Doğançay’da kabir azabı!

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

Dünyaya ve Türkiye’ye yaklaşık 2 yıldır kabus dolu günler yaşatan koronavirüs salgını İzmir’de defin hizmetlerini de vurdu. Kentte 1200 dönümlük alana kurulu olan Büyükşehir Belediyesi’ne ait Doğançay Mezarlığı’nda pandeminin etkisiyle katlanan vefatlar nedeniyle defin gerçekleştirmek için yer kalmadı. Artan ihtiyacı karşılamak için Doğançay’ın üst tarafına 180 dönümlük yeni gömü alanı açılırken, bölgede altyapı çalışmalarının henüz gerçekleştirilmemiş olması vatandaşları isyan ettirdi. Yol, aydınlatma ve yeter sayıda görevli olmaması nedeniyle oluşan görüntü toplu mezarları andırırken, toplu ulaşım hizmetinin henüz devreye girmemesi ve alanın olası bir yağmurda girişe kapanacak olması da ziyaretlerin önünü tıkıyor. Vatandaşlar bölgenin yüksekliği ve korumasızlığı nedeniyle yabani hayvan tehdidine de dikkat çekiyor.

ALTYAPI PLANLAMASI BU KADAR MI ZOR

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğundaki mezarlığa 4 Ekim’de amcası Ekrem İçerler’i defneden Yıldızay İçerler, yaşananlara tepki gösterdi. İçerler, “Huzurla yatsın, yattığı yer incitmesin diyerek toprağa verdik amcamızı. Ama biz bunları sadece diledik. Yaşadığımız tablo ise inanılır gibi değildi. Vefatı takiben defin için Doğançay Mezarlığı’na yönlendirdiler. Mezar yerinin hazır olduğu teyit edildi. Mezarlığa cenaze aracı önde, bizler arkada konvoy olarak girdik. Mezarlığı baştan sona geçtik, sonunda mezarlık bitti. Tek şeritlik bir dağ yoluna doğru cenaze arabası ilerledi, bizler de takip ettik. Oldukça virajlı, toprak bir yoldan epeyce yukarılara çıktık. Dağın başında, kısmen tel örgü ile çevrili bir yerde cenaze aracı durdu. Yolu, güvenliği, çeşmesi, aydınlatması ve tek bir görevlisi dahi olmayan toplu mezar yerleri açılmış gibi neredeyse birbirine bitişik çukurların açıldığı, toprak kümeleri ve bir kepçenin olduğu yeni bir mezarlığa gelmiştik. Mezarların hiçbirinin içi örülü de değildi. Bir mezarlığın pandemi koşulları da olsa ne zaman dolacağı, yeni bir mezarlığa ihtiyaç duyulacağı öngörülemez mi? Büyükşehir Belediyesi’nin bir mezarlığın alt yapısının planlamasını yapması bu kadar mı zor? Ulaşım için toplu taşıma aracı da yok. Özel aracı olmayan vatandaşlar kaybettikleri canlarını ziyarete gidemeyecek. Yağmur yağması halinde mezarlığa girilmesi mümkün değil. Mezarların geleceği durumu ise düşünmek istemiyorum. Bu yükseklikte her türlü yabani hayvanının korumasız olan bu alana girebileceğini bilmek ayrı bir endişe” dedi.

SAYGI VE ÖZEN GÖSTERİLSİN

Konuya ilişkin ilgili birimlere şikayette bulunduğunu söyleyen İçerler, “Mezarlıklar kaybettikleri ile yaşayanlar için derin anlam taşırlar. Bir İzmirli olarak ebediyete uğurladıklarımıza niçin gereken saygı ve özenin gösterilmediğini sormak istiyorum. Bu insanca yaklaşımı hak etmiyor muyuz? 1931 tarihli Belediye Mezarlıkları Nizamnamesi’nde, o tarihte bile bir mezarlığın hangi kriterlerde olacağı ve nasıl planlanacağı tanımlanmış. Sonraki yasal düzenlemelerde de mezarlıklarda olması gereken koşullar belirlenmiş. Bu mezarlık ile İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve konu yetkilileri; Nizamnameye, 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa, 5393 Sayılı Belediye Kanununa, 593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanununa ve 3998 Sayılı Mezarlıkların Korunmasına ilişkin Kanuna aykırı hareket etmekte ve görevlerini yerine getirmemektedirler. Mezarlıklar Müdürlüğünü de aradık, verilen cevap sadece ‘Haklısınız’ oldu. Doğançay Mezarlığı, Karşıyaka ve Çiğli bölgesine hizmet veriyor. CHP bu iki İlçede her seçimde açık ara hep önde olmuştur. İzmir’in CHP’nin kalesi varsayılması mı hizmeti zayıflatıyor? İzmirli sandıkta hesap sormuyor diye mi hak ettiği hizmet verilmiyor? Sosyal belediyecilik anlayışı bu mudur? Tunç Soyer, ailesinden birini böyle bir mezarlığa bırakıp gider miydi? Yazıklar olsun… Konunun her mecrada takipçisi olacağım” ifadelerini kullandı.