Dal: 4 bin binanın hasar tespit çalışmasını yaptık

YUSUF ÇAĞIRTEKİN

İLKSES TV ekranlarında yayınlanan Vedat Araz’ın hazırlayıp sunduğu Kent ve Sanat Programı'nın bu haftaki konukları İzmir Kent Konseyi Başkanı Nilay Kökkılınç ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Mimar İlhan Dal oldu. Deprem bölgesine giden ve izlenimlerini aktaran Mimar Dal, doğru zemin ve doğayla uyumlu yaşamanın altını çizerken, Kökkılınç; depremin ilk gününden bu yana hem İzmir Valiliği hem de İzmir Büyükşehir Belediyesi ile koordineli olarak yaptıkları yardım ve hizmetlerden bahsetti.

İZMİR DEPREM DENEYİMİNİ İYİ KULLANDI

Deprem felaketinden ötürü duyulan acının her geçen gün ne yazık ki katlanarak arttığını vurgulayan İzmir Kent Konseyi Başkanı Nilay Kökkılınç, Depremin ilk gününden bu yana bileşen sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve sendikalar ile deprem bölgesi için destek vererek, köprü olduklarını belirterek, şu açıklamayı yaptı: "Burada daha çok dayanışma odaklı çalışmalar yapıyoruz. Ben göreve geldiğimde bazı derneklerimizin dayanışma kampanyaları vardı. Deprem haberini alır almaz İzmir Büyükşehir Belediyemizin koordinasyon toplantısı oldu. Bu toplantıya katıldığımızda ‘bölgeye bir uçak gidecek hemen elinizde ne varsa aktarın’ dendi. Biz de elimizdeki var olan malzemeleri deprem bölgesine sevk ettik. Bu bize şunu gösterdi aslında sivil toplumunun da kamu kurumunun da her zaman rezervinde mutlaka ihtiyaç malzemesinin bulunması lazım. İnsanın elinde stokların olması kıymetli bir şey.  İzmir Valisi Sayın Yavuz Selim Köşger’ i ziyaretimiz ile İzmir‘e gelecek olan depremzedelerimiz için ve depremzede çocuklar ile gençlerimiz için Valilik temsilcimiz vasıtasıyla Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve AFAD ile iletişimde bir misyon üstlendik. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer’in sivil toplum buluşmalarına katılımımızla depremden etkilenen bölgeye yapılacak desteklerde, yardımların heba olmaması ve yerine ulaşmasını teminen İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin koordinasyonu ile depremzedelerimize ulaştırılması konusunda misyon üstlendik. Depremden etkilen illerin de içinde bulunduğu Türkiye Kent Konseyleri Platformu ile iletişim içerisindeyiz.Tüm milletimiz bu konuda büyük bir seferberlik içinde.Kendi bünyemizde çalışan görevlilerimiz var, bir gençlik meclisi, kadın meclisi, engelli meclisi ve çocuk meclisi gibi meclislerimiz var. Onların gönüllü sayılarıyla hem Celal Atik Spor Salonu’nda hem Gaziemir Fuar Alanı koordinasyon merkezlerinde gönüllüleri koordine ettik. Sivil toplum olağanüstü bir çalışma yaptı. İzmir 30 Ekim 2020’de yaşanan depremden dolayı deneyimliydi. Bu deneyimiyle İzmir, deprem bölgesine hızlı ve daha kolay bir şekilde koordine oldu.”

DEPREMİN ÖLDÜRMEDİĞİNİ YERİNDE GÖRDÜK

Depremin ilk günü bölgeye giden ve bölgedeki izlenimlerini anlatan İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Mimar İlhan Dal ise, insanları depremin öldürmediğini yanlış zeminde yapılaşmanın, yanlış ve eksik malzeme kullanımın öldürdüğünü yerinde gördüklerini belirterek, “Deprem bölgesi için daha fazla ne yapabiliriz diye kendimize soruyorduk. Bölgeye gönüllü gitmeye karar verdim. Hasar tespit çalışmaları içerisinde yer almak istediğimi ilettim. Ardından da İzmir Mimarlar Odası’na bağlı 19 mimar arkadaş ve İnşaat Odası’na üye 19 arkadaşlar beraber toplam 38 kişi Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın koordinasyonun çalışmak üzere Hatay’a gittik. Bakanlık bizi Hatay Dörtyol’da görevlendirdi. Binalarda hasar tespit çalışmaları yaptık. Hasar tespit sonuçlarını aynı gün bakanlık yetkililerine ilettik. Bir günümüzü de Antakya’ya ayırdık.  Antakya’yı televizyonlarda gördük ama yerinde görmek çok farklı. Bir film sahnesinin içerisinde gibi hissediyorsunuz kendinizi. İnanılmaz bir yıkım vardı. Yıkılmayan binaların da kullanılmayacağı belliydi. Nitekim ikinci depremde bu binalar da yıkıldı. Yani ayakta gördüğümüz binaların büyük bir çoğunluğu da yıkıldı. Dağlık tarafa gittikçe evlerin yıkılmadığını gördük. Buradan da zeminin ne kadar önemli olduğunu depremin öldürmediği zemin tercihlerinin, binaların yapım kalitesinin insanları öldürdüğünü yerinde gördük.  Bunlar bizim için acı bir deneyim oldu. Bu acılar ilk defa da yaşanmıyor. Depremlerin sıklıkla yaşandığı ve bundan sonra da yaşanacağı bir coğrafyadayız. Her defasında bunu bir kader planı olarak görüp yolumuza devam etmemiz mümkün değil. Bu deprem sonrası mutlaka değişmek zorundayız. Hiçbir şey olmamış gibi devam etmemiz mümkün değil. Yaşamamızın her alanında bu depremden aldığımız dersleri unutmamalıyız” ifadelerine yer verdi.

6 GÜNDE 4 BİN BİNANIN TESPİTİNİ YAPTIK!

Deprem bölgesinde 6 gün içerisinde 4 bin binanın hasar tespit çalışması gerçekleştirdiklerini dile getiren Dal, “Depremde organizasyon sorununu biz de yaşadık. Bölgede çok yoğun bir çalışma temposuyla 6 gün çalıştık ve 4 bin binanın hasar tespit çalışmasını yaptık. Eğer bu koordinasyon eksikliği olmasaydı çok daha fazla tespit çalışması yapabilirdik. Bölgede yaptığımız çok kıymetli bir iş daha vardı. Biz sadece bir hasar tespit çalışması yapmadık. Oradaki insanları depreme dair bilgilendirdik. Bunun bir kader sonucu olmadığını anlattık. Bunu bir kader planına bağlayamayız. Doğayla uyumlu yaşadığınız zaman bu problemler olmuyor” dedi.