Sayfa Yükleniyor...
Çeşmede 7 ay önce yaşanan gemi kazasının ardından yaşanan yakıt kirliliği hakkında yapılan farklı açıklamalar kafaları karıştırıyor. Resmi kurumlar ve belediye başkanı temiz deniz açıklaması yaparken, bilim insanları denizdeki kirliliğin etkisinin onlarca yıl süreceğini vurguluyor
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
İzmir Çeşmede 7 ay önce Lady Tuna adlı Panama bandıralı yük gemisi Pırasa Adası yakınında karaya oturmuş, 130 ton yakıt denize sızmıştı. Kazaya geç müdahale edilmesiyle kirlilik daha geniş alana yayılmış, sızan yakıtın temizleme çalışmaları için geç kalınınca tonlarca petrol denize yayılmıştı. En çok Ildırı Körfezi, Yıldız Burnu, Ilıca ve Paşalimanı koylarını etkileyen ham petrol, deniz ekosistemi ve kıyılarda ağır tahribat oluşturmuştu. Aradan geçen sürenin ardından zararın boyutlarına dair resmi kurumlar ve bilim insanları tarafından yapılan açıklamalar ise birbiriyle örtüşmüyor.
BAŞKANDAN TEMİZ AÇIKLAMASI
Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, geçtiğimiz günlerde denizin temiz olduğunu belirterek, Çeşme yarımadasının değişik noktalarından alınan deniz suyu örneklerinde hiçbir olumsuzluğa rastlanmadığını açıkladı. Hem petrol türevleri içerip içermediği araştırmasında hem de bakteriyel araştırmalarda, halk sağlığını tehdit eden hiçbir unsur olmadığı tespit edildiğini dile getiren vatandaşların, Çeşme plajlarında gönül rahatlığı içerisinde denize girebileceklerini kaydetti. Açıklamaların bilimsel olmadığını belirten TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay ise, denizin temiz olduğunu iddia eden Belediye Başkanı Muhittin Dalgıçın açıklamalarını eleştirerek, Kaza oldu, biz gerekli önlemleri aldık ve temizledik demek doğru değil. Doğru sonuca ancak bilimsel yöntemler ve uzmanlar ile birkaç yıl inceleme yapıldıktan sonra varılabilir. Söz konusu açıklamalar inandırıcı olmaktan çok uzaktır ve bilimsel değildir dedi.
BİLİRKİŞİ RAPORU
Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinde halen süren zarar tespiti davasında ise mahkeme tarafından görevlendirilen bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan rapor ise bunun tam tersini söylüyor. Raporda, gemilerde kullanılan fuel oilin, çevresel ortamlarda bulunması istenmeyen tehlikeli ve zararlı bir madde olduğu, ekosistem açısından kalıcı organik kirleticiler olarak adlandırılan en önemli kirleticilerden birisi olduğu belirtiliyor. Bilirkişi raporunda, Lady Tuna gemi kayıtlarında, yakıt niteliği olarak IFO 180 bildirildiği, bunun da 6 numaralı fuel-oile tekabül ettiği ve en kirli yakıtlardan biri olduğu ifade edilirken, zararın etkisinin onlarca yıl devam edeceğine dikkat çekiliyor.
UZUN SÜRELİ İZLEME YAPILMALI
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, bilirkişi raporunda fuel oilin deniz dokusundaki kalıcı zararları ve balıkçılık sektörüne olan etkilerinin ayrıntılı olarak yazıldığını belirtti. Kirliliğin deniz dibinde yaşayan canlıların yaşam alanlarını da olumsuz etkilediğine dikkat çeken Kınay, Denizin üzerinde bir petrol tabakası oluşturduğu için oksijen alışverişini etkilemesi nedeniyle, alt dokudaki bitki örtüsü ve canlıların zarar gördüğü ortada. Raporu incelediğinizde, insan sağlığına olan zararları da görebilirsiniz. Bu nedenle, sorunun örtülmemesi, tam aksine açığa çıkarılması gerekiyor. Zararın boyutları uzun vadede ortaya çıkacak. Bunun için sorunu örtmeyip, gereken yapılmalı. Buradaki kirlilik bir haftada veya bir ayda ortaya çıkabilecek bir süreç değil. Temizlik çalışmalarının öncesinde ve sonrasında bir izleme süreci olması gerekir. Kamuoyu bu konuda yeterince bilgilendirilmediği için haklı olarak insanlar tereddüt yaşıyor. Herkes kendi değerlendirmesini yapıyor ama burada önemli olan bilimsel araştırmaların ve uzun süren izlemelerin yapılmasıdır. Kirlilik bitti, bir şey kalmadı demek doğru değil diye konuştu.
KAMUOYU DOĞRU BİLGİLENDİRİLMELİ
Yüzme ile ilgili bir sıkıntının olmadığı ve vatandaşların rahat olması yönünde belediye başkanı tarafından yapılan açıklamaya değinen Kınay, Burada iki boyut var. Bir bizim su kaliteli kontrol yönetimi ile ilgili bir mevzuatımız var. Bunlarda belirlenen değerler var. Orada sadece insanlar denize girmiyor orada bir ekosistem var. O ekosistemde yaşanan zararlar konusunda resmi kaynaklardan bize gelen bir bilgi yok. Bu kazanın ilk olmadığını biliyoruz, son da olmayacaktır. Ancak yapılan uygulamalar bu kazalar karşısında mücadeledeki yetersizlikleri çok daha büyük sorunlara yol açabilir. Bu yüzden bir an önce çok daha kapsamlı değerlendirme çalışmaların yapılması ve bu konuda kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekiyor. Kaza oldu, biz gerekli önlemleri aldık ve temizledik demek doğru değil. Yapılan temizlik çalışmasının yüzde 100 olması hiçbir zaman mümkün değil. Doğaya verilen bir zarar var ancak ne kadar daha az insan ve çevre sağlığına zarar verilir noktasında bir değerlendirme yapmak önemli. Kurumlar değerlendirmelerinde, Analiz yapıyoruz, herhangi bir problem yok derken; bilirkişi raporları tam tersini söylüyor. Çeşmede de bilirkişi raporlarında bir kirlilik olduğu ortaya çıktı.
Haber Merkezi