Bilinçlerimiz değişmeli

EBSO, İZTO ve TOBB’un İzmir kadın temsilcileri 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle ilk defa bir araya gelerek şiddete dayalı zihniyetin değiştirilerek sevgi ve eşitliğe dayalı bir bilinç geliştirilmesi gerektiğini belirttiler


  • Oluşturulma Tarihi : 10.03.2015 07:46
  • Güncelleme Tarihi : 10.03.2015 07:46
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Bilinçlerimiz değişmeli

NİLGÜN TAZE

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), İzmir Ticaret Odası (İZTO) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)’nin kadın temsilcileri adına konuşma yapan EBSO Meclis Başkan yardımcısı Işın Yılmaz, İzmir odalarının ilk kez Kadınlar Günü için bir araya geldiklerini belirterek kadınlar gününün 8 Mart 1908’de New York’ta kadın işçilerin daha iyi çalışma şartları için grev yaparken kapılarının kitlenmesi sonucu 129 kadın işçinin yanarak ölmesi sonucu ortaya çıktığını hatırlattı.  8 Mart 1857’de de yine New York 40 bin kadın dokuma işçisinin çalışma saatlerini 16 saatten 10 saate indirilmesi ve ücret artışı için grev yaptığını vurgulayan Yılmaz, “Tüm bu olaylar üzerine 26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka Kopenhag Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Almanya Sosyal Demokrat Partiden Lara ZETKIN İnternational Women’s Day olarak bu günün anılmasını sağlar. I. ve II. Dünya savaşları sırasında birçok ülkede kutlaması yasaklanan bugün 8 Mart 1921 Moskova’da tekrar gündeme gelmiştir.

16 Aralık 1977 Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak kabul edilmiştir. Her toplumda konular ve olaylar birbirinden farklı algılanmakta ve değerlendirilmekte olduğu gibi, Türkiye’de de algılanmış olup zamanla değişime uğrayarak günümüzdeki algı biçimini almıştır. Kendi adıma söylemek gerekirse önceleri hatırladığım Kadınlar Günü erkekler tarafından kadına sevgi, saygı, şefkat, vefa ve müteşekkirlik gösterme anlamı taşır ve çiçekler ile taçlandırılırdı. Yani annesine kendisini var ettiğinden ve vefasından ötürü, eşine desteğinden ve sevgisinden ötürü, kızına da varlığından ötürü bir minnet anlamı taşır ve senede bir  günde olsa biz kadınlarda zarif bir nezaket görme hazzı yaşatırdı. Oysa seneler geçtikçe dünyada ve ülkemizde globalleşme gerçekleştikçe, koşullar değiştikçe uluslararası düzeyde kadınların ekonomik ve sosyal toplumda edinimleri rasyonel bir şekilde değerlendirilip kadınlarımız durumlarının farkına vardıkça, algılar da değişmiştir. Kadınlarımız kendi haklarını arama ve erkekler ile ekonomik sosyal boyutlarda haklarının kıyaslandığı bir konumda 8 Martları kutlamaya başlamıştır. Artık 8 Martlar kadınların hak ettiklerine inandıkları değerlerin peşinde koştukları ve mücadele ettikleri simgeleyen günlere dönmüştür. Bundan 6 yıl öncesine kadar olan dönemlere baktığımızda EBSO, İZTO ve İTB de 1-2 istisna haricinde biz kadınların meclis üyesi, yönetim kurulu üyesi, meclis başkanlığı ve vekili görevleri aldığı görülmemektedir. Yaklaşık son 8 yıllık süreçte Türkiye’de kadınlar ekonomik sosyal idari temsilci konumlardaki eksikliklerinin farkına vararak el ele vererek birçok kadın toplulukları kurmuşlar ve hak ettikleri koltuk yetki ve sorumlulukları bir nebze de olsa almayı başarabilmiştir” dedi.

FIRSAT EŞİTLİĞİ KAÇINILMAZ

Birçok kadının içinde bulunduğu mücadelelerde  erkeklerle fırsat eşitliği arayışlarının sürdüğünü ve edindikleri ekonomik, sosyal hakların korumayı, yetkileri artırarak sürdürmeyi böylece topluma örnek teşkil etmeyi amaçladıklarını belirten Yılmaz, “Sosyal ve ekonomik alanlarda kadınlarımızın erkeklerden de daha çok destek alarak daha çok yerde olabilmesini sağlamak istiyoruz. Cinsiyet eşitliği hak eşitliği fırsat eşitliği ve adalet eşitliği için gücümüze yettiğince çalışacağız. Gelelim günümüz 8 Mart Kadınlar Günü algısına, gönül isterdi ki şu anda kendi sosyal politik ekonomik hak ve özgürlüklerimizi ABD ve Avrupa ülkelerindeki kadınların edinimleriyle karşılaştırma çabasında olabilseydik sadece. Oysa maalesef şu an içinde bulunduğumuz durum oldukça vahim. Sayıları git gide artan vahşi işkence ve ölümlerden kız çocuklarımızı genç kızlarımızı ve kadınlarımızı koruyamıyoruz. Kadınlara insanlık dışı işkence taciz tecavüz eden vahşice öldüren erkeklere caydırıcı cezalar verilmemekte ve önüne geçilememektedir. Kadınların son zamanlarda çokça karşılaştığı gitgide değersizleştirilmeye ve toplumdan uzaklaştırmaya yönelik davranışlarla mücadele etmek zorundayız. 21. yüzyılda hal kadın erkek eşitliğini tartışıyor, eğitimsiz eğitimli bir takım kişilerin kadınlardan başarısızlıklarının acısını şiddet göstererek işkence ederek öldürerek ve tatmin olmalarına çözüm bulamıyoruz.

Neyse ki Türk toplumu her zaman olduğu gibi sağduyusuyla davranmıştır. Ne acıdır ki maalesef gene bir üniversitede kız öğrencisinin evine dönerken vahşi bir şekilde taciz görerek işkence ile öldürülmesi neticesinde / sebebiyle vahşete karşı topyekun halkımız ayaklanmıştır. Senelerce biz kadın kadına mücadele vererek kadınlara yapılan şiddet taciz tecavüz ve özellikle yakınları tarafından yapılan kadına infazlarına kendi aramızda çare bulmaya çalıştık. Ama azalmasını bırakın yerine hızla artmakta. Son Özgecan kızımızı yaşadığı vahşet artık Türk toplumunda infial yaratmıştır. Erkekler bugüne dek görmediğimiz bir şekilde konuya hassasiyet göstermişler ve konuya ilk kez bu kadar yoğun ve ciddi bir tepki vermiştir. Suya atılan taşın genişleyen halkaları gibi etkisi büyüyerek artmıştır. Artık kadın cinayetleri ciddi ciddi erkekler tarafından konuşulmakta ve çare aranmaktadır. Beylere sesleniyorum!

Beyler artık sıra sizde bu işkencelerin şiddetin vahşetin ve kadın ölümlerinin durdurulması için artık bizlerle el ele vererek neler yapılabileceğini tartışın, konuşun, anlatın. Sizlerin hemcinslerinizi daha kolay ikna edebileceğinizi düşünerek, lütfen caydırıcı cezaların uygulamalarını önerin, uygulatın ve takipçisi olun. Madem birçoğunuz bizlerle eşit olduğunuza inanıyorsunuz hak fırsat adalet konusunda o zaman kadınlarımızın insanca yaşama haklarını savunun, koruyun” çağrısında bulundu.

Haber Merkezi