Sayfa Yükleniyor...
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde ve TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve birçok üniversitenin katkılarıyla düzenlenen ‘Deprem ve Yapı Bilimi Günleri’ adlı panel Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nden gerçekleşti
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Türkiye Mühendis Mimarlar Odası Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve İzmir’deki birçok üniversitenin katkılarıyla düzenlenen ‘Deprem ve Yapı Bilimi Günleri’ paneli, Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Uzmanlar, Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiğini vurgularken, afet öncesi alınacak tedbirlerin hayati önem taşıdığına dikkat çekti. Panelde konuşan yetkililer, yapı üretim süreçlerindeki eksikliklere, denetim mekanizmalarındaki yetersizliklere ve afet yönetimi konusundaki ihmal edilen noktalara değinerek, depreme dayanıklı kentleşmenin kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunu ifade etti. Özellikle 6 Şubat depremlerinin ardından yaşanan ağır kayıpların, yapı güvenliği konusunda atılması gereken adımları bir kez daha gündeme getirdiği belirtildi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı Eylem Ulutaş, “Coğrafyamızda sıkla yaşadığımız depremlerin etkisi sıklıkla hissedilmektedir. Yaşadığımız tüm depremlerde elbet bir şeyler öğrendik. Özellikle 2000’li yıllar afet risk azaltma algısının dünyada oluşmaya başladığı yıllar oldu. Son 20 yılda dünya çapında yaşanan afetlerde çarpıcı bir biçimde artış kaydedilmiş olması insani açıdan küresel ölçekte ağır etkilerin sebebi olurken öğrendik ki afet öncesi yapmamız gereken çalışmalar afet sonrası yapılanlardan daha kıymetli. Bir diğer gerçekte büyük depremler sonrası hayatta kalanların yaşadıkları sorunlar. 6 Şubat depremi sonrası bölgede yaşayan, deprem bölgesinde yaşayan yurttaşlarımızın karşı karşıya kaldığı zorluklar hepimiz şahidiz. İşte bu yüzden bugün yapacaklarımız çok önemli. Bu yüzden risk azaltma çalışmaları kıymetli ve hayati. Bilim ve tekniğin toplumsal fayda için kullanılmasının belirleyici olduğunu biliyoruz. Bu bakış açısıyla bilime olan inancımızla burada yapılan her konuşmaya dikkat edeceğiz. Bornova’da yürüttüğümüz mikro bölgelerdeki çalışmalar devam ederken çok yakın zamanda Karşıyaka da ilçemizde de çalışmalarımızı başlatacağız. İzmir Deprem Master Planı'nın hazırlığı içerisinde olduğumuzu da ifade etmek isterim” dedi.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Bengi Atak, “Ülkemiz çeşitli bölgelerinde yaklaşık 10 yılda bir yıkıcı bir depremle karşı karşıya kalıyor. Şehrimizde ise 117 vatandaşımızı kaybettiğimiz 2023 depremi gerçek bir uyarı niteliği taşımıştır. 1999'da Kocaeli’nde, 2011'de Van'da ve 2023’te de Kahramanmaraş'ta, Hatay'da ve Malatya'da gördüğümüz binalardaki yıkım nedenleri neredeyse maalesef ortak. Yapı denince aklımızda ilk canlanan binalarımızı üretirken maalesef sınıfta kaldığımız çok açık bir gerçek. Öte yandan köprülerimize odaklandığımızda hiç hasar almadı demek doğru olmayacak ancak daha iyi performans gösterdiklerini söylemek de hiç yanlış değil. Çünkü hiçbir köprümüzün yıkımından kaybettiğimiz tek bir canımız bile yok. Şimdi size soruyorum, deprem aynı deprem olduğuna göre aralarındaki performans farkı sizce neden bu kadar büyük? Demek ki deprem yalnızca bir kader değil, fıtrat değil. Bizler bilimin yol göstericiliğinde doğru işler yaptığımız zaman çok iyi işler de çıkartabiliyoruz. Bu sebeple bilime kulak vermek zorundayız. Gerek tasarımcı, şantiye mühendisi ve gerek akademisyen olup yeni mühendisler yetiştirelim, gerekse de kavim adına denetimeler yapalım. Ama lütfen her koşulda attığımız imzaların, aldığımız sorumlulukların farkına varalım. Ülkemizde geçtiğimiz günlerde yaşanan yangın felaketi de göstermiştir ki maalesef büyük bir ahlaki çöküş içerisindeyiz. Alınan izinler, yapılan denetimler, kontroller birer prosedür olmaktan ve kâğıt üzerinde kalmaktan ileri gidemiyor ve bizler bedelini yine çok ağır ödüyoruz. Son olarak ülkemizde maalesef günden güne boşalan adalet kelimesinin arkasında adil yargılanma, hak hukuk arıyoruz” ifadelerini kullandı.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Nusret Suna, “Türkiye coğrafi kurumu itibariyle dünyanın en aktif deprem kuşakları üzerinde yer almaktadır. Ülke topraklarının yüzde 92'si deprem riski altında ve nüfusumuzun yüzde 95'i bu riski bölgelerde yaşamaktadır. Bilimsel verilere göre son 120 yılda ülkemize meydana gelen depremlerde yaklaşık 100 bin yurttaşımız hayatını kaybetti. Bu veriler önümüzde duran tarihsel gerçeği, acı tecrübelere ve deprem gerçeğinin görmezden gelmesinin ne kadar büyük bir bedeli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Denilebilir ki bu depremlerde yaşanan yıkımın temelinde yapı üretimi ve denetimi süreçlerindeki eksiklikler ve hatalar zinciri yapmaktadır. İzmir depreminin üzerinden 4 yıldan fazla zaman geçti. Bu süreçte afetlere yönelik hazırlıklarınıza baktığımızda hala önemli eksiklerin mevcut olduğunu söylemek mümkün. 6 Şubat depremlerinde gördük. Eksikliklerin ve hataların arkasında hiç şüphesiz öncelikle kamu hükmünün ve resmi makamlarda sorumluluk üstlenenlerin görevlerinin gereğini yerine getirmemiş olması en büyük etkendir. En başından bu yana mevzuattaki eksikliklerin düzeltilmesi, buna göre yapıların deprem yönetmeliklerine uygun inşa edilmesi, denetim mekanizmalarının tedbir çalıştırılması, kaçak yapılaşmaya izin verilmemesi gerekir. Oysa görülen o ki bu önlemlerin hiçbiri alınmamış, hala da alınmış değil. Bu noktada merkezi ve yerel yönetimlerin sorumluluklarını hatırlatmak zorundayız” diye belirtti.
MERVE AĞRIÇ