hepsini binalara çevirdiler” diyerek, ilçedeki sorunları eleştirmeye devam eden Başkan Uygur, “Geçmiş yıllarda bir Buca Spor’umuz vardı; değerdi, markaydı, Buca Spor kalmadı ortada. Kenara itilmiş, sıkıntılı, sorunlu bir Buca söz konusu. Emniyet Müdürlüğü ile toplantı yaptık. İzmir’in değil, Türkiye’nin en sıkıntılı ilçeleri, suç işleme potansiyeli en yüksek ilçeleri arasında Buca birinci sırada. Günde 70 bin kişi giriş yapıyor. Bu 70 bin kişinin yüzde 80’i uyuşturucu ağırlıklı. Üzülüyorum. Geçmişin coğrafyasına bakıyorsunuz, geçmişi biliyorsunuz. Nereden nereye gelmişiz… Köylerimizi, ekilen arazilerimizi kaybetmişiz. Ve kimsenin umurunda değil. Bakın her şeyimizi kaybettik ama en önemlisi neyi kaybettik biliyor musunuz? Işılay Saygın, Yüksel Çakmur, Ahmet Piriştina, Cemil Şeboy gibi isimler Buca’dan çıktı. Ancak Buca son 20 yıldır siyasetçi yetiştiremiyor. Çünkü savruluyor; gelen vuruyor, giden vuruyor. Benim soyadım Piriştina olacak ve belediye başkanı olacağım, beni spatula ile kazımaları gerekiyor. Buca’ya bu kadar çökmüş bir soyadının oğlu Buca’da belediye başkanlığı yapmış ama şu an konuşulmuyor. Çünkü artık hikaye yaratamıyoruz. O yüzden bizim tekrar Buca, İzmir ve Türkiye siyasetine damga vuracak siyasetçi yetiştirme zorunluluğumuz var” ifadelerini kullandı.

CHP KENDİSİNİ SORGULAMALI!

Öte yandan, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) kentteki yönetimini de değerlendiren Uygur, net ve önemli ifadeler kullanarak, “CHP kendisini ciddi anlamda sorgulamalı. Bunu sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi ya da ilçe belediyeleri anlamında söylemiyorum. Ben belediyede çalışan birinin siyaset yapmasını çok doğru bulmuyorum. Belediye, liyakat dışında, parti dengesi ve gücü üzerindeki görevlendirmelerle çok sallanıyor! Acaba diyorum CHP’yi kendi yeteneklerinden kendi sorumluluklarından alıkoyan en önemli sebeplerden bir tanesi bu mu diyorum. Çalışan sayısı 1 yerine 3’e çıktıysa bütçenin ağırlık bir bölümü personel giderlerine, tazminatlarına ve sigorta ödemelerine gidiyorsa oturup düşünmek lazım. Bizim bu konuda ciddi sıkıntılarımız olduğunu düşünüyorum. Başka bir siyasi partinin içişlerine müdahil olupta nezaketsizlik göstermek istemem açıkçası” dedi.

TÜRKİYE’NİN ÇIKIŞI ORTAK AKILDA

6’lı masanın Türk siyasetinde son 20 yıldır olan tek sesliliği ortadan kaldıran bir çalışma olduğunu ondan dolayı da çok önemsediğini ifade eden Uygur, “Türkiye’nin çok sesliliğe, çok farklı düşüncelerin bir havuzda birikerek buradan toplumun faydasına dönüşebilecek fikirlerin üretilmesi bunun uygulanmaya çalışılmasını önemli buluyorum ve Türkiye’nin çıkışının da ortak akılda olduğunu düşünenlerdenim. Bu anlamda 6’lı masanın kıymetini en iyi bilenlerden biriyim. Bu konuda da CHP Genel Başkanının göstermiş olduğu özveriye 6’lı masanın hep bir arada tutulmasında Sayın Kılıçdaroğlu’nun büyük bir faktör olduğunu düşünüyorum. Ancak bizde bir siyasi partiyiz ve iddialı bir siyasi partiyiz. Bizim çok kısa sürede Türkiye’nin tamamında örgütlenip seçim gücünü elimize aldıktan sonra başka bir siyasi partinin altında seçime girmek niyetimiz yok. Bu çok net söylüyorum. Biz 6’lı masanın aldığı her kararı uygulama konusunda kendimizi sorumlu hissediyoruz. Cumhurbaşkanı adaylığında 6’lı masanın belirlediği adayın arkasında olacağız. Ama 6’lı masa Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra nereye gider o şu anda konuşulacak konu değil. Şu andaki tek gündemimiz Cumhurbaşkanı adayı kimin olacağı ve bu adayı belirlerken ki kriterler neler, seçim güvenliğinin durumu çünkü çok bariz görüyorum sokakta vatandaşlar konuşuyor; eğer bir sandık konacaksa mevcut hükümetin gideceği aşikar. Ama doğru bir adayla mümkün olur. Umut edelim ki 6’lı masa en iyi adayı belirler ve bizde üzerimize düşen sorumluluğu yaparız. Kişisel olarak Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kılıçdaroğlu da olabilir. 6’lı masanın belirleyeceği ve bizim kendi gönlümüzden geçen kendi genel başkanımızın adaylığıdır. Ortak mutabakatla kim aday olursa biz kendi üzerimize düşen görevi getireceğiz. Bu konuda çünkü belirlenecek aday bu ülkenin Cumhurbaşkanı olacak. Bunda en ufak bir kuşkumuz yok.

BUCA METROSU GEÇ KALMIŞ BİR PROJE

Buca gündemini uzunca bir süre meşgul eden Buca Metrosu ve Buca Cezaevi ile ilgili de fikirlerini söyleyen Uygur, “Şehrin göbeğinde kalan bir cezaevinin kaldırılması ya da bu kadar kalabalık yoğun bir kente metronun gelme çalışması mega proje olarak adlandırılıyor. Aslında bu bile Buca’ya nasıl uzak ve yan gözle bakıldığının en büyük göstergesidir. Metro Buca trafiğini oldukça rahatlatacak ama çok geç kalmış bir proje. Benim gözümde mega bir proje değil. Yatırım anlamında sayısal gücü fazla olabilir ama zamanlamasında Buca’nın yoğunluğuna bakıldığında çok ama çok önce planlanması gerekirdi. Bunu sağlayan her kimse kim nokta kadar adım atıyorsa biz onun arkasında durur alkışlamasını biliriz ki temel atma töreninde İl Başkanım ile beraber yan yana oturarak projenin ne kadar zaruri olduğunu hissederek gönülden alkışladık. Kendi öz kaynakları ile yapılması İzmir ve bizim için ayrı bir gurur kaynağı. Bunun dışında Buca Cezaevi siyaset eşgüdümünün bir insan yaşamına bir kent yaşamına ne kadar fayda sağladığının en büyük ispatlarından bir tanesi. Aslında çok uzun yıllardır Buca Cezaevi’nin kaldırılma hikayesi vardı ama hiç bu kadar eş güdümle etkin hale dönüştürülmemişti. Ben sadece Buca’daki cezaevinin değil ülkedeki tüm cezaevlerinin kaldırılmasından yanayım. İnşallah hiç böyle yerlere ihtiyaç olmaz diye düşünüyorum. Şehrin çok ortasındaydı ve ciddi bir eşgüdümle gerek ilçe belediye başkanının gerekse büyükşehir belediye başkanının AK Parti İzmir milletvekillerinin çabası ile kaldırıldı. Ben cezaevi kaldırıldıktan sonraki sürecin kaldırılmadan önceki süreçle eşdeğer götürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Nasıl bir eşgüdümle kaldırıldıysa yine kaldırıldıktan sonra da yine bir eşgüdüm sağlanabilir. Ben orada yapılan eylemlere de çok olumlu bakmıyorum. Bu eylemlere karşılık iktidar yanlısı açıklamaları da doğru bulmuyorum. Bir referandum yapılabilir. Orası 2003’ten beri tarım ve ticaret merkezi. Bu ülkede 2003’ten beri Buca’daki büyükşehir meclis üyeleri hangi partidendi. Niye şimdiye kadar ses çıkarmadılar. 20 yıldır İzmir’i kim ve hangi belediyeler yönetiyor. 20 yıldır tarım ve ticaret merkeziydi de bir tane meclis üyesinin sesi çıktı mı burası yeşil alan olsun diye. Eşgüdüm yıkıyor ondan sonra burayı yeşil alan istiyorlar. Eyvallah yeşil alan olsun ama hep beraber yapana da hakkını vererek birlikte Buca halkına en iyi hizmeti sunma noktasında bu eşgüdümü sürdürmeliyiz” diye konuştu.

GÖRDÜKLERİMDEN UYUYAMADIM!

Son günlerde yaşanan ekonomik sıkıntılarla ilgili de açıklamalarda bulunan Uygur, “Bir Ramazan ayı yaşadım ki… Klasiktir Ramazan’da dar gelirli ailelere destek olmak noktasında çalıştık. Sağ olsunlar arkadaşlarımız ile beraber bir destek kampanyası yürüttüm. Ev ev gezdim. Ben Ramazan ayı boyunca uyku nedir bilmedim. Gezdiğimden değil, gördüğümden dolayı, yaşam biçimlerinden dolayı. Hakikaten toplum çok zorda inşallah toplumsal buhrana dönüşmez bu. Bu süreci doğru yönetemezsek gördüğüm tablo Buca için söylüyorum; yaptığınız yardım belki 3-4 gün bir aileye yetecek ama ya sonrası ne olacak? Ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Biz bu ülkenin insanının bu kadar zor durumda olmasını kabullenme fikrinde değiliz. Bir an önce bu ülkede adaleti, bereketi büyütmek zorundayız. Paylaştığımız ekmeği büyütmemiz gerekiyor. Eğer ekmek küçülürse bu sefer kavga çıkar. Ekmeği çoğaltırsak ve büyütürsek insanlar kavgasız ve gürültüsüz yaşarlar. O yüzden gördüğüm tablolar facia” dedi.

GÖREV GELİRSE KAÇMAM

Siyasi yaşamında bundan sonra olacaklarla ilgi hayallerini ve düşüncelerini de samimiyetle açıklayan Uygur, şu ifadeleri kullandı: “Çok siyaset doygunluğu içindeyim. Ciddi bir siyaset okulunda büyüdüm. Bugün insanların rüyasında bile tanışmak için çaba sarf ettiği insanlarla siyaset yapma imkanım oldu. Onlarda bana çok şey kazandırdılar. Eğer Buca’da bir hikaye yazabilirsek bunun belediye başkanlığı, milletvekilliği olmasının önemi yok İlçe başkanlığı benim için en kutsal görev. Bu görevi tamamladıktan sonra da pırıl pırıl genç bir arkadaşıma devretmekte huzuruna erersem bu benim içim makamların en kıymetlisi ama bu halk bana görev verir ve Yüce Yaradan da bana bu görevi uygulama şansı verirse hiçbir görevden kaçmadım ve kaçmayacağım. Ama siyasette hayalleriniz ve istekleriniz olabilir ama son dakikada değişkenlikleri herkes bilir. O yüzden bir şeyi hayal etmek güzel ama siyasette uygulama konusuna gelince ben bir belediye başkanı kadar bütçem yok ama bir belediye başkanının dünyası kadar insanlara dokunabilme şansına sahibim. Şans bizi nereye götürür ne yapar bilemiyorum ama belediye başkanlığı sizin göreve çağrılmanız ile oluşabilecek bir şey. Toplum eğer bu göreve bizi çağırırsa kulaklarımızı tıkar oturmayız. Tek başımıza hiçbir şey yapamayız. Siyaset bir kadro hareketidir. Arkadaşlarımız ile konuşur onlar uygun görür halkta teveccüh gösterirse ne olur bilemeyiz. Bugünden yarına siyaseten bir şey söylemek doğru değil. Benim derdim bir hikaye yazıp bu hikayenin başlığını koymak. Paylaştığımız ekmeği büyütme konusunda elimizden geldiğince çabalıyoruz o konuda ne kadar başarılı oluruz bilemiyorum.”

HAYRANLIKLA İZLENMESİ GEREKEN BİRİ

Deva Parti İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen ile ilgili de görüşlerini paylaşan Uygur, “Seda Hanım çok genç bir arkadaşımız. Geçmişi itibariyle sivil toplum örgütlerinde İzmir’e çok önemli dokunuşları var. Siyaset yapma gibi çok zor bir alanı 20 yıllık bir iktidar gücüne rağmen çok önemli bir sanayici aileden gelerek yapıyor. Bu çok ciddi bir sorumluluk. O anlamda sadece bu saygınlıkla bile hayranlıkla izlenmesi gereken ve İzmir’de siyasi partilerdeki tek kadın il başkanı. Kadınların siyasetteki etkisi ne kadar artarsa siyasetin nezaketi de o kadar çoğalıyor. Anaçlık duygusu işin içine girdiği zaman siyasetin keyfi ortaya çıkıyor. O yüzden bir kadınla da çalışmanın keyfini yaşıyoruz. Hele başarılı bir kadınsa da çok daha keyfini yaşıyoruz. Omuzdaşı olarak en büyük ilçesinin ilçe başkanıyım. Koskocaman bir ilin il başkanı kendisi ve birlikte omuz omuza çalışıyoruz. Bizde kadın ağırlığı çok yüksek bir siyasi partiyiz. O yüzden de çok gururlu olduğumu söylemeliyim” dedi.