Bilge Vezir Nizamülmülk Bin yaşında

Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi’nin düzenlemiş olduğu ‘Kültür Sohbetleri Programı’na Doç.Dr. Erkan Göksun konuk oldu. Programda, Bilge Vezir Nizamülmülk ve Selçuklular’ konulu sunum yapıldı


  • Oluşturulma Tarihi : 15.10.2018 13:15
  • Güncelleme Tarihi : 15.10.2018 13:15
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Bilge Vezir Nizamülmülk  Bin yaşında haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi, yıllardır hazırladığı programlarla okul görevi yapıyor. Her hafta uzmanlar tarafından gündeme taşıdığı konular ile dinleyicilerine eğitim ve öğretim konusunda büyük hizmet veren TYB; yazar, şair ve kültür çalışanlarını hedef aldığından genellikle konuları da ona göre seçiyor. Bu konuların dinleyicileri belli kişiler olsa da TYB İzmir Şubesi hedefine varmış oluyor. Şubenin bu hafta dinleyicileri ile tanıştırdığı kişi ise Türk Ortaçağ Tarihçisi ve Yazarı Doç.Dr. Erkan Göksun. ‘Cumartesi Sohbetleri’nin konuğu olan Göksun, ‘Doğumunun 1000. yılında Bilge Vezir Nizamülmülk ve Selçuklular’ konulu bir sohbet gerçekleştirdi. Erkan Göksun, sunumunda Selçuklu Tarihi hakkında birçok konuya değindi, daha çok Nizamülmülk dönemini ele aldı.
“BİRÇOK KONU AYDINLANDI”
Türk Ortaçağ tarihçisi olarak çalışmalarını Selçuklular üzerinde yapan Göksun, bu çalışmalarıyla birçok karanlık noktayı aydınlığa çıkarmayı başardı. Böylece bilinmeyen birçok konu aydınlanmış ve yanlış bilinenler de düzeltilmiştir. Bu çalışmaların ortaya çıkmasıyla Selçuklu Devleti Tarihi’ne yönelmeler başlamış, Türk tarihi parça parça ortaya çıkarılmıştır. Selçuklular’ın en önemli Türk devletlerinden bir tanesi olduğunu kaydeden Göksun, “Bu güne kadar Selçuklu Tarihi belli bir sınırın ötesine geçememiştir. Son zamanlarda bu döneme ilgi arttı. Selçuklu Tarihi de gelişmeye başladı. Selçuklu Tarihinde en çok merak edilen Nizamülmülk meselesidir. Bizim tarihimizde Türk devlet adamlarına karşı ön yargılı bir yaklaşım vardır. Bu özellik Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında Türk olmayan devlet adamlarına karşı da olmuştur” diyerek sohbete devam etti.
“EN ŞANLI DEVİR”
Nizamülmülk hakkında bilgi veren Göksun, “10 Nisan 1018 tarihinde Tus, İran‘da doğmuştur. Varlıklı olan babası sayesinde iki kardeşi ile birlikte, devrin en iyi şartları içinde yetiştirildi. Devlet işleri ve siyaset ilgisini çektikten sonra Horasan bölgesini dolaşmış ve burada bazı devlet adamlarının himayesine girmiştir. 1064 yılında Büyük Selçuklu devletine vezir olarak atanan Nizamülmük, hem Alp Arslan hem de Melikşah döneminde görevlerde bulunmuştur. Sultan Alp Arslan’ın ölümüyle veliaht Melikşah’ın tahta geçmesini sağlayıp, nizam ve asayişin korunmasında başarılı olmuştur. Sultan Melikşah, devletin idaresinde ona çok büyük ve geniş yetkiler vermiştir. Nizâmülmülk’ün akıllı, tedbirli ve adaletli idaresi sâyesinde de, Melikşah’ın saltanatı, aynı zamanda Büyük Selçuklu Devleti’nin de en parlak ve en şanlı devri olmuştur” dedi.
ARİSTOKRAT BİR AİLE
Nizamülmülk’ün ölümüne değinen Göksun, “14 Ekim 1092 tarihinde Nihavend, İran’da 74 yaşında iken bir Haşhaşi tarafından zehirli bir hançer ile öldürülmüştür. Nizamülmülk’ün yaptırdığı Bağdat Medresesi ve diğer medreseler (ki bunlar o zamanın en büyük üniversiteleriydi) dünyanın ilk üniversiteleri sayılmaktadır” ifadelerine yer verdi. Nizamülmülk’ün uzun yıllar Selçuklu Devleti’ne hizmet ettiğini aktaran Göksun, şu cümleleri kurdu: “Nizamülmülk, aristokrat bir ailenin çocuğu. O zaman çiftçi ailelerin çocuklarının okuduğuna pek rastlanmazdı. Genellikle bey, sultan, hanedan çocukları okur ve bunlar devlet işlerinde yerlerini alırlardı. Çok nadir istisnalar olabiliyordu. Örneğin, bazı çocukların devlet büyükleri tarafından fark edilip devlet hizmetinde yer alması sağlanabiliyordu.”