- Gündem
- 22.09.2025 00:08
Duygudurum Vakfı (DUVAK) öncülüğünde ruh sağlığı ve nörobilim alanında dünyanın en seçkin 27 bilim insanı İstanbul'da bir araya geldi
5-6 Temmuz tarihlerinde İTÜ Taşkışla'da düzenlenmiş olan 3. Bipolar Zirvesi Master Akademi, alanında uzman bilim insanlarını İstanbul’da buluşturdu. İki gün süren zirvede, bipolar bozukluğun tedavisinde “kişiye özel” yaklaşımlar, çığır açan genetik araştırmalar ve beynin sırlarını aydınlatan yeni teknolojiler masaya yatırıldı.
Programa ev sahipliği yapan Duygudurum Vakfı (DUVAK) Kurucu Başkanı ve Bipolar Zirvesi Kongre Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Yıldız “Bipolar Master Akademi’nin ilkini 2012 yılında Kapadokya’da gerçekleştirmiştik. Bu yıl üçüncüsünü gerçekleştiriyor olmamız çok kıymetli. Amacımız yalnızca bilim üretmek değil; bizden sonraki genç kuşaklara da yol göstermek, bilgiye erişim kapılarını açmak.” dedi.
Prof. Dr. Ayşegül Yıldız (Yavuz) Başkanlığında, Duygudurum Vakfı (DUVAK) tarafından düzenlenen Bipolar Zirvesi Master Akademi 2025, Amerika, Kanada, İngiltere ve Avrupa'nın da dahil olduğu 12 ülkeden 27 bilim insanını İstanbul’da bir araya getirdi.
5-6 Temmuz 2025 tarihlerinde İTÜ Taşkışla’da gerçekleştirilen bu özel bilimsel etkinlikte, 12 ülkeden gelen nörobilimciler, psikiyatristler ve klinik uzmanlar, bipolar bozukluk ve depresyon başta olmak üzere zihinsel sağlık konularında en güncel araştırmaları ve tedavi yaklaşımlarını paylaştı. Yoğun ilgi gören zirvede, bipolar bozukluğun tanı ve tedavisinde gelinen son nokta, ezber bozan araştırmalar ve geleceğin tedavi paradigmaları tartışıldı.
Etkinlikte, bipolar bozukluk ile metabolizma ilişkisi, lityum tedavisinin güncel boyutları, gebelik ve emzirme döneminde güvenli psikiyatri, TMS ve modern EKT uygulamaları, genetik belirteçler ve kişiye özel tedavi, bipolar II’nin tanı ve tedavisindeki yeni paradigmalar gibi konular ele alındı.
DUVAK Kurucu Başkanı ve Bipolar Zirvesi Master Akademi Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Yıldız, bu zirvenin Duygudurum Vakfı ve kendisi adına önemli bir misyonu gerçekleştirdiğini ifade etti. Dr. Yıldız,
“Bipolar Master Akademi’nin üçüncüsünü gerçekleştiriyor olmamız çok kıymetli. Bilim insanları olarak amacımız yalnızca bilim üretmek değil; bizden sonraki genç kuşaklara da yol göstermek, bilgiye erişim kapılarını açmak olmalı. Genç, taze, öğrenmeye açık ve istekli beyinler için bu tür organizasyonlar çok değerli. Türkiye, genç beyinleriyle, tedavi bekleyen hastalarıyla, dünyada bizlerin Türk Bilim İnsanları olarak geldiği yer ve bu toplantıda kanıtlanan Bilim Liderleri ve Kurumları ile Network imkanı ile açısından önemli bir potansiyel arz ediyor. Yeter ki bu potansiyel doğru şekilde yönlendirilsin. Ülkemizdeki hastalar da dünyanın diğer yerlerindekilerle aynı tedavi kalitesini hak ediyorlar. Üstelik verilen iyi hizmet, doğru tedavi yaklaşımı ve alınan olumlu yanıtlar, hastalar tarafından büyük bir minnettarlıkla karşılanıyor. Türkiye için bu yüksek potansiyeli ürüne dönüştürmekteki ilk adım, bireysel çıkarların önüne evrensel bilimi ve bu doğrultudaki değerleri koyabilmektir” dedi.
Bilimde elbette klinik deneyim önemlidir. Ancak bilimsel rehberin temeli kanıta dayalı bilgidir. Doğru kanıt analizi ve doğru yorumlama ile ilerlediğinizde, bu bilimsel rehber sizi tedavide başarıya çok daha yakınlaştırır. Bizim burada yapmaya çalıştığımız şey de tam olarak bu: Yıllardır ilaçların hem etki gücünü hem de yan etkilerini matematiksel modellerle analiz ediyoruz. Aynı zamanda henüz piyasaya çıkmamış olan yeni ilaç adaylarının da klinik araştırmalarını yakından takip ediyoruz. Bu verileri de modellerimize dâhil ederek hem etkilerini hem de olası yan etkilerini öngörebiliyoruz. İlaç seçiminde bu matematiksel yaklaşımı kullandığınızda, tedavi stratejiniz tamamen farklı bir boyuta taşınıyor. Bu sayede tedavideki başarı oranı da çok daha belirgin şekilde yükseliyor.”
Prof. Dr. Yıldız, Türk hekimlerinin öğrenme arzusuna dikkat çekerek, “Salon tamamen dolu. Bu, Türkiye'de ciddi bir öğrenme isteği ve beyin kapasitesi olduğunu gösteriyor. Potansiyelimiz dünyadan farklı değil, yeter ki doğru kapıları açabilelim.” ifadesinde bulundu.
Zirvenin ana temalarından biri, her hastanın benzersiz olduğu gerçeğine dayanan kişiselleştirilmiş tedaviydi. Selanik Aristoteles Üniversitesi’nden Prof. Dr. Konstantinos Fountoulakis, bu yaklaşımı “tıbbın kutsal kâsesi” olarak tanımladı. Bipolar bozukluğun karmaşıklığına vurgu yapan Prof. Dr. Fountoulakis, özellikle en yıkıcı aşama olan kronik bipolar depresyonu “manik yangının külleri” olarak nitelendirdi.
“Hiçbir hasta birbirine benzemez. Tedavi stratejimiz, o hastanın özel ihtiyaçlarına en uygun şekilde hazırlanmalı. Bu, rastgele hareket etmek değil, hastanın özelliklerini derinlemesine araştırmaktı.” diyen Prof. Dr. Konstantinos Fountoulakis, modern psikiyatrinin insancıl yönünü vurguladı.
Kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımının somut bir örneği de Paris Üniversitesi’nden Prof. Dr. Frank Bellivier tarafından sunuldu. Bipolar bozukluğun temel ilacı olan lityumun neden bazı hastalarda işe yarayıp bazılarında yaramadığını araştıran “R-LiNK” adlı Avrupa projesini yöneten Prof. Dr. Bellivier, çığır açan bulguların eşiğinde olduklarını belirtti.
“Kan ve nörogörüntüleme biyobelirteçleri toplayarak kimin lityuma yanıt vereceğini öngörmeye çalışıyoruz. Veri toplama bitti, analizler sürüyor.” diyen Prof. Dr. Bellivier, müjdeli bir haberi de paylaşarak, “Büyük bir mutlulukla belirtmek isterim ki, İstanbul’daki bir Türk merkezi de projenin bir sonraki aşamasına katılacak.” dedi.
Danimarka’dan gelerek zirveye katılan Prof.Dr.Rene Ernst Nielsen Lityum’un böbrek üzerindeki etkileri üzerine yaptıkları büyük Avrupa çalışmasınının bulgularını anlattı.
Bu zirvede bir ilk de Lityum-Böbrek oturumuna bir Nefroloji uzmanının katılmasıydı. Hacettepe Üniversitesi Nefroloji A.D. öğretim üyesi ve Avrupa Nefroloji Birliği Genel sekreteri Prof.Dr.Mustafa Arıcı böbrek ve böbrek lityum ilişkisi üzerine çok önemli bilgiler paylaştı.
Bipolar bozukluğun beyinle olan bağlantısını anlamak temel hedef
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bipolar bozukluğun bir hastalık olduğunu dile getirdi.
Bipolar Master Akademinin, dünya çapında duygu durum bozuklukları ve özellikle bipolar bozukluk üzerine çalışan, bu alanda bilimsel üretimde bulunan ve hasta takibi yapan klinisyen ve akademisyenlerin bir araya geldiği prestijli bir toplantı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, “Etkinlikte, kapsamlı literatür paylaşımları, klinik deneyim aktarımı ve dirençli vakaların tedavisinde yeni yaklaşımların tartışıldığı oturumlar yapıldı. Özellikle kanıta dayalı tedavi protokolleri, genetik algoritmaların tedavi planlamasındaki rolü ve kişiye özel tedavi stratejileri ön plandaydı. Bipolar bozukluğun beyinle olan bağlantısını anlamak da temel hedeflerden biri. Çünkü bipolar bireylerde düşünen beyin, hisseden beyin ve karar veren beyin sistemlerinin uyumlu çalışmadığı biliniyor” dedi.
Hastayla kurulan güçlü bağ tedavinin temeli
Budapeşte Semmelweis Üniversitesi’nden Klinik Psikolog Dr. Xenia Gonda, “Biyopsikososyal Yaklaşım” başlıklı sunumunda, "Yüksek intihar riski taşıyan veya aktif madde kullanım bozukluğu olan hastalar, metodolojik nedenlerle randomize kontrollü çalışmaların dışında bırakılmaktadır. Bu durum, bu özel popülasyon için kanıta dayalı tedavi kılavuzları geliştirmemizi engellemektedir." dedi.
Dr. Xenia Gonda, klinisyenlere bipolar bozukluğun bu en zorlu formunda, reaktif değil proaktif olma, tek bir yönteme bağlı kalmak yerine çoklu müdahaleleri entegre etmeyi ve her şeyden önce hastayla kurulan güçlü bağı tedavinin temeli olarak görme konusunda öneride bulundu.
Etkinlik 2 gün sürdü
Etkinlik kapsamında, katılımcılara Oxford Üniversitesi onaylı Türkçe Bipolar Kitabı, uluslararası anlam ve geçerlilik arz eden özel katılım sertifikası takdim edildi. Genç araştırmacı hekimlerin dünya bilim liderleri ile doğrudan iletişim kurması sağlandı.
İstanbul Üniversitesinden Prof.Dr. Neşe Direk, Kocaeli Üniversitesinden Prof.Dr.Aslıhan Polat, Tanınmış Yazarlarımız Prof.Dr.Mehmet Sungur, Uzm.Dr.Arzu Erkan, Prof.Dr.Hakan Türkçapar, Prof.Dr.Kadir Özdel ve Üsküdar Üniversitesinden Prof.Dr.Nesrin Dilbaz ve Kongre Başkanı Prof.Dr.Ayşegül Yıldız Moderatörlüğünde gerçekleşen oturumları Türk Psikiyatri Hekimleri baştan sona nefeslerini tutarak izledi ve Kapanış konuşmasında genç hekimler ve kongre başkanı ve organizasyon ekibi arasında duygusal anlar yaşandı. Genç Hekimler minnettarlıklarını ifade etmek için Hocalarına çiçek takdim ettiler.
Üsküdar Üniversitesi ve NPİSTANBUL Hastanesinin standının yoğun ilgi gördüğü, 2 gün süren etkinlikte, lityumun böbrekle uyumundan, Nobel'e aday olabilecek epigenetik araştırmalara, metabolik sendrom ve beyin ilişkisinden, kişiye özel tedavide farmakogenetiğin rolüne kadar birçok konu ele alındı.
Kaynak : BÜLTEN