Doğanın 93’lük neferi

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

Türkiye turizminin en önemli merkezlerinden birisi konumundaki Çeşme, son yıllarda daha çok ekolojik yıkımlarla gündeme geliyor. Balık çiftlikleri, taş ocakları ve rüzgar türbinleri tehdidi altındaki Çeşme’de bölge halkı ise çevre örgütleri ve gönüllü hukukçuların desteğiyle güçlü bir mücadele yürütüyor. Bu mücadelenin sıra dışı aktörlerinden biri de 93 yaşındaki Sevim Efeler... 35 yıldır Germiyan’da yaşayan iki çocuk annesi Efeler, ilerleyen yaşı ve sağlık sorunlarına rağmen isyan çığlıklarını ön saflarda seslendiriyor. Germiyan’ı, doğayı ve yaşamı eylem alanlarında savunmak için yeri geldi mi elinde bastonuyla dik tepeleri bile aşan Efeler, sağlığı elverdiği sürece bu mücadeleyi sürdüreceğini vurguluyor. “Çevreye yapılan kötülükleri gördükçe çok üzülüyorum” diyen Efeler, mücadelesiyle gençlere örnek oluyor.

AKTİVİSTLİĞİ ÇOK SEVİYORUM

Yıllarca terzilik yapan iki çocuk annesi 93 yaşındaki Sevim Efeler, “İzmir’e 1956 yılında geldim. Sonra eşim Ömer Efeler ile tanıştık ve 1957 yılında evlendik. Doğayı, çevreyi çok seviyorum. Ben doğanın içinde büyüdüm. Memleketim Merzifon’da tarlamız vardı. Sürekli bir şeyler eker biçerdik, toprakla uğraşırdım. Küçükbaş hayvanlarımız vardı, onları gezdirirdim. Çevreciliği ve aktivistliği çok seviyorum. 35 yıl önce Çeşme Germiyan’da bir tarla satın aldık. Üzerinde hiçbir şey yoktu, kuru bir topraktı. Bulduğum her tohumu oraya ektim. Germiyan’da yetişen endemik türlerin bulunduğu bir yere döndü adeta. Pandemide de kendimizi oraya attık. Doğanın değerini daha iyi anladık” dedi.

HER YERDEN KUŞATMA ALTINDAYIZ

Sağlığı elverdiği sürece alanlarda olmaya ve talana karşı mücadeleye devam edeceğini vurgulayan Sevim Efeler, “Çeşme’de ilk aktif olarak RES’lere karşı düzenlenen eylemlere katıldım. Daha önce de belli protestolar oluyordu ama bu kadar yaygın ve geniş katılımlı değildi. Çevreye yapılan kötülükleri gördükçe çok üzülüyorum. Mahkemelere, bilirkişi ve halkın katılım toplantılarına katılıyorum. Hep diğer çevrecilerin yanındayım. Dağlarda, tepelerde... Germiyan’a yakın yerlerde RES’ler yapmaya başladılar. Ne güvenliğimiz kaldı ne doğamız kaldı. Mahkemeler kazanılıyor ama bu sefer kanunlarda değişiklik yapıyorlar. Her yeri taş ocakları RES’ler, GES’ler, balık çiftlikleri ile doldurdular. Her yeri betonlaştırdılar. Her yerden kuşatma altındayız. Yaşananlara tepki göstermek ve gelecek kuşaklara temiz bir dünya bırakabilmek için elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Duyarlılığı arttırmaya çalışıyorum. Sağlığım elverdiği sürece destek vermeye devam edeceğim. Alanlarda olacağım. Çevre için mücadeleye devam edeceğim. Bütün mücadelem çocuklar için. Onlara temiz bir dünya kalsın istiyorum” ifadelerini kullandı.

MÜCADELENİN SEMBOL İSİMLERİNDEN

Annesinin doğaya ve çevreye karşı her zaman çok duyarlı olduğunu dile anlatan Tayfun Efeler ise şunları söyledi: “Annemin aktivist bir yanı hep vardı. Bilinçli bir şekilde eylemlere katılır ve protesto eder. Elinde bastonla her yere gider. Protezli bacağıyla yeri geldiğinde dik yamaçlara tırmanır eylem alanına ulaşmak için. Her zaman böyle duyarlıydı. Çevre konusunda bizi hep bilinçlendirmeye çalışırdı. Yeşili korumamız için öğütler verirdi. Annem Çeşme’deki çevre mücadelesinin sembol isimlerinden biri... Herkes onu tanır. Eylem alanına gittiğinde coşkuyla yanına geliyorlar. Eylemlere katılmayanlara annemi gösterip örnek almaları gerektiğini söylüyorlar. Eylemlerde pankart taşır, konuşma yapar. Bizimle beraber tepelere yürür, en olamayacak yerlere çıkar protezli bacağıyla. Annemin bütün eylemlerde var olmasının nedenlerinden biri de gençlere örnek olabilmek. Canı gönülden destekliyor. Eylemler kalabalık olmayınca kızıyor. Katılım dışında toplantılarda fikirler yürütür. Sağ olsun hep bizimle beraber. Hastayken bile bizimle eylemlere geldiğini hatırlıyorum.”

Haber Merkezi