Çetin Emeç ölüm yıl dönümünde anıldı!

Çetin Emeç ölüm yıl dönümünde anıldı!

Evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybeden Çetin Emeç, ölümünün 35'inci yılında mezarı başında törenle anıldı.


  • Oluşturulma Tarihi : 07.03.2025 15:45
  • Güncelleme Tarihi : 07.03.2025 15:45
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çetin Emeç ölüm yıl dönümünde anıldı!

Suadiye'deki evinin önünde 7 Mart 1990 tarihinde uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında düzenlenen törenle anıldı. Törene, oğlu Mehmet Emeç, damadı Özalp Birol ve eski çalışma arkadaşları gazeteciler Oktay Ekşi, Sedat Ergin, Namık Koçak, Hürriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Arif Dizdaroğlu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Munyar, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç katıldı. Emeç'in mezarı başında dualar edildi ve anma konuşmaları yapıldı.

Hürriyet Gazetesi yazarı Sedat Ergin, "Beni 1987 yılında Hürriyet gazetesine alan kişi Çetin Bey'di. Beni transfer etmişti. Washington muhabiri olarak görevlendirilmişti. Çok hoş insandı, çok zarif bir insandı. Çok incelikleri olan bir insandı. Bütün o sert algısı dışarıdan öyle bir imajı vardı. Çok sert biridir diye, çalışması zordur diye. Bana göre öyle zor bir insan değildi. Genel yayın yönetmeni olarak sadece haberi duyan, güne başlarken onun için önemli olan ertesi günü bütün Türkiye'nin konuşacağı, söz edeceği bir gazete yapmaktı. Çarpıcı haberlerle gündemi sarsmaktı. Haber onun için en önemli, özellikle özel haber en önemli şeydi. Çalışanların hepsinin de kendisiyle birlikte aynı heyecanı yaşamasını isterdi. Siz de o heyecanı duyuyorsanız Çetin Bey'le çalışmaktan yana hiçbir sıkıntı duymazsınız. Onun dışında o algıya rağmen aslında biraz yakından tanıdığınızda hiç de öyle biri olmadığını, bence iç dünyasında çok daha mahcup, çok nazik bir insan, o imajın çok aksi yönde bir insan karşınıza çıkardı. Kendisini özlüyoruz" ifadelerini kullandı.

Hürriyet Gazetesi Yazı İşleri Genel Müdürü Arif Dizdaroğlu, "Tarihler 12 Aralık 1981'i gösterdiğinde Hürriyet'te önemli bir değişim oldu. Genel Yayın Yönetmeni Nezih Demirkent görevi, Çetin Emeç'e devretti. O tarihe tanıklık eden insanlardan birisi de benim. Yıllarca aynı masada çalıştık. Kendisiyle çok paylaşımımız oldu. Çetin Bey gerçek bir Cumhuriyet aydınıydı. İşinde cesur, çalışkan ve çok titizdi. Bir kelimeyi, bir ifadeyi doğrulatabilmek için saatlerce uğraştığımız günleri hatırlıyorum. Onun bir yazısından alıntı yaptım. Basın özgürlüğü istediğin manşeti atabilme özgürlüğüdür. O manşeti atabilme özgürlüğü sıkça gazetecilerin hatalarıyla ödedikleri büyük bedelin de öyküsüdür bir bakıma. Çetin Bey bu bedeli ödedi. Kendisini saygıyla anıyorum" dedi.

 

Türk basınının en büyük kayıplarından bir tanesi

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, "35 yıl geçmiş şaka gibi aslında. Türk basınının en büyük kayıplarından bir tanesi. Çetin Bey ile çalışırken çok özgür, çok insana dokunan çok haber kokan haberlerin peşinde koşardık ve kabul etmediği hiçbir haberi de gazeteye sokmazdı. Basın özgürlüğü için çalışırdı. Habere gitmediğimiz zaman veya üşendiğimiz ya da haberin peşinde koşmadığımız zaman Çetin Bey salona çıkar neden oturuyorsunuz nerede bu haber diye hesap sorardı. Çetin Bey bizim için çok önemli bir insandı. Basın özgürlüğü için, basının değerlerinin etik değerlerinin yaşatılması için çok önemli görevler yaptı. Ama çok genç yaşta bizden aldılar. Çetin Bey'e sadece şunu söylüyorum. Çetin Bey sizi çok özlüyoruz, o dönemleri çok özlüyoruz. Keşke olsaydınız da basının bu kadar örselendiği bir dönem yaşamasaydık keşke diyoruz. Nur içinde yatsın" şeklinde konuştu.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Muyar, "Gerçekten bize çok önemli katkıları oldu. Çok titiz çalışan bir insandı. Türkçeyi çok iyi kullanan bir meslek büyüğümüzdü. Sayfaların provaları geldiğinde bütün kırmızı kalem işaretlerle dolu olurdu. Düzeltilmesi konusunda uyarılırdık. Onlardan gerçekten de çok şey öğrendik. Çetin Bey bizim demokrasi ve laiklik şehidimiz. Ruhu şad olsun" diye konuştu.

Oğlu Mehmet Emeç, "Bütün bu söylenenlerden sonra benim babamın gazeteciliği hakkında söyleyecek bir kelimem yok. Ancak kendisi vefat ettiğinde 55 yaşındaydı. 14 Mayıs'ta da 90 olacaktı. Ama sizler onun çalışma arkadaşları, dostları, vefakar ailesi sayesinde burada olan, olamayan aramızdan geçmiş olan dostları sayesinde hala hayatta. Onun için ben şükranlarımı sunuyorum sizlere ve kamuoyuna" dedi.

 

Son derece inançlı ve Atatürk'çü bir gençti

Gazeteci Oktay Ekşi, "Son derece inançlı ve Atatürk'çü bir gençti. Cumhuriyetin değerlerine son derece bağlıydı. Aslında bana sorarsanız aramızdan hunharca alınmasının sebebi de onun bu değeriydi, bu konudaki titizliğiydi" şeklinde konuştu.

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ