Beyaz altına kuraklık çarptı!

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

Tüm dünyada etkisini gösteren ve ülkemizde de kırmızı alarm veren kuraklık ve susuzluk, tarım alanlarını tehdit etmeye devam ediyor. Kuraklığın sebep olduğu buğday ve arpada yaşanılan verim kaybı, pamuk üreticilerini şimdiden teyakkuza geçirdi. Bu konuda Devlet Su İşleri (DSİ) yetkililerine seslenen Ulusal Pamuk Konseyi (UPK) Yönetim Kurulu Başkanı Bertan Balçık, DSİ’nin suyu adil bir şekilde dağıtması gerektiğinin altını çizdi. Ege Bölgesi’nde kuraklık sebebiyle pamuk üretiminde geçen seneye göre yüzde 25-30 oranında bir verim kaybı yaşayacağını söyleyen Balçık, girdi maliyetlerindeki artışa da vurgu yaptı.

DSİ SUYU ADİL DAĞITMALI!

DSİ’nin su kısıtlaması uygulamasının devam ettiğine dikkat çeken Balçık, DSİ’nin suyu adil bir şekilde dağıtması gerektiğini vurguladı. Balçık, şunları söyledi: “Aşağı yukarı 23 ilde pamuk üretimi yapılıyor. Ege Bölgesi’nin genelinde, Çukurova ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kuraklık etkisi hala devam ediyor. Özellikle Devlet Su İşleri’nin sulama sahası içerisinde yer alan ovalarımızda su kısıtlaması uygulaması yapılıyor. Baraj havzalarında geçen senelere oranla daha sık olduğu için mevcut su miktarı üzerinden sulama programı yapıldı. Birçok ilimizde valilerimizin başkanlığında Mart ayı itibariyle planlamalar yapılıp, üreticilere duyuruldu. Üreticilerimiz de kendi önlemlerini almak adına tohum ekim tarihini oluşturuyor. Yine üreticiler ilk suyun verileceği zamana kadar yapacakları toprak işleme ve gübreleme uygulamalarıyla bu süreci yönetmek adına ellerinden gelen önlemi aldılar. DSİ’nin sahada suyun adil dağıtımı noktasında çok titiz bir çalışma göstermesini bekliyoruz. Hiç kimseye bir haksızlık, hiç kimseye bir kayırmacılık yapılmasını hiç kimse istemez. Elbette ki DSİ yetkililerimiz de böyle bir şey istemez. Ancak hem DSİ yetkililerimize hem de sulama birliklerimize bu sene çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Suyun adil dağıtılması noktasında pamuk üreticilerimizin kendilerinden en büyük beklentisi budur.”

KENDİMİZİ KURTARMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL!

Kuraklıktan dolayı Ege Bölgesi’nde yüzde 25 ila 30 arasında bir verim kaybı beklediklerini belirten Balçık, pamuk üreticisinin 2020’de kuraklığı tecrübe ettiğini dile getirdi. Balçık, “Ege Bölgesi’nde bu yıl, hem Küçük Menderes hem de Büyük Menderes havzalarında sulamayla ilgili sıkıntılar daha önce 2020 yılında yaşanan sıkıntılarla benzer özellikler taşıyor. O yıllarda yaşadıklarımız üreticilerimize tecrübe kazandırmıştı. Hem DSİ hem sulama birliklerinde görev yapan mühendisler hem de pamuk yetiştiren üreticilerimiz böyle kurak ve su imkanlarının kısıtlı olduğu bir yılda neler yapması gerektiğini iyi biliyor. Bu şekilde bakıldığında olumlu bir tecrübe ama kuraklığın etkisinden ve sulama imkanının az olmasından dolayı yaşayacağımız verim kaybından kendimizi kurtarmamız da pek mümkün değil. Yani kuraklığın ister istemez pamuk üretiminde verim anlamında bir miktar kayıplara sebep olacağını söyleyebiliriz. Ege Bölgesi’ndeki verim ortalamamız 500 kilo civarı. Bu miktarın yüzde 25 ile yüzde 30 düşüş yaşayacağını söyleyebiliriz. Bu da ciddi bir verim kaybı söz konusu” diye konuştu.

GİRDİ FİYATLARI ÇOK YÜKSEK!

Kuraklıkla birlikte girdi fiyatlarının da üreticiyi ciddi anlamda olumsuz etkilediğinin altını çizen Balçık, “Buradaki olumsuzluğu şöyle ifade etmek istiyorum. Pamuk yetiştirmek için mutlaka belirli girdileri kullanmanız lazım. Bu girdilerdeki artışlar da çok yüksek. Özellikle gübre, mazot ve zirai ilaçlardaki girdi fiyatları inanılmaz yüksek. Üretici bu masrafların altından kalkmakta ciddi güçlükler yaşıyor” dedi.

PRİM DESTEĞİ 1,50 TL OLSUN!

Alternatifi olan üreticinin pamuk üretimini bırakarak su gerektirmeyen ürünlere yöneldiğini ifade eden Balçık, geçen seneki pamuk prim desteğinin hala daha ödenmediğini belirtti. Gelecek senenin prim desteğinin şimdiki rakamlarla 1,50 TL olmasını istediklerini de sözlerine ekleyen Balçık, bunun için şimdiden çalışılması gerektiğini söyledi. Balçık, “Kuraklıktan dolayı önceki senelere göre daha az verim olacağı için üreticinin elde edeceği gelir ister istemez azalacak. Üretici bu durumun farkında ama maalesef çok fazla alternatifi yok. Zaten alternatifi olanlar pamuk üretimini bırakıp buğday ve ayçiçeği ekti. Üretici böylelikle su gerektirmeyen ürünlere yönelmiş oldu. Bu geçişi yapabilenler yaptı ama geri kalanlar pamuk yetiştirmek zorunda ve biraz önce söylediğim gibi ciddi bir gelir kaybı yaşayacak. Bunun telafi edilmesi için şimdiden önümüzdeki yılın prim miktarı üzerinde çalışılması gerekiyor. Geçen sene pamuktaki prim desteği 1 TL 10 kuruştu ve bu destekler daha ödenmedi. Bu hafta ödenmeye başlanacak. Bu gecikmeler de üreticiyi nakit paraya ulaştırmak anlamında olumsuz etkiliyor. Bütün bu yaşanılan olumsuzluklar göz önünde bulundurularak şimdiden 1 TL 10 kuruşluk primin bugün ki rakamlarla konuşuyorum en az 1 TL 50 kuruşa çıkartılması gerektiğini düşünüyorum. Bunun şimdiden çalışılması gerekiyor” diye konuştu.

Haber Merkezi