Bol bol su tüketin!

Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Uzman Doktor Onur Oral, yaşlılarda su tüketiminin önemine dikkat çekerek, günde 3 litre su içilmesi gerektiğini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 07.08.2017 09:13
  • Güncelleme Tarihi : 07.08.2017 09:13
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Bol bol su tüketin!

ONURHAN ALPAGUT-ÖZEL HABER

Bunaltıcı yaz sıcaklarında, su tüketimi olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. Yaz aylarında vücudumuz ısındıkça daha fazla terleme sebebiyle su kaybına uğrar. Dolayısıyla su ihtiyacımızı kışa oranla daha fazla miktarlarda karşılamak oldukça önemlidir. Yaşlılarda su tüketiminin ayrıca önem taşıdığına dikkat çeken Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Uzman Doktor Onur Oral, "60'lı yaşlardan sonra böbreklerde fonksiyon kaybı gerçekleşir. En sağlıklı insanda bile bu durum yaşanır. Eğer vücutta suda azalırsa, böbrekte sorunlar ortaya çıkar. Bu sebeple su tüketimi yaşlılarda esastır. Vücudun yüzde 70'i sudur. Kemiğin yapısı ve hücrenin içerisinde su bulunur. Hücreye, su konmazsa hem kan akışkanlığı azalır hem de böbreklerde fonksiyon kaybı ortaya çıkar" dedi.

SUYUN YERİNİ HİÇBİRİ ALMIYOR

Zararlı alışkanlıklarında azaltılması hususunda uyarıda bulunan Oral, "Kahve, çay, sigara, alkol ve benzerlerinin önlenmesi ve durdurulması sağlıklı yaşam için önemli anahtarlardır. Bu ürünlerin tüketimi su ihtiyacını da maskelemektedir. Kişi, gazlı içecekleri ve benzer sıvıları çok tüketerek, su ihtiyacını bunlardan karşılamaya çalışır. Bu yanlıştır. Su tüketimi dediğimizde, en doğal haliyle 3 günde litre tüketilmelidir. Su üstüne içilen sıvılar kabul edilebilir. Ama önceliğimiz doğal su tüketimi olmalıdır" diye konuştu.

YAŞAMSAL FONKSİYONU ARTIRIYOR

Sözlerini şu şekilde sürdüren Oral: "Suyun bir çok farklı fonksiyonu vardır. İnsan vücudunun 4'te 3'ü sudan meydana gelir. Su, hücre içerisindeki metabolik faaliyetlerin rahat yürümesini sağlar. Eğer konuya hücre bazında bakacak olursak; hücre fonksiyonları öldü mü, önce doku sonra organlar ve ardından sistem ölür. Bir böbrek dokusunda hücrelerin susuz kalıp, fonksiyonları yitirmeye başladıklarında, doku hasar görür. Ardından organ hasar alır. Son olarak boşaltım sistemi hasar görür. Bu anlamda kanın hayati bir sıvı olduğunu düşünürsek, kanın en ince damarlara dahi girebilmesi gerektiğini de hesaba katarsak, kanın sıvı ve akıcı olması lazım. Akıcı olmasının sebebi sulandırılmış olmasıdır. Özellikle Türkiye gibi sıcak ülkelerde su kaybı aşırı düzeyde olduğu için bol bol su tüketmek gerekir."

'SUSAMAK' GEÇ KALINMIŞ BİR EYLEM

Halk tabirinde 'Susamak' eyleminin su içmek için ilk uyarı değil, son uyarı olduğuna dikkat çeken Oral, "Kişi, susamadan su içmeyi öğrenmelidir. Dilimizin kuruması ve su ihtiyacımızın ortaya çıkması, aslında susuzluğun başladığını değil, susuzluğun en son hale geldiğinin alarmıdır. Çoğu insana bu öğretilmez. Bu sebeple, kişi susadıkça su içmeye gereksinim duyar. Halbuki normal fizyolojide susamadan, su içmek gerekir. Susamak geç kalınmış bir eylemdir" diye konuştu.

SU YAŞAMDIR

İnsanoğlunun son 15 yıl içerisinde su tüketimini azalttığını gözlemlediğini bildiren Oral, "Nedenini bilemediğim bir şekilde insanlar su tüketimini minimalize etmeye başladı. Bir çok hastamın su kullanmadığını gözlemledim. Su içmek istemeyenler var. 'Canım su istemiyor' diyenler var. Günde 1-2 litreyi zorla içtiğini söyleyenler var. Bu durum sağlıklı değildir. Oksijen nasıl hayati bir gaz ise suda aynı şekilde hayati bir sıvıdır" dedi.

Haber Merkezi