- Gündem
- 29.06.2025 00:57
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul'da İbn Haldun Üniversitesi 7. Mezuniyet Töreni'ne katıldı. Yılmaz burada yaptığı konuşmada, “Yüksek öğretimi Türkiye Yüzyılı vizyonunun temel taşı olarak gören bir anlayışla ilerliyoruz. Bu çerçevede eğitime sosyal adalet ve fırsat eşitliği penceresinden baktığımızı da belirtmek isterim" dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul'da İbn Haldun Üniversitesi 7. Mezuniyet Töreni'ne katıldı. Mezuniyet törenine Yılmaz'ın yanı sıra İbn Haldun Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanvekili Bilal Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Atilla Arkan, İstanbul Valisi Davut Gül, akademisyenler, öğrenciler ve aileleri katıldı. İstiklal Marşı ile başlayan tören Kuran'ı Kerim tilavetiyle devam etti. İbn Haldun Üniversitesi'nden 148 lisans, 49 yüksek lisans olmak üzere 197 öğrenci mezun oldu.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliğinde yüksek öğretimi Türkiye Yüzyılı vizyonunun temel taşı olarak gören bir anlayışla ilerliyoruz. Bu çerçevede eğitime sosyal adalet ve fırsat eşitliği penceresinden baktığımızı da belirtmek isterim. Ülkemizin hangi bölgesinde doğmuş olursa olsun hangi sosyoekonomik ortamdan geliyor olursa olsun tüm çocuklarımıza, gençlerimize fırsat eşitliği sunmak çok temeldir diye yürekten inanıyorum. En önemli yapı taşlarından biri olarak görüyoruz. Bu anlayışın bir sonucudur ki yurt imkanlarıyla, burslarla, devlet üniversitelerinde bilabedel eğitim hizmeti sunarak çocuklarımıza, gençlerimize bu fırsat eşitliğini sağlama gayreti içindeyiz" dedi.
Yılmaz, "Ülkemizin dört bir yanında 81 ilimizde 208 üniversitemiz var. Yaklaşık 7 milyon üniversite öğrencimiz var. 185 bini aşan akademik personelimizle ülkemizin en değerli varlığı olan insanına yatırım yapıyoruz. Üniversitelerden elbette beklentilerimiz var. Üniversiteden 3 beklentimiz olduğunu ifade etmek istiyorum. Birincisi elbette ki eğitim. Kaliteli, nitelikli bir eğitim. İkinci bir işlevi var üniversitenin. O da mevcut bilginin üzerine yeni bilgiler ilave etmek. Buna üniversiteleri araştırma fonksiyonu diyoruz. Üçüncü bir fonksiyon var ki o da çok çok kıymetli. Ben buna insan odaklı kalkınma fonksiyonu diyorum. Dolayısıyla üniversitelerden bu üçünü bekliyorum. Bilgiyi kaliteli bir şekilde aktarmalarını yeni bilgiler üretmelerini ve toplumun farklı kesimleriyle bağlantılar kurarak iş dünyasından yerel yönetime, sivil topluma bağlantılar kurarak bilgiyi bir değere, sosyal bir faydaya dönüştürmelerini bekliyoruz. Geçtiğimiz hafta açıklanan QS Dünya Üniversite Sıralamasında yer alan üniversite sayımız 11'e yükselmiş durumda. Birçok üniversitemiz daha üst basamaklara çıktığını Times Higher Education Dünya Üniversite sıralamasında ise son yıllarda hem üniversite sayımız artmış hem de bu kurumların sıralamalarındaki yerleri kayda değer biçimde iyileşmiştir. Güncel verilere göre 3 üniversitemiz ilk 400 arasında yer almakta. Bu da ülkemizin akademik alanındaki küresel rekabet gücünü ortaya koymaktadır. Ülkemizin sosyal bilimlerde mutlaka daha hızlı mesafe alması gerekmektedir. Uluslararası ölçümlerde de bunu görüyoruz. Mühendislikler de diğer birtakım alanlarda çok daha iyiyiz. Ama sosyal bilimlerde arzu ettiğimiz noktada değiliz. Daha fazla dayanışmaya ihtiyacımız var. Millet olarak, medeniyet olarak ve insanlık olarak daha fazla dayanışmaya ihtiyacımız olan bir dönemden geçiyoruz. Uluslararası kurumların, uluslararası kuralların, hukukun, değerlerin zayıfladığı, içinin boşaltıldığı bir dönemden geçiyoruz. Bugün her zamankinden daha fazla bu değerleri, medeniyetimizin bu değerlerini hatırlama zamanıdır. Kendimizi dünyanın akışına bırakabilecek bir lükse sahip değiliz. Elbette ki dünyanın gerçeklerini göreceğiz, yanlış anlaşılmasın. Bu gerçekler içinde bugünün ihtiyaç duyduğu politikaları da yapıp hayata geçireceğiz. Ama bir taraftan da bu gerçekliğin içerdiği zaafları ortaya koyduğu sorunları görüp gelmekte olan dip dalgayı da iyi görerek kendimizi pozitif ayrıştırmak durumundayız. Dünyanın gidişatına kendimizi kaptırmadan bu gidişatı etkilemeye dönük kendimizi konumlandırmak durumundayız" ifadelerini kullandı.